Ali Coşkun: Büyüknohutçularla aynı kaderi paylaşabilirdik, kıl payı kurtulduk ölümden
Madran Dağı'nda yaşadıkları köyde yapılmak istenen maden ocağına karşı çıktıkları için silahlı saldırıya uğrayan Ali ve Cennet Coşkun'a 'Büyüknohutçu plaketi' verildi.
DUVAR - Aydın'ın Çine ilçesine bağlı Madran Dağı'ndaki Topçam köyünde evlerine 60 metre yakınlıkta patlatmalı maden ocağı işletilmesine karşı direndikleri için maden çalışanlarının silahlı saldırısına uğrayan Ali ve Cennet Coşkun'a Büyüknohutçu ailesi anısına beşincisi düzenlenen etkinliklerde plaket verildi.
Evrensel'den Özer Akdemir'in haberine göre hayvanlarını bırakacak kimse bulamadıkları için Antalya’daki törene gidemeyen Coşkun ailesine plaketleri kargo ile gönderildi. Plaketin kendilerini duygulandırdığını söyleyen Coşkun ailesi, “Aynı kaderi paylaşabilirdik, kıl payı kurtulduk ölümden” dediler.
'HATIRLAMAK BİLE İSTEMİYORUM'
Kendi mücadelelerinin Büyüknohutçu’ların mücadelesine benzetildiğini söyleyen Ali Coşkun, “Aynı kaderi paylaştığımızı düşünmüşler ki an meselesiydi, kıl payı kurtulduk silahların altından” dedi. Kendilerine silahlı saldırının yapıldığı günü hatırlamak bile istemediğini aktaran Coşkun, “Çok zor bir dönemdi, silahların altında kötü bir geceydi. Zengin para hırsı ile çalıştığı için insanları, diğer canlıları, bazı değerleri görmüyor” diye konuştu.
'NEREDEYSE BİZ TUTUKLANIYORDUK'
Kendilerine öldürme kastı ile ateş eden kişinin halen elini kolunu sallayarak dolaştığını söyleyen Coşkun “Şikayetimizden sonra 11 gün içinde takipsizlik verdiler. Saldırı araştırılmadı bile. 11 Aralık'ta olay oldu 22 Aralık'ta savcı takipsizlik kararı verdi. İşin garip tarafı ateş eden bizmişiz gibi davanın seyrini değiştirmeye çalıştılar. Neredeyse biz tutuklanıyorduk. Bazen ümitsizliğe kapılmıyor da değilim. Zengin malını mal katmaya devam ederken senin ‘bular benim varlıklarım, geçim kaynaklarım, emeğim’ demen bir işe yaramıyor. Kanun bile zengine çalışıyor bu devirde” diyerek yaşananlara tepki gösterdi.
Kanunları yapanların kanuna uymadıklarını belirten Coşkun, “Yerleşim yerlerine 3 kilometre mesafesi olan işletmelerde patlatma yapılamaz diyor kanun. Patlatma yapılan yer evime 60 metre” dedi. Ne olursa olsun evlerini, topraklarını terk etmeyeceklerini söyleyen Coşkun, “Biz ancak tabutla terk ederiz! Koskoca bir ömür burada geçti” dedi.
'ONLARIN ACISI BİZİM ACIMIZ GİBİ'
Büyüknohutçu çiftinin kızları Emine Büyüknohutçu ile telefonla görüşerek plaket için teşekkür eden ve baş sağlığı dileyen Cennet Coşkun, “Büyüknohutçularla benzer acılar yaşadık, yaşıyoruz. Tanımak isterdim çocuklarını. Belki bir gün, umarım tanışırız” dedi.
Madenin patlatmaları, tozu nedeniyle bazı günlerde kapının önüne bile çıkamaz olduklarını söyleyen Coşkun, “Geçenlerde askerler vardı komutanlarına söyledim gelin bakın dedim siz olsanız burada oturabilir misiniz? Neredeyse kürekle dışarı attık toprağı. Artık patlatma yapılacağını haber bile vermiyorlar” diye konuştu.
Patlatma haberinin önceden verilmemesinin patlatmaların kayda alınması korkusundan olduğunu söyleyen Ali Coşkun “Jandarma ‘Ben senin güvenliğin için geldim’ diyordu. Ben de ‘Şirketin arabasıyla buraya gelen jandarma beni korur mu?’ dedim. Bu sözlerden sonra haber etmeden patlatmaya başladılar” dedi.
BÜYÜKNOHUTÇU ÇİFTİ CİNAYETLERİ
Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çifti Antalya Finike ormanlarının mermer şirketleri tarafından kesilmesine karşı verdikleri mücadele ile tanınmıştı. 9 Mayıs 2017’de Kızılcık yaylasındaki evlerinde kiralık katil Ali Yamuç tarafından silahla vurularak öldürüldüler. Ali Yamuç, cezaevinden mermer şirketi patronuna yazdığı mektupla yakalanmıştı. Yamuç, Bahçeci Mermer şirketinin sahibi Necmi Bahçeci’ye yönelik mektubunda “Anlaşıp konuştuğumuz gibi eğer 10 gün içerisinde 100 bin TL’yi Fatma Yamuç’a vermezseniz Ali Ulvi Büyüknohutçu cinayetinden sizler de benim kadar sorumlu olursunuz” diyordu. Yamuç kısa süre sonra “güvenlik” gerekçesiyle sevk edildiği Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşamına son vermişti. Katil zanlısının intiharı sonrası dosyada yargılanan tek sanık Fatma Yamuç da beraat ettirilerek dosya kapatılmıştı. (HABER MERKEZİ)