Ali Mahir Başarır: Gerçekleri görmek için işçilerin ölmesi mi gerekiyor?

Erzincan'da heyelan yaşanan madenle ilgili çok sayıda uyarı yapılığını söyleyen CHP'li Başarır, "Gerçekleri görmek için işçilerin, insanların ölmesi mi gerekiyor? Bunun sorumlusu bu iktidardır" dedi.

Abone ol

DUVAR - TBMM Genel Kurulu'nda Erzincan'ın İliç ilçesinde Anagold Madencilik şirketinin işlettiği altın madeninde yaşanan göçük ve heyelan gündeme geldi.

İlk olarak yerinden söz alan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, "Uzun süreden beri oradaki doğa katliamına, güvensizliğe, tedbirlerin alınmamasına ilişkin, vatandaşlar, milletvekilleri STK’ler eylemlerde bulundu ama buna kayıtsız kalan bir iktidar var maalesef ki. Gerçekleri görmek için işçilerin, insanların ölmesi mi gerekiyor? Yani bunu bu Meclis'ten arkadaşlarımız konuştu. Çevreciler yoğun eylemlerde bulundu ama buna göz yumdular. Şimdi, işçilerimiz göçük altında, sızıntı var, orada doğa ciddi zarar görmekte. Ben geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Umarım işçilerimiz kurtulur ama bunun sorumlusu bu iktidardır" ifadelerini kullandı.

'MADEN YASASI GÖRÜŞÜLÜRKEN FELAKET YAŞANDI'

Daha sonra kürsüye gelerek konuşma yapan Başarır, "Çok kıymetli grup başkanvekili arkadaşlarımın söylediği gibi birinci görevimiz yasa yapmak ama burada gerekli özeni, gerekli disiplini gösterip yasaları yapamıyoruz. Saraydan gelen yasalar komisyona geliyor, iki günde, jet hızıyla geçiyor. Meclis'te bir yarış hâlinde, hemen geçirelim… Ya, bunun son günü var. Hiçbir şeyi araştırmıyoruz" dedi.

Eski CHP milletvekili Polat Şaroğlu'nun daha önce heyelan yaşanan madeni gündeme getirdiğini hatırlatan Başarır, "Bakın, Maden Yasası görüşülürken Erzincan'da bir felaket yaşanıyor. Mesela 27’nci Dönem Tunceli Milletvekilimiz Polat Şaroğlu Bakana sormuş, demiş ki: 'Siyanür kullanılıyor mu? Zemine baktınız mı? Önlemleri aldınız mı?' 'Siyanür kullanılmıyor' demiş, 'ÇED raporu aranmıyor' demiş ve üzülerek söylüyorum Maden Yasası’nın görüşüldüğü günde de işçilerimiz, emekçilerimiz toprak, göçük altında. Yahu, niye tartışmıyoruz? Çünkü biz öncelikle işçilerin güvenliğini, can güvenliğini, doğayı, çevreyi değil patronlar nereden altın bulur, nereden kömür bulur, nereden para kazanır, rant eder; onu koruyoruz" diye konuştu.

'BU KEPAZELİKTİR'

Anagold Madencilik şirketinin ortaklarından Lidya Madencilik'in vergi borçlarının silindiğini söyleyen Başarır şöyle devam etti:

"Ya, bu şirket kimin? Yüzde 80 Kanadalı bir şirket, yüzde 20 Çalık Grubu ve bu Çalık Grubunun şirketi Lidya Anonim Şirketi. Bir de ödül olarak işçilerin katili bu şirketin 209 milyon vergi borcunu silmişiz. Neden? Çünkü insan sizin için önemli değil, doğa sizin için önemli değil, çevre sizin için önemli değil. 'Nereden gelirse gelsin, patronları koruyalım.' Bugün de Maden Yasası görüşülürken o vatan evlatları, o işçiler toprağın altında kalır, analar babalar, evlatlar, eşler de bekler. Siz neyi bekliyorsunuz? Bu Maden Yasası’nda patronları koruyacak hükümleri yetiştirmeye çalışıyorsunuz. Olmaz arkadaşlar, olmaz. Bu bir kepazeliktir!"

'İSTANBUL ADAYINIZ BU MADENE 'ÇED RAPORU GEREKLİ DEĞİL' DEDİ'

"İstanbul’a verdiğiniz aday Murat Kurum. Ya, ne kadar iyi bir aday vermişsiniz İstanbul’a(!) 2022'de bu felaketin geldiği yerde 'ÇED raporuna gerek yoktur' demiş utanmadan, sıkılmadan Murat Kurum. Nereye aday şimdi? İstanbul’a. İstanbulluyu, 16 milyonu ne kadar güvenli bir isme teslim edeceksiniz?"

'MADEN DİYORUM, ÖLÜM DİYORUM, TARSUS'A BAK DİYORSUN UTANIN'

(AK Parti sıralarından "Sen Tarsus’a bak, Tarsus’a" seslerinin yükselmesi üzerine) "Bak, ne güzel. Maden diyorum, ölüm diyorum, güvenlik diyorum, vergi borcu silinmiş diyorum, ÇED raporu diyorum 'Tarsus’a bak' diyor. Bakayım Tarsus’a, ne olacak, ne olacak? Sen, Erzincan’da toprağın altında kalan işçilere bak, işçilere; şu yasaya bak! Bu yasa görüşülürken, nükleer artıklar tartışılırken bugün IŞİD’li bir terörist Mersin Akkuyu Nükleer Santrali’nde sahte kimlikle çalışırken yakalanmış. Peki, ya, yakalanmasaydı, o nükleer santral açılsaydı? Askerimizi diri diri yakan o alçak orayı patlatsaydı, ne diyecektin? 'Tarsus’a bak' değil mi? Ya, vallahi utan; çok şey istiyorum ama utanın, inanın, utanın, utanın!"

(HABER MERKEZİ)