Almanya-Fransa ilişkilerinde 'enerji' gerilimi
Paris'te görüşen Macron ile Scholz, üç saat süren görüşme sonunda ortak basın toplantısı ve açıklama yapmadı. İki ülke arasında ağırlıklı olarak enerji ve savunma politikasında ciddi sorunlar var.
Yunus Ülger
DUVAR - Avrupa Birliği'nin (AB) iki önemli ülkesi Almanya ile Fransa arasında enerji krizi sebebiyle başlayan gerginlikte ufukta bir yumuşama görünmüyor. Paris'te dün bir araya gelen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Almanya Başbakanı Olaf Scholz, üç saat süren görüşme sonunda ortak basın toplantısı ve açıklaması yapmadı. Olaf Scholz, Twitter hesabı üzerinden, “Avrupa'nın enerji tedariği, yükselen enerji fiyatları ve ortak savunma politikaları hakkında konuştuk” açıklaması yaptı. Fransa ve Almanya hükümet çevreleri de 'yoğun ve önemli görüşme' gibi genel açıklamayla yetindi. Aslında dün, iki ülkenin her yıl yapılan ortak bakanlar kurulu toplantısı düzenlenecekti ancak iki ülke arasında gerginlik yüzünden iptal edilmişti. Macron, Almanya'yı enerji krizinde 'kendi başına hareket etmekle' suçluyor. Ayrıca, ortak savunma politikasında da Fransa'yı devre dışı bıraktığını düşünüyor. Almanya medyası, iki ülkenin hiç bu kadar büyük bir kriz yaşamadığı yorumunu yapıyor.
DOĞALGAZDA TAVAN FİYAT EN ÖNEMLİ SORUN
Başta Fransa olmak üzere AB ülkelerinin üçte ikisi artan doğalgaz fiyatlarını dizginlemek için tavan fiyat konmasını talep ediyor. Ne var ki Almanya, bu durumda doğalgaz ihracatçısı ülkelerin başka pazarlara yöneleceği, AB'nin piyasada doğalgaz bulamayacağı gerekçesiyle tavan fiyata karşı çıkıyor. Geçen hafta AB hükümet ve devlet başkanları Brüksel'de konuyu görüşmüş ancak uzlaşma sağlayamamıştı. Macron, “Almanya, kendini AB'den izole etmemeli” eleştirisini yapmıştı. Bu eleştiriye Alman basınında 'diplomaside yumuşak tokata yakın' yorumu yapılmıştı.
Enerji konusunda Fransa ve çoğu AB ülkesinden Almanya'ya ikinci bir eleştiri, 200 milyar euro tutarında halka ve şirketlere enerji desteği ile doğalgazda tavan fiyat uygulamasına getiriliyor. Fransa bu konuda kendisine haber verilmediğini, ayrıca bu desteğin AB içinde haksız rekabete yol açacağını ileri sürüyor. AB ülkelerinin bu tutarda bir desteği halkına ve şirketlerine sağlayamayacağını söylüyor.
Almanya ile Fransa arasında enerji alanında bir diğer sorun ise İspanya ile Almanya arasında planlanan Midcat doğalgaz ve hidrojen boru hattı konusunda yaşanıyor. Pirene dağlarından geçen ve yapımına 2013'de başlanan boru hattının inşası, 2017'de 'ekonomik olmadığı' gerekçesiyle Fransa tarafından durdurulmuştu. Almanya, İspanya bölümünün yapımı tamamlanan hattın yeniden canlandırılmasını istiyor ancak Fransa buna sıcak bakmıyor. Fransa ile İspanya, geçtiğimiz haftalarda Barcelona ile Marsilya arasında bir hidrojen boru hattı planladıklarını açıklamışlardı.
ORTAK SAVUNMA POLİTİKASINDA CİDDİ SORUNLAR
Almanya ile Fransa arasında krize sadece enerji krizi yol açmadı, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasıyla ihtiyaç duyulan AB'nin ortak savunma politikası da krizin önemli sebeplerinden biri. Almanya, 100 milyar euro kaynak ayırıp ordusunu modernleştireceğini açıklayınca, Fransa iki ülke arasında planlan FCAS hava savunma sistemine kaynak sağlanacağını ummuştu. Ne var ki, Almanya ordusunu modernleştirmek için ABD'ye yöneldi, bu da Fransa'nın hiç hoşuna gitmedi. Frankfurter Allgemeine Zeitung, “100 milyar euro, Fransa'da büyük umutlara yol açmıştı, boşa çıktı” yorumunu yaptı. Scholz, Prag'daki NATO zirvesinde yeni bir ortak savunma projesi istemişti. Oysa Fransa, İtalya ile Mamba savunma projesi üzerinde çalışıyordu.
'İKİ ÜLKE KRİZİ AŞMAK ZORUNDA'
Alman medyası, Fransa ile Almanya arasında krizi, “İki ülke arasında hiç bu kadar derin bir kriz yaşanmamıştı” nitelemesiyle yorumladı, AB'nin iki önemli ülkesinin bu krizi aşmak zorunda olduğunu yazdı. Yorumlarda, Almanya'nın 200 milyar euro enerji desteğini Fransa'ya haber vermemekle hata yaptığı belirtildi. Ana muhalefet Hıristiyan Birlik Partisi (CDU) Başkanı Friedrich Merz, Augsburger Allgemeinen gazetesine verdiği demeçte, Fransa ile Almanya arasındaki krizden Scholz'u sorumlu tuttu. Avrupa Parlamentosu Hıristiyan Birlik Partileri Başkanı Manfred Weber, 'AB ülkelerinde Almanya kendi başına hareket ediyor' kanısı oluştuğunu söyledi.
Berlin'de yayımlanan Tagesspiegel gazetesi, Almanya ile Fransa'nın 'AB'nin motoru' olarak görülmesine gönderme yaparak, “Motordan hiçbir şey kalmadı” yorumunu yaptı. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasıyla AB'de ağırlığın Polonya, Kuzey ülkeleri ve Baltık ülkelerine kaydığını, Almanya ve Fransa'nın ağırlıklarının azaldığını belirtti. Orta vadede Almanya'nın ağırlığının artacağını savunan gazete, Fransa'nın da güney AB ülkelerine yöneleceğini ileri sürdü. Bununla birlikte AB ve Almanya'nın Fransa'ya ihtiyacı olacağını yazdı.
MERKEL'DEN SONRA AB'DE BİR NUMARA KİM OLACAK?
Alman Birinci Televizyonu (ARD) haber kanalı Tagesschau'da yapılan yorumda ise, sorunun biraz da eski Almanya Başbakanı Angele Merkel'den sonra 'AB'de kimin bir numara olacağı' sorusu olduğu savunuldu. “Şimdi Macron mu bir numara olacak?” sorusunu yönelterek, “Scholz ile Macron arasında Merkel ile eski Fransa Başbakanı Nicolas Sarkozy arasındaki gibi bir bağ görünmüyor” denildi. Yorumda, savaş ve enflasyon döneminde iki ülke arasındaki çekişmenin uzun sürmemesi gerektiği belirtildi.
Deutsche Welle, Fransa ile Almanya arasındaki durumu 'derin bir uçurum' olarak niteledi, kriz döneminde her iki ülkenin 'kendi başına hareket ediyor' izlenimi verdiğini yazdı. Almanya'nın 200 milyar euro destek konusunda Fransa'yı bilgilendirmemesinin bir hata olduğunu, ayrıca şirketleri de kapsayan bu desteğin AB'de haksız rekabete yol açabileceğini hatırlattı.