Almanya siyasetinde bir dönem kapanıyor
CDU Almanya'nın köklü ve güçlü bir siyasi partisi ve lideri olan kişi de otomatik olarak hükümetin başına yani şansölye olmaya da güçlü bir adaydır. Bu nedenle de Merkel 2021'e Annegret Kramp-Karrenbauer'i hem ileride de kendisinden sonra Almanya'ya başbakan olarak yetiştirebileceği halefi olarak görüyor hem de kendi başbakanlık süresi dolana kadar birlikte çalışabileceği en uygun kişi olarak tercih ediyor.
KÖLN - Dünya'nın en güçlü kadın lideri olarak zirveye adını bu yıl da yazdıran, "Avrupa'nın Kraliçesi", 18 yıldır CDU'yu yöneten Angela Merkel, cumartesi günü yapılan CDU kongresinde artık partisinin resmi liderliğine veda ederek parti liderliği koltuğunu devretti. Ancak 2021'e kadar Avrupa'nın ve Almanya'nın fiili lideri olarak kalacak.
Hristiyan Demokrat Birliği (CDU), Angela Merkel'den sonra partiye başkanlık etmesi için Saarland'ın eski başbakanı Annegret Kramp-Karrenbauer'i seçti.
Annegret Kramp-Karrenbauer Merkel'in bizzat göreve getirildi ve Parti Genel Sekreteri olarak görev yaptı. Kramp-Karrenbauer'in parti liderliğine seçilmesi sürpriz olmadı, zaten en güçlü isimdi. Çünkü Merkel hâlâ partisi üzerinde söz sahibi olan bir lider ve onun tarafından sevilen, desteğini alan kişinin bu yarıştan başarıyla çıkacağı belliydi.
CDU Almanya'nın köklü ve güçlü bir siyasi partisi ve lideri olan kişi de otomatik olarak hükümetin başına yani şansölye olmaya da güçlü bir adaydır. Bu nedenle de Merkel 2021'e Annegret Kramp-Karrenbauer'i hem ileride de kendisinden sonra Almanya'ya başbakan olarak yetiştirebileceği halefi olarak görüyor hem de kendi başbakanlık süresi dolana kadar birlikte çalışabileceği en uygun kişi olarak tercih ediyor. Sonuçta iktidarda olan parti liderinin başbakanlığı 2021'e kadar yapamayacak olması herkesin taşıyabileceği kolay bir sorumluluk değil. Uzun bir süre Merkel'in gölgesinde kalmaya mecbur bir şekilde liderlik yapmak zorunda.
YENİ SÜREÇTE EN ÖNEMLİ KONU DIŞ SİYASET
Annegret Kramp-Karrenbauer ülke içi politikada tecrübesi olan bir isim fakat dış politika konusunda aynı tecrübeye sahip değil. Ancak Merkel de bunun farkında ve büyük ihtimalle görev süresi dolana kadar yeni CDU liderini dış politika konusunda yetişmesine ve tecrübe toplamasında yardımcı olacak.
Almanya, dünyanın dördüncü en güçlü ekonomisi ve Avrupa Birliği'nin en büyük üye devleti ve sonuçta CDU'nun ilerde başbakan adayı olacak kişinin dış politikayı en hızlı bir biçimde hele de Avrupa Birliği kritik bir süreçten geçerken öğrenmesi aciliyet arz ediyor. AB'nin sınırlarının genişlemesinin yarattığı etki temel üye ülkeler üzerinde hâlâ devam ederken buna mülteci konusu, İngiltere'nin topluluktan çekilmesi, AB'nin ortak savunma, ortak ordu kararı eklenmişken, AB ve dünya siyasetinde Almanya'nın rolü daha da büyüdü. Merkel 2021'e kadar Almanya'nın Suriye konusu dahil Orta Doğu ihtilaflarında daha aktif rol almasına izin verecek. Avrupa Birliği için de Merkel'in 3 yıllık son döneminde kendisinin başrolde olduğu tüm bu önemli konularda unutulmaz ve baskın bir performans sergileyerek jübilesini yapacak. Ancak yine de tüm konular 2021'de sonlamayacağından Almanya'nın dünya politikasında giderek büyüyen rolünün içini de Merkel'den sonra seçilecek yeni şansölye doldurmak zorunda.
Yeni parti lideri Annegret Kramp-Karrenbauer, tahmin edilemez dünya siyasi kargaşası içinde kuracağı oyun planına Almanya'nın çıkarlarını nasıl tanımlayacak önemli bir soru. Agresif ve hırslı bir dış politika oyunu mu kuracak yoksa sakin ve bütünleştirici, popüler dilden uzak var olan AB demokratik değerleri mi önceliği olacak bunu tahmin etmek için henüz çok erken. Şimdilik görünen Merkel'in sakin ve dengeleyici tarzının en azından bir süre yeni parti liderince de devam ettirileceğidir.
Jeopolitik ihtilaflar, dünyada otoriter rejimlerin yükselişi, son derece istikrarsız bir sürece soktu tüm ülkeleri. ABD, Çin, Rusya gibi büyük güçlerin sert çatışması olasılığı, AB'ye karşı buralardan gelebilecek tehdit, liberal dünya düzenine saldırı ve Batı'nın bütünlüğünün aşınması - bunlar Merkel'in halefini bekleyen büyük zorluklar. Bu durumda Almanya-Türkiye ilişkilerini de Kramp-Karrenbauer'nın Merkel'den devraldığı biçimde devam ettireceğini düşünmek yanlış olmaz. Bu bağlamda mülteci krizi nedeniyle Erdoğan'la ilişkileri dostluk çerçevesinde tutacaktır. Türkiye'de yatırımlara devam etmek, ilişkileri güçlendirme konusu bugünkü şekliyle kalacak gibi görünüyor.