Almanya'da İslam Konferansı: 'İki mücadele karşı karşıya getirilmemeli'
Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenen İslam Konferansı'nda konuşan İçişleri Bakanı Faeser, Müslüman derneklere antisemitizmle mücadeleyi görünür şekilde sürdürme çağrısında bulundu.
DUVAR - Almanya'nın başkenti Berlin'de 21-22 Kasım tarihlerinde İslam Konferansı düzenlendi. Almanya İçişleri Bakanlığı'nın koordinasyonunda 2006 yılından beri düzenlenen konferansın bu yılki teması, "Toplumsal barış ve demokratik uyum: Toplumsal bölünme zamanlarında Yahudi karşıtlığı ve Müslüman karşıtlığıyla mücadele" oldu.
İsrail-Filistin çatışmaları bağlamında Almanya'da Yahudi karşıtlığının yükselişe geçtiği eleştiri ve uyarılarının yapıldığı bir dönemde gerçekleşen konferansa, bakanlar, müsteşarlar, üst düzey siyasi temsilciler ve İslam uzmanı bilim insanları katıldı. Konferansın katılımcıları arasında Berlin Eyalet Emniyet Müdürlüğü Yahudi Karşıtlığı ve Belli Gruplara Yönelik Düşmanlıkla Mücadele Merkezi Dairesi Başkanı da yer aldı.
'İKİ MÜCADELE EL ELE GİTMELİ'
Almanya Göç, Mülteciler, Entegrasyon ve Irkçılığa Karşı Devlet Bakanı Reem Alabali-Radovan'ın ekibi tarafından sosyal medya X (eski adıyla Twitter) üzerinden yapıla açıklamada, "Irkçılığa, özellikle de Müslüman karşıtı ırkçılığa ve Yahudi karşıtlığına karşı mücadelemizi karşı karşıya getirmemeliyiz. İkisi el ele gitmeli" ifadeleri kullanıldı.
Jüdische Allgemeine gazetesinin aktardığına göre, konferansın açılışında konuşma yapan ve 2010 yılında söylediği "İslam Almanya'nın bir parçasıdır" sözüyle de tanınan eski cumhurbaşkanı Christian Wulff, Yahudi karşıtlığı konusunda Müslümanları 'özeleştiri' yapmaya davet etti. Kuran'da ve İslam tarihinde Yahudi karşıtlığı olduğunu savunan Wulff, "İslam Almanya'nın bir parçasıdır" sözlerini yineledi.
FAESER: SIFIR TOLERANS GÖSTERİLMELİ
Konferansın açılış konuşmasını yapan Almanya Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser ise Almanya'da her insanın güven içinde yaşama hakkı bulunduğunu vurgulayarak "Müslüman karşıtlığına, aşırı sağcılığa, Yahudi karşıtlığına, ırkçılığa ve insan düşmanlığının diğer biçimlerine sıfır tolerans gösterilmeli" değerlendirmesinde bulundu.
Toplumun bölünmemesi gerektiğinin altını çizen Nancy Faeser, "Aşırı sağcılık hepimiz ve demokrasimiz için en büyük tehditlerden biri olmaya devam ediyor. Bunun tehdit potansiyellerini çok ciddiye almalıyız" ifadelerini kullandı.
'ÜLKEDEKİ YAHUDİLERİ KORUMAK ALMANYA'NIN DEVLET MESELESİ'
AA'nın aktardığına göre, Faeser, İsrail-Filistin çatışmalarına işaret ederek, Orta Doğu'daki ihtilafın Alman sokaklarına yansımaması gerektiğini ifade etti, ihtilafın ülkelerinde şiddete dönüşmesini önlemek için her şeyi yapacaklarını belirtti. Müslüman düşmanlığı ve göç toplumundaki antisemitizm ile nasıl mücadele edilmesi gerektiğinin önemli konular olduğunu aktaran Faeser, İsrail'in güvenliğini korumak, antisemitizmle mücadele etmek ve ülkede Yahudileri korumak Almanya'nın devlet meselesi olduğunu söyledi.
'MÜSLÜMAN DERNEKLERE ANTİSEMİTİZMLE MÜCADELEYİ GÖRÜNÜR KILMALI'
Yahudi düşmanlığına karşı birlikte mücadele verilmesini isteyen Faeser, bu bahane ile Müslümanlara karşı bir hava oluşturulmaması gerektiğini ifade etti. Faeser, Müslüman derneklere de antisemitizmle mücadeleyi görünür şekilde sürdürme çağrısında bulundu.
"Almanya'da Müslüman düşmanlığı sorunumuz da var" diyen Faeser, Müslümanlara yönelik saldırıların raporda resmi rakamların gösterdiğinden çok daha fazla olduğunu varsaydıklarını belirtti. Faeser, bu bağlamda Müslüman karşıtlığının belgelenmesine ilişkin olanakların ve danışma merkezlerin artırılacağını kaydetti. (DIŞ HABERLER)