Alp Altınörs: Ortak aday projelerine ilkesel olarak kapalı değiliz
HDP’li Alp Altınörs, Türkiye’de, serbest seçimlerin de sonunun geldiğini söyledi. 'AYM'nin tutuklu HDP'liler için tahliye kararı aldığını' söyleyen Altınörs, “AYM bu kararı Saray’ın blokajı nedeniyle açıklayamıyor" dedi.
DUVAR - HDP’nin Kürt siyasetinden gelmeyen, 'sol kanadından' bir siyasetçi olarak tutuklamalardan nasibini alan ve 10 ay cezaevinde kalan HDP PM Üyesi Alp Altınörs, HDP Kürt sorunu ve 2019 seçimlerini değerlendirdi.
7 Haziran seçimleri sonrası HDP'nin 'Türkiye partisi olma' iddiasının halen devam ettiğini belirten Altınörs "16 Nisan Türkiye’nin bütün demokratlarına bir şey söyledi: Demokrasiyi gerçekten istiyorsak, bu iktidarın zulmünü, zorbalığını yenmek istiyorsak, Kürt halkıyla birleşmek zorundayız. İddiamız, Türkiye halklarının 16 Nisan’da sergilediği ortak demokratik duruşu kalıcı bir ortaklığa dönüştürmektir" yorumunda bulundu.
CHP'nin Adalet Yürüyüşüne de değinen Altınörs "Adalet Yürüyüşü, bir nevi CHP’nin özeleştirisiydi" dedi. 'Ortak projelere kapalı değiliz' yorumunda bulunan Altınörs "Bizim için önemli olan ortak amaç, hedef ve ilkelerdir" diyor.
HDP PM Üyesi Alp Altınörs'ün, Cumhuriyet'ten Kemal Göktaş'a verdiği yanıtlar şu şekilde;
HDP’nin Türkiyelileşme iddiası devam ediyor mu?
16 Nisan’da Ankara-İstanbul İzmir ile Diyarbakır-Van-Mardin omuz omuza durdu. Bu az şey değil. Ne var ki bu ortak duruş, henüz ortak bir demokratik mücadeleye dönüştürülmedi. Özellikle Batı metropollerinde, demokratik kitlelerde Kürt halkına karşı büyük bir önyargı var. 16 Nisan Türkiye’nin bütün demokratlarına bir şey söyledi: Demokrasiyi gerçekten istiyorsak, bu iktidarın zulmünü, zorbalığını yenmek istiyorsak, Kürt halkıyla birleşmek zorundayız. İddiamız, Türkiye halklarının 16 Nisan’da sergilediği ortak demokratik duruşu kalıcı bir ortaklığa dönüştürmektir.
HDP özellikle Demirtaş’ın ve Yüksekdağ’ın tutukluluğu konusunda yeterli ses çıkarabiliyor mu?
Eşbaşkanlarımız, tutukludan ziyade, siyasi rehine pozisyonundalar. AYM’nin açık içtihadına rağmen, hukuk çiğnenerek hapiste tutuluyorlar. Diyarbakır’da İdris Baluken için, AYM içtihadını dayanak göstererek tahliye kararı veren mahkemenin bütün üyeleri sürgün edildi ve Baluken yeniden tutuklandı. Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliği, FETÖ’cü bir heyetin verdiği 10 aylık cezaya dayanılarak düşürüldü. Demirtaş, 10 aydır tutuklu olduğu halde duruşma tarihi belli değil. Daha mahkemeye çıkartılmadan, Erdoğan “terörist” ilan ederek hüküm kesti. Hangi hukuktan söz edebiliriz? Ortada demokratik kamuoyunun etkileyebileceği bir mahkeme süreci, hukuksal bir yargılama yok. AYM kendi içtihadının dahi arkasında duramadı. Gayriresmi kanallardan ulaşan bilgiler, AYM’nin milletvekillerimizin özgürlüğü yönünde karar aldığı ama bunu Saray’ın blokajı nedeniyle açıklayamadığı yönünde. AYM’nin bir yıldır süren suskunluğu artık bozulmalı. Aksi halde, muhtemelen süreç AYM’yi aşarak AİHM’de görüşülmeye başlanacak.
CHP’nin Adalet Yürüyüşü ile HDP’nin Vicdan ve Adalet nöbetlerinin ortaklaşacağı bir zemin neden bulunamadı?
Adalet Yürüyüşü, bir nevi CHP’nin özeleştirisiydi. Zira tıpkı eşbaşkanlarımızın tutuklanması gibi, Enis Berberoğlu’nun tutuklandığı süreç de muhalefetin dokunulmazlığının kaldırılmasına evet vermesiyle başladı. Hapishanelerle sadece HDP’lilerin tanışacağı düşünülüyordu, ama öyle olmadı. Bütün partilerin mevcut durumun nasıl değiştirilebileceği üzerine ciddi biçimde düşünmesinin zamanı geldi. 16 Nisan’da halk iradesi bizlere bu sorumluluğu yükledi. Birileri ne der, yandaş basın ne yazar kaygılarıyla bu süreç aşılamaz. Siz doğru yolda yürüyün ve kim ne derse desin. Bu iktidar, gücünü, karşıtlarını bölme kapasitesinden alıyor. Muhalefet partilerinin güçsüzlükleri ise, olumlu bir program etrafında birleşme yetersizliklerinden geliyor. HDP, Vicdan ve Adalet Nöbetleriyle toplumsal muhalefeti yeniden tabandan örme sürecini başlattı.
2019 seçimlerinde ortak aday fikrine nasıl bakıyorsunuz? Sağcı bir adaya HDP evet der mi?
16 Nisan’ın hemen ardından, daha seçim hilelerinin bile peşi kovalanamamışken, 2019’un tartışılmaya başlanması, AKP hegemonyasının bir biçimi aslında. 16 Nisan’la birlikte, mevcut güç ilişkileri sürdükçe, Türkiye’de serbest seçimlerin de sonu geldi. 2019 hesaplarına kilitlenen siyasetçiler, örneğin, YSK seçimlerden bir gün önce “oylar açık verilecek, sayım gizli yapılacak” kararı alırsa ne yapmayı düşünüyorlar?
Yani?
Yani, önceliği mevcut güç ilişkilerini değiştirmeye vermek gerekir. Ortak aday projelerine ilkesel olarak kapalı değiliz. Bizim için önemli olan ortak amaç, hedef ve ilkelerdir. Demokratik, kadın özgürlükçü, ekolojik, emekten yana talepleri savunmayan, Kürt sorununda barışçıl demokratik bir çözümü öngörmeyen hiçbir adayı HDP’nin desteklemeyeceğini bugünden söyleyebiliriz. Herhangi bir ortak aday projesinin, Ekmeleddin İhsanoğlu deneyiminin özeleştirisi temelinde kurulması gerekli.