Geçtiğimiz günlerde Rusya'nın Vnukovo Havalimanı’na bir uçak
indi. Uçak da uçaktı ama. Yükü kraldı. Yürüyen merdivenleri bile
altındandı, içini sen düşün artık. Bir tabur züğürt çenesi olsa,
bunların zenginliğini konuşmaktan ziyan olur.
Söz konusu züğürtlerin meftun olduğu edebiyat, her ne kadar 'bir
lokma, bir hırka' diye bölümlerden oluşsa da, 'büyük'lük onlar için
hayli önemlidir. Misal, kabristanda bile kimin kabri büyükse o daha
'büyük' zattır. Bu tarz fukaraya krallık eden zevat ise, her
hamlesinde ne kadar 'büyük' olduğunu göstermekten gaflete
düşmez.
Rusya'nın misafiri Suudi Kralı Selman'dı. Kral, iki sene
öncesinde Fransa’da halk plajını kapatmış ve hanedandan üç yüz kişi
ile villada kalarak, beraberindeki diğer yedi yüz kişiyi de
civardaki otellere yerleştirerek tatil yapmaya azmetmişti. Ancak
mevzu, Fransızların nefsine dokunduğu için halk galeyana gelmiş ve
protestolar başlamıştı.
Bu seferki tatil değildi. ‘Biznız’tı. Zaten plaj nerede Allah’ın
‘Moskof’unda. Fakat hava yine bi milyon. Kendince ‘itibardan
tasarruf olmaz’ kafasıyla şatafatın dibine vurmuştu. Çarşıya çıkmış
aşiret ağaları gibiydi hazret. Gönlünün gezdirdiğini, gözünün
değdiğini parayı basıp alacaktı. Körfezin ağası, füze bakmaya
gelmişti Rusya’ya. Krallara has görkemli bir ‘iniş’ olacaktı.
Yaşlı canı sıkkındı Kral Efendi’nin. Çok zamandır, Yemen’deki
‘gâvurlar’, öldür öldür bitmiyordu! Hatta o Yemenlilerin gerçekten
‘gâvur’ olduğuna inanalım diye, onların Kâbe’yi yıkmak için füze
salladığı yalanını bile sallamışlardı.
Terslik bu ya, daha bir iki saniye indi ki, seksen birlik Kral
Selman'ın uçağının yürüyen altın merdivenleri arızalandı. Kral, tam
uçaktan inerken, altından yürüyen merdiven (bak söylemesi bile ne
kadar zor. Ya altın merdiven yap sabitinden ya da sadece
yürüyeninden!); çöl devesi inadıyla aniden durdu zıkkım.
Düşünsene, kendine öyle bir dünya kurmuşsun ki altını ayağına
zibil etmişsin, dünyan duruvermiş. Belki de bir Suudi ‘bilim’
insanının dediği gibi dünyanın döndüğü
iddiası saçmalık!
İzlerken, modern fiziğin ‘cehline’ takılıp nasıl yanıldığımızı
anlayıp dehşete düşüyorsun. Yanılmayı geç, yamulup kalıyorsun.
İzlerken göz teması kurmakta heveskâr olmamayı öneririm.
Durmuştu altından merdiven. Selman Kral, olayı 27 saniyede anca
anladı. “Kul yapımı canım, oluyor beyle şeyler” de diyemedi o
arasatta. Kral'ın arkasında bulunan protokol heyecan yaptı.
Bir kaza yaşanmasın diye hemen tuttular Kral’ı. Çünkü bütün
şahlar ve krallar, kazayla olmasa bile kaderde, düşebilen şeylerdi.
Ama tuttular. ‘Krallarını düşünen halklar’, protokolle gurur duydu.
Onca basamağı bizzat yürüyerek inmek zorunda kaldı Kral
Hazretleri.
Ve fakat ev sahibi ekip biraz muzip, ‘krallarını düşünen
halklara’ göreyse ‘densiz’di. Güldüler. Karşılama komitesindeki
askerlerin kendi aralarındaki ‘pis pis gülüşmeleri’ kameraya
yakalandı.
Kral’ın, bu ‘laçka herif’leri Putin’e şikâyet edip etmediğini
bilemiyoruz ama dönüşte uçağın altın merdivenlerinin eritilip ‘beşi
bir yerde’ yapılacağı kuvvetle muhtemel. Belki de altından bir
klozet! Başka türlü bir ‘dış işlerine’ hizmet etmesi ümidiyle…
E, itibar bu, nasıl ‘tasarruf’ edeceğini halkına soracak değil
ya!