Üzülerek söylemeliyim ki, Amedspor henüz ligin talep ettiği fiziki koşullara sahip değil. Lig rekabetinin gerektirdiği fiziksel performans açısından son derece zayıf. Sarıyer maçı, olabilecek en yavaş tempoda oynanmasına rağmen Amedspor, ondan beklenilen agresif diriliği sergileyemedi. Maçın ikinci yarısında Sarıyer biraz tempoyu arttırdı ve 2-0’lık sonuç üretti. Sözünü ettiğim tempo artışı öyle çok yönlü, yoğun ve bir bütün olarak tüm takımın katıldığı bir baskı filan değildi. Tek yanlı ve sadece üç oyucunun katıldığı görece artan tempo Amedspor’u teslim almaya yetti. Amedspor’un maç kondisyonu, dayanıklılık ve çevikliği Muhlis İstemi hariç yerlerde sürünüyor. Muhlis bütün maç boyuncu kendi kanadının iki görevini de yerine getirdi. Hem her hücuma katıldı hem de hücum sonra yapılan savunmaya, en gerilere koşular yaparak destek verdi.
Amedspor’da üç oyuncu kilo fazlasıyla oynuyor. Hücum hattındaki 23 numara ve 73 numaralı oyuncular sırf kilo fazlalığı yüzünden ne top kontrol edebildiler ne de rakip stoperleri zorlayabildiler. Bütün kusurların bu oyunculardan kaynaklandığı söylemek istemiyorum ama durum böyleyken, bu oyunculara ısrarlar hep yüksek toplar atıldı. Orta sahadan forvetlere, onların koşu yollarına atılmış yönü ve şiddeti iyi ayarlanmış bir tek pasa şahit olmadı. Sözüm ona rakip defansın arkasına atılan bütün topları, Sarıyer kalecisi ve defansı, elma toplar gibi topladı.
Hücum planının, defans ve orta sahadan, rakip ceza sahasına atılan uzun toplardan ibaret olması, son derece ilkel bir oyun anlayışıdır. Zor bela kanatlara taşınan bütün toplar da belli bir hedef gözetmeksizin orta olarak kesildi. Hiç kimse kusura bakamasın, böyle bir hücum plansızlıktır. Kanat hücumlarının plansızlığına göbek hücumlarının plansızlığını eklediğimiz de ortaya doğal sonuç çıkıyor. Bu böyle bir plansızlıkla gol üretmek ancak tesadüfle mümkün olabilirdi ve Sarıyer maçında tesadüf tanrıları maalesef tatile çıkmıştı.
Futbol oyununun, oyun kuralları temel ve basittir. Eğer uzun vuruşlarla topu rakip yarı sahaya taşımak istiyorsan, o uzun vuruşlar sonrası oluşacak pozisyonlar için ikinci topları kazanma planına sahip olacaksın. Yoksa aslında her uzun vuruş rakibe yapılan gönüllü ikramdan başka bir sonuç doğurmaz. Aykan Atik tercihini uzun vuruşlardan oluşan bir plandan yana yapmışsa, mutlaka ikinci topları kazanma planını da bu plana eklemek zorunda kalacak; çünkü ikinci topları kazanamayan bir takım, rakip yarı sahada baskı uygulayamaz, dolayısıyla da oyunu rakip yarı sahaya yığamaz.
Bakın uzun vuruş tercihi aslında defansif bir tercihtir. Deyim uygunsa kontra atak planına dahil bir aksiyondur. Ve bunu planı takımın defans ve orta sahasının işin içine katmadan sağlayamazsınız. Her uzun vuruş sonrasında takım defansı hızla ileri çıkmalı, orta sahası da topun atıldığı bölgeye yaklaşmalı ki, ikinci top kazanma ihtimali oluşsun. Amedspor hem uzun vuruyor hem de uzun vurmanın hiçbir gereksinimini karşılamıyor. Bu olmaz. Bu kabul edilemez.
Çok belli ki, Aykan Atik, Amedspor oyun planı için bir tercih yapmamış. Tercihsiz kalmak, perspektifsiz kalmak demektir. Defansif bir tercih yapmak ayıp değildir. Tam tersine, bütün dünyada birkaç elit takımın dışında, bütün takımlar defansif bir stratejiyle sahaya çıkarlar. Futbol oyunu rakibe oynayacak alan bırakmama oyunudur. Futbol oyunu esas olarak rakibe oynayacak zaman bırakmama oyundur.
Şimdi soruyorum, Amedspor rakibe alan ve zaman bırakmamak için ne yapıyor? Amedspor savunmasını ileri mi çıkarıyor? Savunmasını ileri çıkarıp, orta sahada, orta saha oyuncularıyla birleşmiş bir blok mu yaratıyor? Savunmayı ileri çıkarıp orta saha ile bir blok oluşturmadan nasıl baskı ve pres yapılacak?
Hayır, Amedspor’un defansif planı bunlarla ilgili değil. Bütün ilgi ve dikkat arkaya atılacak toplarda. Sırf rakip arkaya sızmasın diye, Amedspor defansıyla orta sahası arasında derin boşluklar oluşuyor. Yahu, ofsayt dediğimiz doğal bir defansif oyuncu var. Siz ileri çıkmış defansı aynı hat üstünde tutmayı başarın ofsayt kendi doğal görevlerini yapar.
Bakın size rezalet bir Sarıyer duran top atışından söz edeyim; Amedspor her korner atarken, üç Sarıyerli oyuncu orta saha çizgisi üstünde duruyordu. Bunun anlamı şudur; Amedspor korner atarken ceza sahası içinde sadece 7, evet, yedi, oyuncu bulunuyordu. Yani Sarıyer gönüllü olarak köşe atışlarında takımı eksik bırakıyordu. Peki Amedspor ve dolayısıyla Aykan Atik ne yapıyordu; bu elverişli aptallıktan yararlanmak için ve Sarıyer’in bu vasat taktiğini cezalandırmak için neler yapıldı? Sarıyer’in üç oyuncusunu, Aykan Atik, dört oyuncuyla marke etti. İnanılır gibi değil. Rakibi eksik yakalamışken bu zaaf nasıl değerlendirilmez.
İlahi adalete bakın ki, Amedspor, Sarıyer’in bu zaafını değerlendirmediği için, bir korner atışı sonrası, kendi kalesinde golü buldu. Ne demişler atamayana atarlar!
Her neyse, Amedspor çok acil olarak defansif bir oyun planından yana tercihi yapmak zorundadır. Bu tercih en gerçekçi tercihtir. Çünkü bu oyuncu grubu ve bu oyun anlayışıyla baskın dominat bir hücum oyunu oynanamaz.
Amedspor’un içerde ve dışarıda her hafta tekrarlayabileceği, makul, mümkün ve uygulanabilir bir oyun planına ekmek su kadar ihtiyaç var. Öyle melez, ortaya karışık bir oyun kabul edilemez.
Amedspor taraftarı da bu defansif oyun planını hararetle savunmalıdır. Malzeme bu, çocukça davranmamın alemi yok.