Amedspor neden yenildi? 

Amedspor dikine uzun vuruşlardan vazgeçmelidir. Dikine uzun paslardan vazgeçtiğimizde doğal olarak oyunun temposu bir vites düşer. Düşen bu tempo isabetli pas atma imkânı yaratır. "Amedspor temposunu düşürmelidir" derken kastettiğim budur.

Ali Fikri Işık polesar@hotmail.com

Maraşspor karşısında alınan yenilginin belirleyici nedeni, Amedspor’un hücum organizasyonu adına tercih ettiği pas biçimidir. Topu bir an önce rakip ceza sahasına yollama düşüncesi, Amedspor oyununda iki büyük soruna yol açıyor. Birincisi, toplar genellikle defanstan ileriye vuruluyor ve bu vuruşlarda Amedspor'lu hücumcular genellikle rakibe yalnız yakalanıyor. Rakibe yalnız ve kaleye sırtı dönük yakalanan oyuncu tek hamle ile topu kontrol etme imkânı bulamıyor. Rakip defansla birlikte topu kapmaya çalışan Amedspor’lu oyuncu, hem yalnız ve hem de sırtı kaleye dönük olduğu için peşînen dezavantajlı duruma düşüyor. 

Haydi diyelim, Amedspor hücum oyuncusu Ronaldo ya da Messi olsun, ona topu bu kadar dezavantajlı durumda atarsanız, aynı sorunları onlar da yaşar. Bütün mesele topu hangi koşullarda hücuma yolladığınızdır. Amedspor uzun paslarla gol pozisyonuna girmek istiyor ve bu uzun pasın rakip tarafından kapılacağı ihtimaline karşı hiç de hazırlık yapmıyor. Bütün dünyada, topu rakip ceza sahasına atan takım, o topun rakipten döneceği ihtimalini düşünerek, orta sahasını, rakip ceza sahası etrafında konumlandırır. Bu pozisyon almanın adı, ikinci top kapma organizasyonudur. 

Amedspor bu organizasyonu yapmadığı gibi, topu tutamayan ya da topu kaptıran hücum oyuncusu da anında pres yapmıyor. Hem ikinci topu kazanma organizasyonu yok, hem de hücum oyuncusu anlık şok pres yapmayınca, rakip çok kolayca oyunun ikinci bölgesine sarkıyor. Rakibim ikinci bölgeye sarkması, Amedspor takımının geriye doğru koşması demektir. 

Bu iyi düşünülmemiş uzun vuruş hücum pas tercihi, Amedspor’un kendine kurduğu tuzaktır. 

İkincisi, uzun vuruşlar hep göbekten atılıyor. Bu hiç kabul edilemez. Çünkü orta sahanın göbeğinden atılan toplara karşı rakip, cepheden daha hazırlıklıdır. Bu hücum tarzında illa da ısrar ediyorsanız bari topu kenara taşıyın ve rakip tek ayak üstündeyken içeriye doğru kesin. 

Birinci bölgeden üçüncü bölgeye uzun vurmak, oyunun temposunu suni biçimde artırmak demektir. Bunun hiç kimseye yararı olmaz. Futbolun gerçekleri basittir; ister uzun vuruş hücum biçimini benimseyin, ister yatay alan geçişli hücum biçimini tercih edin ya da isterseniz, iki kenara ters, uzun diyagonal top atarak atak geliştirin, bu hücum biçimlerinin hepsi, pas isabet oranınız bağlamında işlevsel olabilir. İsabetsiz paslarla hiçbir hücum biçimi gerçekleşemez. 

Bu maçta hiç üşenmedim, Amedspor’un uzun pas istatistiğini tek tek saydım; 90 dakika boyunca Amedspor, birinci bölgeden üçüncü bölgeye 45 kez vurdu ve hiçbirinde isabet sağlayamadı. Bu topların hepsi de Amedspor’a kontratak olarak geri döndü. Bunun adı 'rakibe savunma idmanı yaptırmak'tır. 

Amedspor dikine uzun vuruşlardan vazgeçmelidir. Dikine uzun paslardan vazgeçtiğimizde doğal olarak oyunun temposu bir vites düşer. Düşen bu tempo isabetli pas atma imkânı yaratır. "Amedspor temposunu düşürmelidir" derken kastettiğim budur. Ayrıca rakibin maç kondisyonunu eritmek için de tempoyu düşürüp isabetli paslarla topu dolaştırmalı ve rakibi ciddi biçimde yorup, hırpalamalıyız.

Son olarak da; hakemle ve rakip oyuncularla dalaşmaktan kaçınmalıyız. Sırf bu yüzden Mansur Çalar kırmızı kart gördü. Rakip ve hakemlerin niyeti bizi ilgilendirmemelidir. Amedspor sadece kendi oyununa odaklanmalı ve asla eksik duruma düşmemelidir. 

Tüm yazılarını göster