Patrick DeWitt’in "Sisters Biraderler" romanından uyarlanan, aynı isimli film, klasik bir Western anlatısı olarak başlıyor. 1854 yılında geçen hikayede, Sisters Biraderler Eli ve Charlie silahşorlukları ve acımasızlıklarıyla nam salmıştır. Yeteneklerini Commodore adlı zengin bir adamın hizmetine sunan kardeşlerden Eli daha uysal ve uyumlu bir karakterdir...
Western’in bitip bitmediği bir muamma. Ama ana vatanı Hollywood’da bile rağbet görmediği de gerçek. Son yıllarda bu türde çekilen filmler de ancak türün yerleşik yapısıyla oynayarak kendilerine alan açabiliyorlar. “True Grit”, “Korkak Robert Ford’un Jesse James Suikastı” gibi filmler örneğin… On beş yıllık kariyerinin ardından 2009-2015 yılları arasında peş peşe çektiği “Yeraltı Peygamberi”, “Pas ve Kemik” ve “Dheepan” filmleriyle önemli bir çıkış yakalayan Fransız yönetmen Jacques Audiard da kariyerini yeni bir aşamaya taşırken Western’in riskli sularına girmeyi tercih etmiş.
İlk kez İngilizce bir film çeken ve uluslararası şöhrete sahip önemli oyuncuları bir araya getiren yönetmenin belli ki Hollywood ile arasındaki son durak, bugün sinemalarımızda gösterilmeye başlanan “Sisters Biraderler.” Patrick DeWitt’in aynı isimli romanından uyarlanan film, klasik bir Western anlatısı olarak başlıyor. 1854 yılında geçen öyküde, Sisters Biraderler Eli ve Charlie silahşorlukları ve acımasızlıklarıyla nam salmıştır. Yeteneklerini Commodore adlı zengin bir adamın hizmetine sunan kardeşlerden Eli, daha uysal ve uyumlu bir karakterdir. Yaptığı işe son vermek ve dükkan açıp normal bir hayat yaşamak hayalleri kurar.
Sorunlu ve şiddet eğilimli olan Charlie ise belli etmese de gözünü Commodore’un yerine dikmiştir. Bu ikili altın aramada işleri fazlasıyla kolaylaştıracak bir kimyasal keşif yapan Hermann Kermit Warm’ı bulmakla görevlendirilirler. Commodore, Hermann’dan formülü istemiş, o da kaçmıştır. Sisters Biraderler'in görevi önce formülü almak daha sonra da Hermann’ı öldürmektir. Öte yandan John Morris isimli bir dedektif de Hermman’ı bulmakla görevlidir. O bulacak ve Sisters Biraderler'e teslim edecektir. Ancak bir noktada Hermann ile yakınlaşır ve onunla ütopik komün fikrinin peşine düşmeye karar verir. Film altına hücum hattını izleyen (film İspanya ve Romanya’da çekilmiş bu arada), Western ruhuna sadık bir ilk yarı ile açılıyor. Sisters Biraderler kovboylar gibi iz sürüp gittikleri kasabalarda bolca şiddet uygulayarak yollarına devam ederler.
FİLMİN İKİNCİ YARISINDA GELENEKSEL WESTERN YAPISI BOZULUYOR
Filmin ikinci yarısında ise Jacques Audiard geleneksel Western yapısını bozuyor. Karakterlerine daha fazla alan açmaya başlıyor. Sisters Biraderler'in John Morris ve Hermann ile buluşması ve hayatları hakkında değişen fikirleriyle birlikte karakterlerin taşıdıkları geçmişin ağır yükleri ortaya çıkmaya çalışıyor. Bir yandan da seyircinin beklentiye sokulup ters köşe yapıldığı anlar ortaya çıkmaya başlıyor. Filmin gücünü artıran bu tercih bir yandan da sıkıntılarının da su yüzüne çıkmasına neden oluyor. Kardeşlik, erkek dayanışması yüceltilirken karakterlerin yakın geçmişleri silinerek uzak geçmişleriyle temize çekilmek isteniyor. Sisters Biraderlerin ve John Moris’in baba travmaları devreye giriyor, bir yandan hayatlarını sorgularken diğer yandan gelecek ile ilgili beklentilerini de daha ‘insani’ bir noktaya doğru çekiyor. Bu seyircinin karakterleri anlaması ve filmi başka bir yöne doğru çekmek için önemli adım ama erkeklik hamuruyla yoğrulmuş ve daha on beş dakika öncesine kadar bundan da pek pişmanlık duymayan kaba saba adamların ‘özünde onlar da iyi’ şeklinde resmedildiği bir yere veriyoruz. Ki, bütün zengin olma hayalleri, altın rüyaları, kan gölleri arasından geçip karakterleri birer ‘ana kuzusu’na çevirmek de cabası.
Western gibi ‘erkek’ bir türü, karakterlerin dünyalarına, geçmiş arızalarına, gelecek beklentilerine girerek anlatarak onlara zayıflıklar bahşetmek yeni bir bakış kuşkusuz. Jacques Audiard, “bu adamlar geçmişleri yüzündün bu kadar sert oldular” demeye getirmiyor belki ama açgözlülüğün, güç hırsının üzerinden atlayıp geçmiş yaralara yolculuk etmek böyle bir kapıyı da aralıyor.
Bütün bunlar bir yana John C. Reilly, Joaquin Phoenix, Jake Gyllenhaal ve Riz Ahmed gibi hepsi tek bir filmi sürükleyecek yetenekteki oyuncuları bir araya getiren filmin izlenmeyi hak ettiğini not düşerek bitirelim.
ORİJİNAL ADI: The Sisters Brothers
YÖNETMEN: Jacques Audiard
OYUNCULAR: John C. Reilly, Joaquin Phoenix, Jake Gyllenhaal, Riz Ahmed