Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı: Sosyal medya, yerel medyayı zor durumda bırakıyor kontrol altına alınmalı
TBMM'de konuşan Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Burhan, sosyal medyada yapılan yayınların lisanssız olduğu için yerel medyayı zor duruma soktuğunu, kontrol altına alınması gerektiğini söyledi.
Ogün Akkaya
ANKARA - TBMM Dijital Mecralar Komisyonu, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında toplandı. Komisyonda Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Nuri Kolaylı “Türkiye'de Gazeteciliğin Dijital Dönüşümü ve Sorunları” başlığıyla sunum gerçekleştirdi.
‘SOSYAL PAYLAŞIM AĞLARI MİLLİ VE MANEVİ DEĞERLERİ AŞAĞILAYAN BİR MECRA HALİNE GELDİ’
Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanlığı’nın yanı sıra Ankara Altındağ Belediyesi’nin AK Parti meclis üyeliğini yapan Sinan Burhan, dernek olarak akademisyenler ve hukukçularla birlikte hazırladıkları bir raporu komisyonda sundu.
Raporda 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun, RTÜK Kanunu ve Basın Kanunu’nu ele aldıklarını belirten Burhan, sosyal paylaşım ağlarının başlangıçta insanlara keyifli vakit geçirme alanı sağlasa da zamanla bu durumun değiştiğini belirterek “Bireylerin kişisel haklarının ihlal edildiği, onur, şeref ve haysiyetine saldırı niteliğinde iftira, karalama ve hakaret içeren, terör örgütü propagandası niteliği taşıyan, şiddeti teşvik eden, millî ve manevi değerleri aşağılayan ve benzeri çeşitli suç içeren paylaşımların yapıldığı bir mecra hâline gelmiştir” dedi.
‘CİDDİ BİR DÜZENLEMEYE İHTİYAÇ VAR’
Sosyal medyadaki paylaşımlardan en çok “sıkıntıyı” siyasi partilerin ve milletvekillerin çektiğini söyleyen Burhan “Zaman zaman sosyal medyada yapılan iki satırlık bir paylaşım insanların onurunu, karakterini, siyasetini zedelemektedir. Karakter suikastları yapılmıştır. Bu mesele partiler üstü bir konudur. Bu konuda gerçekten ciddi bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Vatandaşlar dahi, siyasilerin de ötesinde, her birimiz vatandaş olarak sosyal medyadan etkilenmekteyiz” diye konuştu.
‘YAYIN ORGANLARINDAKİ İFTİRA VE KARALAMALARA KARŞI YARGILAMALAR ÇOK UZUN SÜRÜYOR’
Sosyal medyada üretilen dezenformasyon içeren haber ve yazılara internet haber sitelerinde de yer verildiğini ve bu yayınlar sonucunda kişilik haklarının ihlali, kurumsal itibarın erozyonu ve toplumsal düzenin zarar görmesinin mümkün olabildiğini belirten Burhan sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Gerek bireye karşı işlenen suçlar gerekse devlete karşı işlenen suçlar bağlamında sosyal medyanın ve internet medyasının bir denetim ve kontrol altına alınması devletimizin Anayasa’mızda ifade edilen temel hak ve özgürlüklerin korunması bağlamında meşru görev ve sorumluluklarından birisidir. Gerek basılı yayın organlarında gerek görsel yayın organlarında kişilere yönelik yapılan hakaret, iftira, karalama ve aşağılama niteliği taşıyan yazılar ve beyanlarla ilgili mevcut kanunlar ya yetersiz kalmakta ya da yargılamalar çok uzun sürdüğü için mağduriyetler artmaktadır. Bu nedenle gerek Basın Kanunu gerek RTÜK Kanunu ve gerekse Türk Ceza Kanunu’nda ek düzenlemelerin yapılmasının yararlı olacağını düşünmekteyiz.”
'SOSYAL MEDYADAKİ YAYINLARIN MUTLAKA KONTROL ALTINA ALINMASI LAZIM'
Sosyal medya ağları Facebook, Twitter ve Youtube üzerinden yapılan yayınların lisanssız olduğu için yerel medya mensuplarını zor durumda bıraktığını belirten Burhan, “Facebook’tan televizyon yayını yapılıyor. Diğer televizyon kanalı vergi veriyor, istihdam sağlıyor, üretime katkı sağlıyor ancak Facebook’tan, Twitter üzerinden, Instagram’dan, YouTube’tan yapılan yayınlar içerik olarak denetime tabi değiller” dedi.
Televizyon kanallarının RTÜK Kanunu’na göre cezalandırıldığını, Basın Yayın Kurumu’nun cezaları olduğunu ama sosyal medyada özellikle yerel medyayı son derece “zor duruma” sokan izinsiz yayınlar yapıldığını savunan Burhan, “Bu yayınların mutlaka kontrol altına alınması lazım, lisanslama yapılması lazım. Bugün Facebook’tan yayın yapıyor, dediğim gibi, hiçbir şekilde ne merkezi var ne eleman çalıştırıyor ne muhabir çalıştırıyor; işte vergi vermiyor, istihdama katılmıyor. Daha da kötüsü denetimi yok. Facebook’tan çıkıp sizinle ilgili yalan yanlış her türlü haberi yayabilir. Bütün bunların hepsi insanların özgürlüğünü engelleyen unsurlardır” ifadelerini kullandı.
‘İNTERNET MEDYASINDA ÇALIŞANLAR GAZETECİ SAYILMALI’
Komisyonda konuşan bir diğer isim olan Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Nuri Kolaylı ise yasal boşluktan kaynaklanan sorunların her geçen gün arttığını ve internet medyasının yayıncılık konusunda acil bir düzenlemeye ihtiyaç duyduğunu söyledi.
İnternet medyasında çalışan kişilerin de “gazeteci” sayılması gerektiğini ifade eden Kolaylı, “İstihdam sağlayan, gerçek anlamda habercilik yapan ve kurumsallaşan internet haber siteleri Basın İlan Kurumu'na yeni ek kaynak bulunarak desteklenmelidir” dedi.
‘SOSYAL MEDYAYA YÖNELİK YASA, İFADE VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ YASAKLAYICI OLMAMALI’
İnternet ve sosyal medya yasası hazırlıklarının gündem olmasına rağmen basın meslek örgütleri ve basın kuruluşlarının gelişmelerden habersiz olduğunu dile getiren Kolaylı, yasa taslağının TBMM’ye getirilmesinden önce tarafların bilgilendirilmesini, görüş ve önerilerinin alınmasını istedi.
İnternet yasasının, sosyal medya düzenlemesinin gölgesinde kalmaması gerektiğini söyleyen Kolaylı, “İnternet ortamında faaliyet gösteren basın kuruluşlarının ve bu kurumlarda görev yapan meslektaşlarımızın sorunları zaman geçirilmeden çözümlenmelidir. Bu kapsamda internet gazeteciliği yapan muhabir, foto muhabir, kameraman ve editör arkadaşlarımızın hemen basın kartı alması sağlanmalıdır. Sosyal medyaya yönelik yasa da çok dikkatli hazırlanmalı, ifade ve basın özgürlüğünü yasaklayıcı değil, kişi ve hak özgürlüklerini savunan nitelikte maddeler içermelidir” diye konuştu.
‘GAZETECİLERE FAİZSİZ KREDİ VERİLSİN’
Mehmet Nuri Kolaylı sunumunun sonunda kısa ve uzun vadeli çözüm önerilerinden de bahsetti. Öneriler arasında medya sektöründe faaliyet gösteren gazete, televizyon, radyo ve kurumsal internet haber siteleri için kamu bankalarınca kredi sağlanması, medya kuruluşlarına banka sicil durumuna bakılmaksızın faizsiz kredi verilmesi, gazete, televizyon, radyo ve kurumsal internet haber sitelerinde görev yapan basın çalışanlarına ve diğer basın kartı sahibi gazetecilere faizsiz kredi verilmesi ve dijital medya dahil tüm yerel basın kuruluşları belediyeler ve kamu kurumları tarafından ilan ve reklamlarla desteklenmesi yer aldı.