İliç’teki felaketin sorumluluğunu sahada görevli birkaç mühendise yıkmaya çalışıyorlar. Oysa olay yaşandığı günden beri ortaya çıkan pek çok resmi belge, başta dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanı Murat Kurum olmak üzere, bürokratların ve şirketin üst yönetiminin sorumluluğu olduğunu kanıtlıyor. Bakanlık neredeyse doğru düzgün bir kez bile denetlememiş madeni. Daha önce yaşanan ve gizlenen liç yığını kayması ve zehirli atık sızıntısı üzerine yapılan denetim ise Anagold’dan taşeron işler alan özel bir şirkete yaptırılmış. Sadece bu skandal bile Kurum’un sorumluluğu için yeter.
İliç’teki felaketi başından itibaren yakından izleyen ve ortaya çıkardığı belgeler ile iktidarın, devletin sorumluluğunu kanıtlayan CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, geçen hafta önemli bir belge paylaştı. Belge, 2022 yılında meydana gelen yığın liçi kayması ile yine aynı yıl gerçekleşen zehirli atık sızıntısı üzerine yapılan denetime ilişkindi.
Bakanlığa bağlı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün resmi yazısında, Anagold Madencilik’te 27 Mart 2022 günü yaşanan kayma sonucunda, sahanın tamamında Maden Atığı Depolama Tesisi Onay Belgesi’nde belirtilen şartlara dönülmesi, boru hatlarında meydana gelebilecek arıza durumlarını önceden haber verecek otomasyon sisteminin kurulması ve yaşanan kazaların tekrarlanmaması amacıyla alınması gereken ilave tedbirlerin bakanlığa bildirilmesi istendiği belirtiliyor.
Bakanlık yetkililerinin bu bilgileri istediği kurum ise dikkat çekici. Ore Mineral Sondaj Mühendislik. Üstelik şirketin bakanlık adına yığın liçi ve atık barajı inşaatlarının denetiminde görevlendirildiği de anlaşılıyor. Yani Murat Kurum’un başında olduğu dönemde Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı, en önemli konudaki denetimi özel bir şirkete havale etmiş. Ayrıca şirket 2022’deki iki olay sonrasında da gerekli önlemlerin alınıp alınmadığını raporlamış.
Deniz Yavuzyılmaz, devletin denetim görevinin bir şirkete verilmesinin skandal olduğunu belirtiyor. Ama iş bununla da kalmıyor.
Yavuzyılmaz’ın belgeyi paylaşması üzerine konuştuğum şirketin yetkilileri, kendilerinin uzmanlık alanı kapsamında liç yığını ve atık barajı inşaatlarının standartlara uygun olup olmadığını bakanlığın isteği ile raporladıklarını, denetimin de bakanlık gözetiminde yapıldığını, görev alanları dışında bir denetim işlerinin olmadığını açıkladılar. Bakanlık tarafından verilen görev haricinde Anagold ile bir iş yapıp yapmadıklarına dair soruya ise şu yanıtı verdiler: “Düzenli olmamakla beraber 2009’dan beri Anagold ile de çalışıyoruz. Bizim alanımız ağırlıklı olarak altın madenlerindeki inşaatlar zaten. Kimlerle çalıştığımız şirketimizin açık kaynaklarında, internet sitesindeki referanslarda yer alıyor. İnşaat yapmıyoruz, yapılan inşaatların teknik vb. yönden uygunluğunu kontrol ediyoruz. Anagold’da da kontrol yetkimiz sınırlı. Asıl sorumlu bakanlık yetkilileri. Biz uzmanlık çerçevesinde raporlama yaptık.”
Ne var ki, Yavuzyılmaz’ın ortaya çıkardığı belgeye bakıldığında Anagold’un çalışmaya devam etmesini sağlayan yasal onayın şirketin yaptığı denetim ve hazırladığı rapor sonucunda verildiği açıkça anlaşılıyor. Yani bakanlık 2022’de iki vahim olay yaşanmasına rağmen tarafsız, resmi bir denetim yapmak yerine, Anagold ile iş yapan şirketin denetimini yeterli görmüş. İliç’te bugün yaşanan felaket de tam olarak denetlendiği söylenen bölgede gerçekleşti.
Dolayısıyla bakanlık yetkililerinin ‘asli kusurlular’ listesinin en tepesinde yer alması gerekiyor. Lakin kamuoyu manipüle ediliyor, sanki bir ‘doğa olayı’ yaşanmış gibi davranılıyor. Depremden sonra ülkenin karşılaştığı en büyük felakette sorumluluğu bulunan Murat Kurum ile şirketin üst düzey yöneticileri, ilk günden başlayan çabayla bu suçtan kurtarılıyor.