Anayasa taslağı hazırlanmıştı: Grönland, bağımsızlık yolunda mı?

Danimarka'ya bağlı özerk bir bölge olan Grönland'da nisanda hazırlanan anayasa taslağı adanın bağımsızlık yolunda olduğuna işaret ediyor. Peki bu ekonomik, siyasi ve askeri açıdan ne anlama geliyor?

Abone ol

DUVAR - Grönland, 1721'den bu yana Danimarka'ya bağlı özerk bir bölge. Nisan 2023'te hazırlanan anayasa taslağı ise Grönland'ın bağımsızlığını kazanma yolunda olduğuna işaret ediyor. İklim krizinin etkisiyle buzulların eridiği ve bölgedeki petrol, gaz ve diğer madenler konusunda ülkeler arasındaki rekabetin arttığı bir dönemde bağımsız bir Grönland'ın başta bulunduğu Kuzey Kutup (Arktik) bölgesi olmak üzere önemli sonuçları olabilir.

2008'DEKİ REFERANDUMDA YÜZDE 75 LEHTE OY KULLANDI

The Council on Foreign Relations'ın aktardığına göre, Grönland mali desteğin yanı sıra para politikası, savunma ve dışişlerinin idaresi konusunda Danimarka'ya bağlı. Grönlandlı temsilciler, Birleşmiş Milletler (BM), Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) ve Avrupa Birliği'nde (AB) Danimarka heyetlerine katılıyor. Grönland'ın AB içinde 'denizaşırı ülke ve bölge' statüsü bulunsa da ada, kendi başına AB'ye üye değil.

Grönland'ın bağımsızlığı için başlatılan hareket, özellikle son 20 yılda ivme kazandı. 2008 yılında yapılan bir referandumda, Grönland vatandaşlarının yüzde 75'i Grönland'ın Öz Yönetimi Yasası lehine oy vermişti. Söz konusu düzenleme, adanın polis, mahkeme, sahil güvenlik gibi bir dizi alandaki kontrolünün genişletilmesine öngörüyordu. Aynı yasa kapsamında, Grönland ayrıca Danimarka Parlamentosu'ndan alınacak onayla birlikte tam bağımsızlık için referanduma gitme hakkına da sahip oldu. Anayasa Komisyonu, Nisan 2023'te Grönland Parlamentosu'na (Inatsisartut) ilk anayasa taslağını sundu.

BAĞIMSIZ BİR GRÖNLAND NE ANLAMA GELECEK?

Analistlere göre, Grönland'ın bağımsız olması durumunda bunun bazı siyasi, ekonomik ve askeri anlamları olacak. İlk olarak, Grönland'ın Danimarka ile bağlarını tamamen koparması beklenmiyor. Grönland Başbakanı Múte Bourup Egede, bağımsızlığı desteklese de 'kademeli bir yaklaşıma' işaret ediyor. Grönland'ın en güçlü bağımsızlık yanlısı partilerinden Naleraq da Danimarka ile iş birliğinin devam edeceğini ifade ediyor. Öte yandan, bağımsızlığın hangi konularda hangi başkentin, yani Nuuk'un mu yoksa Kopenhag'ın mı karar vereceği konusundaki kafa karışıklığı ve belirsizliği giderebileceği belirtiliyor. 

Grönland dünyanın en küçük ekonomilerinden birine sahip ve ekonomisini çeşitlendirmeye yönelik çabalarına rağmen adanın ekonomisi halen büyük ölçüde balıkçılık sektörüne dayalı durumda. Danimarka'dan her yıl gelen 500 milyon doların üzerinde bütçenin, ekonominin yüzde 20'sini ve kamu bütçesinin yarısını oluşturduğu Grönland'da 57 bin kişi yaşıyor; bu durum da sınırlı işgücü konusunda endişe yaratıyor. 

Öte yandan, deniz taşımacılığının yanı sıra iklim kriziyle birlikte Görnland'da bulunan nadir toprak metal rezervleri başta Çin ve Batılı ülkeler olmak üzere yabancı yatırımcıların dikkatini çekiyor. Adada geniş petrol ve doğalgaz rezervleri olduğuna da inanılıyor. Fakat hükümet 2021'de iklimle ilgili endişeleri ve düşük kâr beklentilerini gerekçe göstererek yeraltı kaynakları için keşif faaliyetlerine ruhsatlandırma işlemlerini durdurmuştu. 

Son olarak, Danimarka, mevcut durumda Grönland’ın savunmasından sorumlu çünkü adanın kendi ordusu bulunmuyor. Grönlandlılar adada sadece birkaç hava aracı, gemi ve köpeklerin kızakla çektiği devriyeleri bulunan Danimarka ordusuna katılabiliyor. Aynı zamanda Danimarka üzerinden ‘NATO koruması’ altında olan Grönland’ın bağımsızlığı halinde gelecekteki güvenlik durumunun ne olacağı net olmasa da eskiden Danimarka’nın hakimiyetinde bulunan ve şu anda NATO üyesi olan İzlanda örneği burada bir emsal olabilir. 

BUNDAN SONRA NE OLACAK?

Grönland’da parlamento seçimleri mevcut takvime göre 2025 yılında yapılacak; bu, adada bir bağımsızlık hareketinin daha da ivme kazanıp kazanmayacağının sinyalini verebilir. 2019’da yapılan bir kamuoyu yoklamasında Grönland’ın yetişkin nüfusunun üçte ikisinden fazlasının bağımsızlığı desteklediği ortaya konmuştu. Fakat 2023 yılında hazırlanan anayasa taslağındaki çoğu hüküm de henüz netlik kazanmış değil. 

Gazeteci Erlanger’in The New York Times gazetesi için yazdığı üzere, hızlanan iklim değişikliği ‘Arktik’teki rekabeti hiç olmadığı kadar artırıyor; bu durum, Rusya, Çin ve Batı’nın buradaki askeri varlığını genişletmenin yollarını aradığı bir dönemde bölgeyi daha büyük bir ticari ve stratejik itişip kakışmaya açık hale getiriyor.” (DIŞ HABERLER)