Anjiyoya gittiği hastanede yere düşürülen hastanın kemikleri kırıldı
Anjiyo için yatıtğı hastanede ayılan Turgut Tıkansak'ın kalça ve omurilik kemiğinin kırıldığı anlaşıldı. Tıkansak dava açtı. Düşürenler bulunamadığı için mahkeme beraat kararı verdi.
DUVAR - Kocaeli'nin İzmit ilçesinde, özel hastanede anjiyo olduğu sırada düşme sonucu omurilik ile kalça kemiği kırılan Turgut Tıkansak (61), davacı oldu. Adli tıp kurumu, Turgut Tıkansak’ın vücudundaki kırıkların hastanede düşmeye bağlı olduğuna karar verdi. Mahkeme ise Tıkansak’ı kimin düşürdüğünün belirlenememesi nedeniyle sanıklar hakkında beraat kararı verdi.
İzmit’te 2017 yılında özel bir hastaneye anjiyo olmak için giden Turgut Tıkansak, iki damarının tıkalı olduğunu öğrendi. Anjiyo yapıldığı sırada birinci damarın açılıp, ikinci damarına işlem uygulanan Tıkansak’ın kalbi durdu. Gözlerini açtığında kendini yoğun bakım servisinde bulan Tıkansak, kalça ve bel bölgesinde şiddetli bir ağrı olduğunu hissetti. Bu ağrının ilk olarak yaşadığı kalp rahatsızlığından kaynaklandığını düşünen Tıkansak, ağrının geçmemesi ve şiddetlenmesi üzerine durumu doktorlara bildirdi. Yapılan incelemelerde 6 gün sonra Turgut Tıkansak’ın omuriliği ve kalça kemiğinin kırıldığı belirlendi.
Özel hastanede süren yaklaşık 3 aylık tedavinin ardından taburcu olan ve Kocaeli Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde platin takılan Tıkansak, bir yıl yatağa bağlı kaldıktan sonra yeniden yürümeye başladı. Kendisine anjiyo yapıldığı sırada hastane personeli tarafından düşürüldüğünü iddia eden Tıkansak, durumu yargıya taşıdı. Kocaeli 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, mahkeme adli tıp kurumundan rapor istedi. Gelen rapor sonucunda Turgut Tıkansak’ın vücudundaki kırıkların hastanede düşmeye bağlı olduğuna karar verildi. Mahkeme Tıkansak’ın düşerek veya düşürülerek nitelikli şekilde yaralandığını ancak yaralanmanın sanıklardan hangisinin kusurlu eylemi sonucu oluştuğunun belirlenememesi nedeniyle beraatlerine karar verdi.
‘HASTANEYE BİLİNCİM YERİNDE YÜRÜYEREK GİRDİM’
Hastaneye girdiği sırada yürüme anlamında hiçbir sıkıntı çekmediğini belirten Turgut Tıkansak şunları anlattı: “Hastanede anjiyo laboratuvarına girdim, anjiyo laboratuvarına girerken bilincim yerinde yürüyerek girdim. Laboratuvarda doktor geldi konuşmaya başladık benim kolumdan anjiyo yapıldı ve ilk damar yüzde 50 tıkalıydı oraya işlem yaptılar ikinci damara girince ben bilincimi kaybettim. Doktorun dediğine göre benim kalbim durmuş. Ayıldığımda yoğun bakım sedyesinde ağrılar içerisinde yoğun bakıma gidiyordum. Eşim yanıma geldi, bacağım tutmuyor galiba bir sıkıntı var dedim. Eliyle bacağımı kontrol ettikten sonra bir oh çekti. Felç olduğumu düşünerek korkmuş ama bacağımı hissettim ben. O akşam sırtımda, kalçamda ve bacağımda müthiş bir ağrı vardı ama bunu tamamen kalpten dolayı yapılan anjiyoya yordular. Daha sonra bizim yoğun bakımda işimiz bitince sizi göndereceğiz dedi hastane. Ben yürüyemiyordum, eşim mutlaka hastanede kalıp tedavi olmamızı istedi."
Hastanede 6 gün sonra kırıkların tespit edildiğini ifade eden Tıkansak, “Ayağıma çok sayıda işlem yaptılar. 6 gün sonra benim omurilik kemiğim ve leğen kemiğimin kırık olduğunu tespit ettiler. 3 ay hastanede tedavi gördüm ve hastaneden ayrıldığım zaman da herhangi bir ücret ödemeden çıktım. Ücret talep etmediler benden. Normal şartlarda bir iğneyi 150 liraya yapıyor bu hastane ama dediğim gibi benden herhangi bir ücret talep etmediler” diye konuştu.
‘GEREKİRSE İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NE BAŞVURACAĞIM’
Başına gelen olay nedeniyle hem maddi hem manevi olarak çok büyük kayıplar yaşadığını söyleyen Tıkansak, şöyle konuştu:
“Bir fabrikaya müdür olarak girmiştim, 3 ay sonra beni işten de çıkardılar ve ciddi bir şekilde 1,5 ay boyunca hiç yürüyemedim. Daha sonra Kocaeli Üniversitesi Hastanesi'nde tedavi oldum. Bir yıl sonra protez yardımıyla tekrar yürümeye başladım. Ciddi şekilde maddi, manevi kayıplarım oldu. Bu nedenle ben bu hastaneye dava açtım. Savcı beni adli tıp kurumuna gönderdi. Orada haklı bulundum. Yüzde yüz hastanede düşürüldüğüm kanaatine varıldı adli tıp kurumunda. Tekrar mahkemeye çıktık, mahkeme heyeti ikinci bir adli tıp raporu istedi, o raporda da haklı bulunduk. Mahkeme lehimize sonuçlanacak diye beklerken bir anda maalesef beraat kararı çıktı ve biz şok olduk. Bundan dolayı ben hem fabrika müdürlüğünden oldum hem maddi hem manevi çok ciddi kayıplarım oldu ama emin olun maddiyatın peşinde değilim. Bu olayın sonuna kadar peşinden gideceğime dair kendime söz verdim. Gerekirse İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar çıkacağım. Bu olay artık ciddi şekilde insanları hastaneye gittiğinde tedavi için giden hastanın yaralanarak çıkmasına neden olan bir olay. Bunu kesinlikle kabul etmiyorum, biz yüksek mahkemeye de gitme kararı verdik. Olayın takipçisi olacağız.” (DHA)