'Ankara demir olsa çürürdü...'

Ankara Katliamı'nda bir bacağını kaybeden Gökhan Yaralı, "Demir olsam çürürdüm, toprak oldum dayandım" diyerek 10 Ekim'den sonra çok zorlu bir hayat geçirdiğini söylüyor.

Abone ol

DUVAR - Ankara katliamında 101 kişi hayatını kaybetmiş, yaklaşık 300 insan yaralanmıştı. Devlet Demir Yolları memuru Gökhan Yaralı da orada yaralandı. Şimdi bacağı sağ diz altından kesik ve işitme kaybı yaşıyor. Patlamada iş yerinden 12 arkadaşını kaybetti. Kendisi 90 gün boyunca Ankara Numune Hastanesi'nde tedavi edildi. Gökhan'ın 12 yaşında bir kızı var. Hayata onunla birlikte tutunmaya çalışıyor. Yaralı, katliamın ardından bir yıl geçmesine rağmen acılarının daha taze olduğunu anlatıyor...

'BU COĞRAFYA ENGELLİYE ÇOK ZOR'

Hastaneden taburcu olduktan sonra kendisini çok daha zorlu bir hayatın beklediğini söyleyen Gökhan, 'Bu coğrafyada engelli olmak çok zormuş' diyor.

10 Ekim'den sonra yaşadıklarını da şöyle anlatıyor: “Taburcu olduktan sonra şunu fark ettim: Bu hayat çok daha zorluymuş. Bambaşka bir hayatla karşılaştım. Artık engelliyim. Ayağa kalkıp yürümeye çalışırken düşmek insanın canını acıtıyor. Eksik bir bacakla vücudumu taşıyorum. Peki Ankara Garı'nda hayatını kaybedenlerin suçları neydi? Burada sonsuzluğa uğurladığım arkadaşlarımın, barış sevdalıların tek suçu insanları sevmekti. Onların barış istekleri bize yol gösterecek. Biz de yaşanması zor olan bu coğrafyaya barışı ve özgürlüğü getireceğiz.”

'GÜZEL İNSANLAR GÖÇÜP GİTTİLER'

Sonra yaşadıklarını anlatmaya devam ediyor, “Hastane sürecimi kaybettiğim bacağıma protezi takıp yürüme hayali ile geçirdim. Ama arkadaşlarımın hayatını kaybetmiş gerçeği bu hayali sık sık bölüyordu. Güzel insanlar göçüp gittiler. Artık çoğu zaman hayatımda büyük bir değişikliğin olmayacağını düşünüyorum. Türkiye coğrafyasında yaşamak sadece hayvanlara, bitkilere ve kadınlara zor değilmiş. Hastaneden taburcu edildikten sonra bu coğrafyanın engelliler için de çok zor olduğunun farkına vardım. Yüksek kaldırımlar, dik merdivenler bunların engelliler için ne anlama geldiğini şimdi çok daha iyi anlayabiliyorum.”

Gökhan Yaralı, kızı birlikte hayata tutunduğunu söylüyor.

'PROTEZ 35 BİN TL DEVLET KARŞILAMIYOR'

10 Ekim'de yaralanan bir diğer isim olan Cafer Altun 9 ay boyunca protez takabilmek için mücadele ettiğini anlatmıştı... Gökhan Yaralı da, devletin protez masraflarını karşılamamasının yaşattığı sıkıntılardan şikayetçi: “Bitmek bilmeyen nice acılarla karşılaştım. Her gün bu acılarla uyumaya çalıştım. Bazen de hiç uyuyamadım. Her defasında bacağımın olmadığını unutup yürümeye çalışıyorum. Ama her seferinde düşüyorum. Bir engellinin hayatını kolaylaştıracak en önemli şey protez. İnsan ayağına en yakın mikrocipli bir ayağın maliyeti 35 bin TL. Ancak biz 2'nci sınıf engelli kategorisinde olduğumuz için protez masrafı karşılanmıyor. Gazi statüsünde olan askerlerin bu yöndeki bütün masrafları karşılanıyor. Bizim neden karşılanmıyor? Devlet bize 2 bin TL değerinde karbon bir ayak veriyor. Onu da 5 yılda bir veriyor. Oysa yine gazi askere 2 yılda protez veriliyor. Yani nereden bakarsak bakalım bu ülkede engelliye her şey zulüm. İnsan ölümü özler mi? Özlüyor, hem de çok... Ama işte ölümü özlemekle ölünmüyor. Hani Yaşar Kemal'in bir sözü vardır: Demir olsam çürürdüm, toprak oldum dayandım. Ankara demir olsa çürürdü.”

‘Düştüğümüz meydandan kalkarız bir gün’