REGNUM Ajansı yazarlarından Stanislav Tarasov, Erdoğan’ın CBS TV’a verdiği röportajı analiz ederek “Türkiye Cumhurbaşkanı kimdir, büyük strateji uzmanı mı yoksa talihsiz bir kumarbaz mı” sorusuna cevap aradı.
Amerikan Strateji ve Dünya Araştırma merkezine göre, George Bush’un başkanlığı döneminde Türkiye, ABD’den uzaklaşarak İran ile yakınlaşmaya, Amerika’nın Orta Doğu’daki uzantısı olmaktan çıkıp bağımsız ve etkili bir aktör haline gelmeye başlamıştı.
Bunun farkına varan ve Türkiye’yi NATO’ya daha sıkı bir şekilde bağlamaya karar veren Obama, Ankara’yı Amerika’nın büyük jeopolitik projesine katmaya çalıştı. Afrika-Balkanlar-Orta Doğu-Kafkasya-Afganistan eksenini kurmakla meşgul olan Washington, “bölgedeki düzeni sağlama işinde” Türkiye’ye önemli rol oynamayı teklif etmişti.
Tarasov’un deyişiyle “Osmanlı İmparatorluğu'nu bir şekilde canlandırmayı hayal eden” Ankara’nın bu plana ilgi duymaması mümkün değildi. Neticede, ‘komşularla sıfır sorun’ doktrini uyarınca uzun yıllar süren Ankara’nın Şam ile dostluğu bir anda çatlak verdi. Erdoğan, Beşar Esad’ın düşmanlarının tarafını tuttu. O arada İran karşı tarafa geçince Ankara’nın Tahran ile ilişkileri de gergin bir hal aldı. Ne var ki karşılıklı ticaret gelişmeye devam ediyordu.
Türkiye’yi bölgesel hesaplaşmalara ve çatışmalara çeken Washington beklenmedik bir şekilde Irak’ta İran’a, Suriye’de ise PYD’e yüz verdi. Bunun ardından Batı’ya kızan Erdoğan, AB üyeliğini referanduma götüreceğini açıkladı. ABD ile bölgede işbirliğine gelince Erdoğan’a göre, Türkiye ve ABD “etkin ortaklık” kuramamıştı.
Yazının başındaki soruya geri dönen Tarasov, "Ülkeyi sıkı kontrol altında tutan, halkın geniş desteğini kazanan Erdoğan, bölgede aynen etkili olabilecek mi? Aralarında Rusya’nın da olduğu diğer aktörlerle ittifak kurabilecek mi?" diye soruyor ve "Bunun cevabını yakında öğreneceğiz" diyor.
AMAÇ: SURİYE’DE PİYON HÜKÜMET
Vzglyad gazetesinde çıkan yazasında Evgeniy Krutikov, Türkiye’nin Suriye’de bir piyon devlet kurmaya amaçladığını iddia etti.
Halep’te çatışmalar hâlâ sürerken, geçen hafta Rus deniz ve hava kuvvetleri, İdlib ve Humus bölgesinde geniş çaplı operasyon başlattı. Bu arada El-Bab’a doğru ilerleyen Türkiye’nin desteklediği ÖSO birlikleri IŞİD ile sıcak temasta bulunuyor. Birkaç cephede savaşmak zorunda kalan teröristlerin direnişi gittikçe zayıflarken ÖSO ve Kürtler adım adım El-Bab’ı abluka altına alıyor.
Yazara göre, netice olarak Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’den derhal “siyasi yardım” isteyecek bir piyon hükümet kurulabilir ve bunun ihtimali oldukça kuvvetli. Nedeni, Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt devletinin kurulmasını önlemek.
TÜRKİYE’NİN S-400 ALMASI ÇOK ZAYIF İHTİMAL
Türkiye Savunma Bakanı Fikri Işık, Rus yapımı S-400 uçaksavar sistemlerine ilgi duyduğunu açıklayıp, Moskova’nın da bu işe sıcak baktığını dile getirdi.
Ne var ki EADaily Ajansı'na konuşan Politik ve Askeri Analiz Merkezi Başkan Yardımcısı Aleksandr Hramçihin, "Olası anlaşmadan bahsetmek daha çok erken" dedi. Hramçihin'e göre, Türkiye’nin isteğinden başka ortada somut hiçbir şey yok. Üstelik Hramçihin, Ankara’nın bu tür açıklamalarının genellikle Batı’ya yönelik şantaj özelliğini taşıdığını belirtiyor. NATO üyesi olan Türkiye’nin, Rusya’dan herhangi bir silah satın almasının ihtimali son derece zayıf.
Ve de silah satışı görüşmeleri genellikle uzun zaman alır. Mesela, Rusya’nın Türkiye’den daha yakın partneri olan Çin ile S-400 görüşmeleri dört yıl sürdü.
Hramçihin, "İlk önce kendi ordusuna, Çin ve Hindistan’a mal yetiştirmeye çalışan Rusya savunma sanayinin Ankara’nın olası siparişini yerine getirmesi şüphe yaratıcı" dedi. Türkiye’den bu sipariş olursa bile ancak 2025’e yetişir.
HEDEF ‘İRAN OLMAK’ DEĞİL, YETKİ ARTTIRMAK
Türkiye’den yeni dönen Novaya gazeta muhabiri Pavel Kanıgin, izlenimlerini okuyucularla paylaştı. Kanugin, Human Rights Research Türkiye Sorumlusu Emma Sinclair-Webb ile Mehmet ve Rauf isimli gazetecilerin sözlerine dayanarak, darbe teşebbüsünden sonra Türkiye’de 32 bin kişinin tutuklandığını ve 70 bin kişinin hakkında soruşturma yapıldığını yazdı.
Emma Sinclair-Webb’in söylediklerine göre, tutuklanan ya da soruşturma açılan kişiler arasında sadece “Fethullahçı” değil, büyük sayıda Kürt, Alevi, muhalif partilerin destekçileri ve “rejimin görüşlerini paylaşmayan” vatandaşlar da bulunmakta.
Kanugin'in konuştuğu gazeteciler, Türkiye’de “Erdoğan’ın darbeyi kendi yönettiğine” inanan çok az kişi var görüşünde. Nedeni de şu. “Erdoğan askerlere güvenmediği ve onlardan korktuğu için onlardan hiç kimseye bu tür temsili yaptıramazdı”.
Kanugin, “ılımlı İslamcılığı” ön plana çıkaran Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın maksadının, Türkiye’ye İran’a çevirmek değil, “İslamcı popülizm” ile kendi pozisyonunu güçlendirmek ve yetkilerini genişletmek olduğunu öne sürüyor.
‘TÜRKİYE’DEN DOMATES ALMAYI ERTELEYELİM’
İnterfaks Ajansı'nın verdiği habere göre, Tarım Bakanlığı Gıda Ticareti Düzenleme Dairesi Müdürü Vladimir Volik, Türkiye’den domates ithalatını 2-3 yıl için ertelemeyi istedi.
Volik, Rusya’da sera tesislerinin hızlı geliştiğini ve Türkiye’den domates ithalatı, bu sektöre olumsuz yönde etkileyeceğini söyledi. Volik'e göre, 2-3 sene sonra yerli mal fiyat açısından ithal malı ile rekabet edebilecek. Bu arada Rusya Gümrük Servisi, 2015 sonu itibarıyla Rusya’nın ithal ettiği domateslerin yarısının Türkiye’den geldiğini bildirdi.
11 Ekim 2016 tarihli Rusya hükümetinin kararnamesi uyarınca Türk malı narenciye, kayısı, şeftali ve erik için ithalat yasağı kaldırıldı.
KÖMÜRDEN ALTIN ÜRETİLECEK
TASS Ajansı, Rusya’da kömürden altın üretildiğini duyurdu. Rusya Bilimler Akademisi Uzak Doğu Şubesinde geliştirilen bir ünite ile 2017’de kömürden altın çıkarmaya başlayacak.
Herhangi kömür kazanı dairesine monte edilebilen ünite, özel filtre ile kömür dumanında bulunan altın parçacıkları topluyor. Ne var ki kömür dumanı, filtreye gelmeden önce tam yüz kere arıtma sisteminden geçmeli.