Ankara'da kadınlar yürüdü: Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz

Ankara’da kadınlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’de Feminist Gece Yürüyüşü'nün 15’incisini gerçekleştirdi. Sakarya Caddesi'nde bir araya gelen kadınlar "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganlarını attı.

Abone ol

ANKARA - Ankara’da kadınlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında Feminist Gece Yürüyüşü'nün 15’incisini gerçekleştirmek üzere Sakarya Caddesi’nde bir araya geldi.

Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı Sakarya Caddesi’nde kadınlar, üstleri aranarak alana alındı. “Atanarak değil, aşkla geldik”, “Erkeklik koronadan daha öldürücü”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Alışın buradayız”, “Ben yaşadıkça sen çıldır”, “Geceler bizim”, “Hiçbir yere sığamam; gönlüm feminist isyanda”, “Dönmek var ölmek yok”, “Kadınlar karanlığı aydınlatacak” dövizler taşıyan kadınlar, “Kadınlar birlikte güçlü”, “Yaşasın kadın mücadelemiz” sloganları attı.

Kadınlar, Sakarya Caddesi boyunca “Kadınlar artık susmayacaklar”, “Dönmeyiz, dönmeyiz biz bu yıldan dönmeyeceğiz”, “Görünmeyen devlet sesini yükselt”, “Sokaklar, geceler, meydanlar bizim” sloganlarıyla polis kordonu arasında yürüyüşe geçti. Öldürülen kadınların isimlerini sayan Kadınlar, “Erke adalet değil, germek adalet” diye haykırdı.



'AŞAĞIYA BAKMAYACAĞIZ'

Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan Melih Bulu'yu protesto eden öğrencilere uygulanan şiddeti ve tutuklamaları protesto eden kadınlar, hep bir ağızdan “Aşağı bakmayacağız” sloganları attı. Yürüyüşü tamamlayarak basın açıklaması yapan kadınlar, şu ifadelere yer verdi:

BİZ İSYANI SOKAKLARDAN TAŞAN FEMİNİSTLERİZ: "Ankara 8 Mart feminist gece yürüyüşünün 15'ncisinde yine sokaklardayız. Kimiz biz? Tarih boyunca patriyarkadan beslenen devletlerin, egemen güçlerin ve erkekliğin özgürlük mücadelesini engelleyemediği ve engelleyemeyeceği kadınlarız! Biz, isyanı sokaklardan taşan feministleriz. Baskı kurarak, hedef göstererek, haklarını ve kazanımlarını gasp ederek kadınları susturamayacaksınız. O patriyarka yıkılacak! Tüm dünyanın belirsiz bir krize sürüklendiği pandemide “Hayat Eve Sığar” dediniz, sığmadı. Sığmıyor! Artan bakım yükü, evin hiç bitmeyen işleri hep kadınların sırtında. Aileniz çürüyor, içten içe kokuyor. Kendimize ait bir ev mi var? Kendimize ait bir oda mı var?
Kendimize ait bir hayat mı var? Var edeceğiz!

HOMOFOBİYE, TRANSFOBİYE GEÇİT VERMEYECEĞİZ: Pandemi bahanesiyle bizleri şiddet gördüğümüz evlere hapsettiniz, bir de çıkıp şiddet azaldı dediniz. Yetmedi İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açtınız. Her gün şiddetini artıran patriyarkaya, her gün kadınların katledilmesine, şiddeti sıradanlaştıran düzeninize isyandayız. Sizin aile dediğiniz kadınları öldürüyor. Bizse umutsuzluğa düştüğümüzde bile hatırlayacağımız kalabalıkların gücü ile yaşamlarımızı, haklarımızı savunuyoruz. Bir kişi daha eksilmeyeceğiz! Trans ya da natrans, biz kadınları dilimiz, inancımız, etnik aidiyetimiz, cinsel yönelimimiz ve cinsiyet kimliğimiz nedeniyle hedef gösteren heteropatriyarkayı yıkacağız! Varoluşumuzu görmezden gelen, renklerimizi yok etmek isteyen, ayrımcılıktan beslenen hegemonik erkekliğe biat etmeyeceğiz. Nefret söylemine, homofobiye, transfobiye geçit vermeyeceğiz! Kadın düşmanı ve LGBTİ+ karşıtı politikalarla kendini var eden bu düzenden de bu iktidardan da alacaklıyız!

ÖZ SAVUNMA BİZİM YAŞAM HAKKIMIZ: Devletin, mahkemelerin yok saydığı yaşam hakkımızı savunuyoruz ve sonuna kadar da savunmaya devam edeceğiz. Ne giyersek giyelim, ne içersek içelim, ne yaparsak yapalım, kimi hangi şekilde seversek sevelim, sokaklarda; gece ve gündüz özgürce güvenle ve huzurla yürüyeceğiz.  Eşit ve özgür bir yaşam kurana kadar kendimizi savunmaya devam edeceğiz. Suçlu, cezasızlıkla erkekliği ödüllendiren polis, yargı ve iktidar. Öz savunma bizim yaşam hakkımız! Özgürlüklerimiz gözaltılarla, tutuklamalarla gasp edilirken, direnmekten ve barışta ısrar etmekten, halkların eşitçe bir arada yaşamasını savunmaktan asla vazgeçmiyoruz. Bizi kuşatan tüm baskılara, bizi ayıran tüm sınırlara inat, birbirimizden güç alıyoruz, feminizmle özgürleşiyoruz. Uykularınız kaçsın! Feminist isyanla, yıkılacak o patriyarka!

Erkek devletin ve erkek sistemin karşısında birbirimizi gözetmeye, savunmaya, beslemeye, yaşatmaya, birbirimizin yurdu olmaya ve yaşamlarımızı yeniden ve yeniden kurmaya, dönüştürmeye devam ediyoruz.

Yaşasın 8 Mart, yaşasın feminist mücadelemiz!

Yaşasın kadın dayanışması!”