Anlaşmasız Brexit İngiltere'nin petrol rezervlerini de azaltacak
İngiltere'nin giderek çıkmaza giren Brexit süreci, acil petrol rezervlerini de vuracak. Financial Times, ülkenin AB'den anlaşma olmadan ayrılması halinde, AB'nin rezervlerde acil durum için 61 günlük petrol tutma kararının uygulanmayacağını yazdı.
DUVAR - İngiliz gazetesi Financial Times (FT), İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden (AB) anlaşma olmadan ayrılmasının acil petrol rezervleri üzerinde de olumsuz etkiye yol açacağını yazdı. Gazeteye göre bu durumda İngiltere'nin rezervleri yüzde 50'den fazla azalacak.
FT'ye konuşan İngiltere İş, Enerji ve Sanayi Stratejisi Bakanlığı yetkililerinin verdiği bilgiye göre, AB kuralları gereği, birliğe üye her ülke 61 günlük petrol tüketimini rezerv olarak tutmak zorunda. Bu da İngiltere için 11 milyon tona, yani yaklaşık 85 milyon varil petrole tekabül ediyor. İngiliz hükümeti ise Brexit (AB'den ayrılma) sonrası bu rakamın 4,5 milyon tona yani yaklaşık 35 milyon varile ineceğini açıkladı. FT'ye göre İngiliz hükümetinin, Brexit sonrası dönemle ilgili bu kararında, ülkede akaryakıt sektörünün yaptığı lobi faaliyetleri etkili oldu. Sektör bu şekilde acil petrol rezervlerini kullanarak maliyetlerini azaltmayı amaçlıyor.
'İNGİLTERE ZOR DURUMDA KALABİLİR'
İngiliz hükümeti, ülkenin AB'den anlaşma olmadan ayrılması halinde enerji sektörünün, birliğin belirlediği rezerv seviyesiyle ilgili kurallara uymasının beklenmeyeceğini açıkladı. FT ise bu durumda petrol arzında küresel çapta bir sorun yaşanması halinde, İngiltere'nin zor durumda kalabileceğine dikkat çekiyor.
Gazete rezervlerde en son 1970'li yıllarda Arap ülkelerinin petrol ambargosu sonrası düşüş yaşandığını; son dönemde de ABD ve İngiltere ile İran arasında yaşanan gerginliğin Ortadoğu'da petrol ticareti için tehdit oluşturduğunu hatırlatıyor. FT'ye konuşan Energy Aspects adlı araştırma enstitüsünden Amrita Sen de, İran'la gerilimin arttığı bir dönemde petrol rezervlerini azaltmanın çok riskli olduğu görüşünde. Sen, "Dünyada jeopolitik risklerin son 10 yılda en üst düzeyde olduğu bir dönemde, enerji güvenliğinizi azaltıyorsunuz" diyor.
JOHNSON MACRON'LA GÖRÜŞECEK
İngiltere mevcut şartlarda 31 Ekim'de AB'den ayrılacak. Tam bir ay önce İngiltere'de iktidardaki Muhafazakar Parti'nin genel başkanı seçilen ve ertesi gün de başbakan olan Boris Johnson, bu tarihte gerekirse anlaşma olmadan AB'den ayrılacaklarını söylüyor.
Boris Johnson bugün Paris'te Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'la görüşecek. Johnson, İngiltere Parlamentosu'nda üç kez reddedilen Brexit Anlaşması'nın yeniden müzakere edilmesini isterken; Macron anlaşmanın yeniden müzakere edilemeyeceğini söylüyor. Macron, "İngiltere AB'den anlaşma olmadan ayrılırsa, bunun nedeni kendi tutumudur" dedi.
İngiltere Başbakanı dün Berlin'de Alman mevkidaşı Angela Merkel'le görüşmüştü. Merkel, Johnson'a; Brexit anlaşmasından kaldırılmasını istediği "backstop" uygulaması ile ilgili soruna alternatif bir çözüm bulması için 30 gün süre vermişti.
İNGİLTERE "BACKSTOP" İSTEMİYOR
"Backstop" esasında bir acil durum mekanizması. Brexit sonrası AB ile İngiltere arasındaki serbest ticaret anlaşması müzakereleri nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, Birleşik Krallık'ın parçası Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasında fiziki sınır olmamasının garanti altına alınmasını amaçlıyor. Ancak İngiltere ile AB arasında varılan anlaşma, taraflardan herhangi birinin bu sürece tek taraflı olarak son verememesini öngörüyordu. İngiltere'de anlaşmaya karşı çıkanlar da bunun, Birleşik Krallık'ın tamamında gümrüklerin kontrol edilememesi anlamına geleceğini vurguluyorlardı. Bu durumda İngiltere AB'yle Gümrük Birliği'nde kalacak ve Brexit sonrası hiçbir ülkeyle tek başına serbest ticaret anlaşması yapamayacaktı.
En büyük korku ise Kuzey İrlanda Cumhuriyeti'nin fiili olarak İrlanda Cumhuriyeti'nin parçası haline gelmesi ve Kuzey İrlanda gibi 2016'daki referandumda Brexit'e karşı çıkan İskoçya'da 2014'ten sonra yeniden bir bağımsızlık referandumu yapılması. Yani, Birleşik Krallık'ın parçalanması.
İrlanda adasındaki çatışmalara son veren 1998 tarihli Hayırlı Cuma Anlaşması, İrlanda Cumhuriyeti ve Kuzey İrlanda'nın ortak bir ekonomik pazarda yer almasını; sınırın iki tarafında serbest yaşamı, dolaşımı ve çalışmayı sağladı. Zira Birleşik Krallık ve İrlanda Cumhuriyeti AB üyesiydi. Ancak Brexit ile beraber bu durum noktalanacağından; hem İngiltere hükümetini hem AB'yi hem İrlanda Cumhuriyeti'ni hem de Kuzey İrlanda'daki tüm tarafları tatmin edecek bir formülün bulunması gerekiyor. (Kaynak: BBC Türkçe)