Antep’te 1 Mayıs: Bizim olan ne varsa alacağız

Antep’te 1 Mayıs kutlamaları, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB öncülüğünde başladı. Kutlamalara haklarını alamayan Gaziantepspor çalışanları da katıldı.

Abone ol

Cengiz Anıl Bölükbaş

ANTEP - 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, Antep Balıklı Parkı’nda yapılan açıklama ile başladı. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB öncülüğündeki 1 Mayıs kutlamalarına BİR-TEK SEN, EMEP, HDP, TKP, TİP ve SOL Parti temsilcileri, işçiler ve halk da katılım gösterdi.

Ekonomik krizin faturalarının işçilere ve halka kesildiği belirtilen açıklamada, “Antep’te yurttaşlar bayat ekmeğe muhtaç edilirken, kentin asalak sermayesi avuçlarını kaşıyor. Mesele patronların çıkarı olunca en önde giden kentin yöneticileri, söz konusu işçilerin hakları olunca kapıları kapatıyor. Emekçi halklar en temel geçimini bile sağlayamaz durumda. Bizler düzenin gerçek sahiplerine ve onların temsilcilerine karşı sesleniyoruz: Bizim olan ne varsa sizden tek tek alacağız” denildi.

Açıklamadan sonra grup, kutlamaların olacağı Kırkayak Parkı’na yürüdü.

‘BU KARANLIK GİDECEK, GEZİ KALACAK’

Kırkayak Parkı’nda düzenlenen 1 Mayıs kutlamasında söz alan KESK Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, Gezi davasındaki kararı eleştirerek başladı. Parlakçı, Gezi’nin geleceğe sahip çıkma iradesi olduğunu söyleyerek, “Bu karanlık gidecek, Gezi kalacak. Gezi’yi dün savunduk, bugün savunuyoruz, yarın da savunacağız. Emekçilerin ve halklarımızın özgürlük mücadelesine engel olamayacaklar. Gezi her yerde, Gezi burada, Gezi bizleriz, Gezi milyonlardır. Gezi ruhunu hapsedemeyecekler. Ne Taksim yasağı, ne Gezi davasında verilen cezalar bizi engelleyemez” dedi.

Sömürünün çarkları milyonlarca işçinin, emekçinin canıyla, kanıyla döndürülmeye çalışıldığını ifade eden Parlakçı, “Güvenceli, kadrolu çalışma hakkımız yok sayılıyor, güvencesiz istihdama mahkûm olmamız bekleniyor. Anayasa ile güvence altına alınan çalışma hakkımız ortadan kaldırılıyor, KHK’lar ve geçici 35. Madde eliyle on binlerce kamu emekçisi hukuksuzca ihraç ediliyor. Sendikalı oldukları için binlerce işçi işten çıkarılıyor. Bu düzen yaşamı ve gezegeni tehdit eden büyük bir felakete dönüşmüştür. Gölgesini satamayacağı ağacı kesen kapitalist barbarlığın yarattığı yıkımın faturasını milyonlarca insan canlarıyla, doğa ise geri dönüşü olmayan tahribatlarla ödüyor. Sermayenin, patronların yüzünü güldüren bu düzen böyle gitmez. Bu bozuk düzen,  bizim düzenimiz değil. Bu sömürü düzeninin bize vereceği hiçbir şey yok. Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu, işsiz kalınmadığı, aç yatılmadığı bir dünya ve ülke istiyoruz. Birleşerek yaratacağız” diye konuştu.

‘BU DÜZEN TÜRKİYE’NİN SIRTINDA YÜKTÜR’

Parlakçı’nın ardından söz alan DİSK Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, belediyede çalışan işçilerin hakkını ödemeyen Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu'nu protesto ederek sözlerine başladı. Hayatta kalmanın zorlaştığını belirten Güdücü, "Bu düzenin çarkları zengini daha zengin etmek için kurulmuştur. Halk işsizlikle, yoksullukla boğuşurken AKP hükümeti ülkenin tüm nimetlerini patronların önüne sermeye devam ediyor. Bu düzen adaletsizliği büyütüyor. Hakkını arayan herkes bu düzenin hukuksuzluğuyla karşı karşıya kalıyor. Bunu Gezi davasında da gördük. Bu düzen böyle gitmez. Bu düzen Türkiye’nin sırtında bir yüktür. Bu düzene artık yeter diyoruz” dedi.

‘YOKSULLUK GİBİ IRKÇILIĞA KARŞI DA MÜCAELE EDECEĞİZ’

BİRTEK-SEN Genel Sekreteri Mikail Kılıçalp, zamların, dövizde ve enflasyondaki tırmanışın yükünü işçilerin çektiğini belirterek, pandemide ölüme gönderildiklerini, şimdi de açlıkla sınandıklarını söyledi. İnsanların pazardan çürük sebze toplamaya, fırından bayat ekmek almaya muhtaç edildiğini vurgulayan Kılıçalp, “Son 7-8 ayda yediğimiz, içtiğimiz, günlük hayatta kullandığımız bütün temel tüketim ürünlerinin fiyatları, elektrik, doğalgaz, kömür, kiralar, ulaşım, her şey üç katına çıktı. Gerçek enflasyon yüzde 150’yi aştı. Ancak asgari ücrete ve diğer ücretlere en fazla yüzde 50 zam yaptılar. Aldığımız zamlar cebimize girmeden eridi. Bu zamlar, bu yoksulluk, bu enflasyon karşısında sene başını beklememiz mümkün değil. Bu ücretlerle değil geçinmek, ekmeğe bile muhtaç oluruz. İşte bu yüzden, bizler Başpınar İşçileri olarak altı. ayda ek zam talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. 

BİRTEK-SEN’in öncülüğünde bir hafta önce bir işçi kurultayı topladıklarını ve haziran ayında tüm Başpınar’da ek zam talebiyle bir mücadele yürütme kararı aldıklarını aktaran Kılıçalp, tüm işçilere, emekçilere ve sendikalara birlikte mücadele çağrısında bulundu.  Haklarını alamayan Gaziantepspor işçilerinin de mücadelesine destek çağrısında bulunan Kılıçalp, şunları söyledi: “İşçilerin sorunları ve talepleri için kılını bile kıpırdatmayanlar, işçiler hakları için direnirken, grev yaparken, patronlar tarafından ezilirken bir kez bile işçilerin yanında durup destek vermeyenler, Suriyelilere ve diğer yoksul göçmen işçilere karşı ırkçılığı kışkırtıyorlar. Bizimle birlikte aynı fabrika ve atölyelerden sömürülen ve bizimle birlikte mücadele eden, direnen, Suriyeli, Kürt, Türk, Arap işçi mi bizim kardeşimiz? Yoksa hepimizi birden sömüren, hepimize birden bu haksızlığı yapan patronlar mı? Biz kime karşı birlik olacağız, kiminle birlik olacağız? Mesele Suriyelileri savunmak değil, mesele bizim kendi sınıfımızı savunmamızdır. Bizler bu oyuna gelmeyeceğiz. Yoksulluğa ve sömürüye karşı mücadele ettiğimiz gibi, savaşa ve ırkçılığa karşı da mücadele edeceğiz.”

Konuşmaların ardından 1 Mayıs, yerel grupların müzikleri ve halaylarla devam etti.