Antik çağlardan günümüze bahçe kültürü

'Antik Çağlardan Günümüze Bahçe ve Kent Kültürü' kitabında, tarihsel süreciyle kentin yaşamını canlı kılan bahçe, park, sulak alanlar ve kenti besleyen tarım arazileri çiftlikler belgelenmiştir.

Abone ol

Billur Tekkök Karaöz*

“Antik Çağlardan Günümüze Bahçe ve Kent Kültürü” kitabı, Koç Üniversitesi VEKAM tarafından 9 Mayıs 2019 tarihinde gerçekleştirilen “Antik Çağlardan Günümüze Kent Alanı ve Peyzaj Kültürü” adlı sempozyumda sunulan bildirilerin bir derlemesidir. Kent peyzajı üzerine çalışmalar yürüten araştırmacılar için önemli bir başvuru kaynağı olması hedeflenen kitapta, tarihsel süreciyle kentin yaşamını canlı kılan bahçe, park, sulak alanlar ve kenti besleyen tarım arazileri, çiftlikler araştırmacıların uzmanlık alanları ile belgelendi.

Anadolu, Mezopotamya ve Mısır’da MÖ 3'üncü binyıldan beri yaşanan kentleşme sürecinde seçilen yerleşim alanları, iskân özellikleri ile verimli topraklar, su kaynakları ve doğal kaynakların kullanımı yayında bir araya getirilmiştir. Ayrıca askeri seferler sırasında bahçe bitkilerinin farklı bölgelerden getirilip dikilmesi ile kültürlerin yönetim propagandasındaki rolü tartışılmış; Roma kültüründe yaşam ve üretimi birlikte barındıran evin, çoklu değere sahip bir yapı bütünü olarak yönetimi, sınıfı belgelemesi ve sanata katkısı incelenmiştir.

Antik Çağlardan Günümüze Bahçe ve Kent Kültürü,
Billur Tekkök Karaöz, 212 syf., Koç Üniversitesi Yayınları, 2022.

BAHÇE KÜLTÜRÜ VE DEĞİŞİMİ

Konstantinopolis’in Doğu Roma’nın başkenti yapılmasının ardından artan nüfus doğrultusunda tarım alanlarının yönetimi, meyve, sebze yetiştiriciliği; 20'nci yüzyılın başlarına kadar bağ olarak kullanılmış teras ekim alanına sahip Mavrucandere ve Ürgüp yakınlarındaki Karlık köyünde yeni keşfedilen şarap işlikleri; Orta Çağ’da kilisenin yönetiminde olan ilaç yapımı için özel bitki ekimleri ve tıbbi bitki bahçeleri yayında işlenen diğer konulardır.

Yayında ayrıca Osmanlı dönemi bahçe kültürü; yabancı gezginlerin aktarımları, vakıf kayıtları 18. yüzyıldan sonra saray köşkler ve kentsoylu evlerinde yer alan yağlıboya peyzaj ve natürmortlardan örneklerle sunulmuştur. Lale Devri’nde saray mimarisindeki değişimin bahçeye nasıl yansıdığı ve 19'uncu yüzyılda Osmanlı saray bahçelerinin tasarımında peyzaj öğeleri ile yeni egzotik, yaprak dökmeyen çiçekli bitkilerin iklime alıştırılarak bahçelere dikilmesi konuları ele alınmıştır. Kitapta son olarak Cumhuriyet döneminde Ankara’daki imar faaliyetlerinde ve kültürel peyzajın biçimlenmesinde peyzajın rolü, 1940’lardan 1960’lara bu dönüşüm sürecini yaşamış kent halkının zihin haritasından izlenmiştir.