AP seçimleri: İsveç'te faşist parti nasıl geriledi?

İsveç'te dördüncü sıraya gerileyen faşist İsveç Demokratları'nın hayal kırıklığının sebebi, partinin sosyal medyadaki 'trol' faaliyetlerinin ortaya çıkması olarak gösteriliyor.

Abone ol

İSVEÇ - Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde kıta genelinde faşist partilerin yükseliş ivmesi devam ederken, İsveç’te daha farklı bir sonuç ortaya çıktı. Son parlamento seçimlerinde yüzde 20’yi aşarak ikinci parti konumuna gelen İsveç Demokratları (SD) bu seçimlerde yüzde 13,2 oyla dördüncü sıraya geriledi ve muhalefetteki kırmızı-yeşil partiler oylarını belirgin olarak arttırdı.  

AP seçimlerini ülkedeki kırmızı-yeşil partilerin zaferi olarak okumak mümkün. Sosyal Demokratlar (S), Çevre Partisi (MP) ve Sol Parti’nin (V) toplam oy oranı 49,7’yi buldu. Öte yandan sağ parti olmasına rağmen aşırı sağ ile yan yana gelmeyi kabul etmeyen Merkez Parti (C) de 7,3’lük oy oranıyla muhalefette bulunuyor. Bu partinin Sol Parti’ye rezervi olsa da genel tablo açısından muhalefetteki partiler ciddi bir güç toplamış durumda.

YEŞİLLER, SD’Yİ GEÇTİ 

Burada Yeşiller olarak da bilinen MP’ye ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Partinin, ülke seçimleri ile AP seçimlerindeki performansında ciddi farkların olması, iklim ve çevre meselesinin seçmen tarafından AP seçimlerinde daha fazla önemseniyor olması nedeniyle doğal karşılansa da, 13,9 oy oranıyla üçüncü sırayı alması beklenmedik bir başarı olarak kaydedildi. Yine, Sol Parti son 20 yılın en yüksek oy oranına ulaştı. Yüzde 11,1’lik başarıyı sağlayan etken, partinin önceki dönem genel başkanlığını yapan Jonas Sjöstedt’in birinci sıra adayı olarak seçim kampanyasını sürdürmesi gösteriliyor.  

HÜKÜMET PARTİLERİ 27,6'DA KALDI 

Soldaki grafik partilerin oy oranını, sağdaki ise Avrupa Parlamentosu’na gönderilen üye sayısını gösteriyor. Parantez içindeki oranlar ise 2019 yılında yapılan AP seçimlerine ait sonuçlar.

Hükümette olan sağ blokta ise seçim sonuçları başarısız bir tablo ortaya çıkardı. Her ne kadar önceki seçimde ikinciliği SD’ye kaptıran Muhafazakarlar (M) tekrar eski konumuna gelse de, Hıristiyan Demokratlar (KD) ve Liberaller (L) ile birlikte hükümetteki partilerin toplam oy oranı 27,6'da kaldı. Dışarıdan destek verdiği hükümetin politikalarında belirleyici bir etkiye sahip olan faşist SD’nin 13,2’lik oyuyla birlikte bu oran yüzde 40,8'e ulaşıyor.  

2022 yılındaki parlamento seçimlerinde her beş İsveçliden birinin oyunu alan ve yapılan kamuoyu araştırmalarında gücünü koruduğu görülen SD’nin, AP seçimlerinde de ülkenin ikinci büyük partisi konumunu sürdürmesi bekleniyordu. Seçim gecesi bu umutla toplanan partililer, sonuçların açıklanmasıyla büyük bir hayal kırıklığına uğradı.  

İSVEÇ DEMOKRATLARI NASIL GERİLEDİ?  

Peki, Dagens Nyheter yazarlarından Tomas Ramberg’in ifadesiyle, artık durdurulması imkansız bir partinin lideri olarak poz veremeyecek olan Jimmie Åkesson’un SD’si nasıl geriledi?  

Hem parti yetkililerinden gelen açıklamalar hem de medyada yer alan yorumlarda, gerilemenin nedeni olarak partinin sosyal medyadaki 'trol' faaliyetlerinin ortaya çıkması, kendi seçmeninin AP seçimlerini daha az önemsiyor olması nedeniyle sandığa gitmemesi, ülke genelinde AP seçimlerine iklim ve çevre duyarlılığıyla yaklaşılıyor olması gibi maddeler öne çıkıyor.  

‘TROL FABRİKASI’ 

Geçtiğimiz haftalarda TV4 tarafından SD’nin iletişim birimine bağlı kişilerin sosyal medyada yer alan anonim hesaplar üzerinden dezenformasyon yaydığı ve özellikle gençlerin düşüncelerini etkilemeye çalışarak diğer partileri hedef haline getirdiği ortaya çıkmıştı. Milyonlarca insana erişim sağlandığı belirtilen ‘trol fabrikası’nın sadece muhalefetteki partileri değil, SD’nin iş birliği yaptığı hükümet partilerini de hedef aldığının ortaya çıkması ülkede siyasi kriz yaşanmasına neden olmuştu. AP seçimleri öncesi ortaya çıkan bu gelişmenin gündemde günlerce yer tutmasının SD’ye yönelik seçmen ilgisinde kırılma yarattığını ve partinin ‘benim Avrupa’m duvarlar örüyor’ sloganlı göçmen karşıtı kampanyasını etkisizleştirdiğini söylemek mümkün.  

Konuya daha geniş bir perspektifle bakan Tomas Ramberg, SD’ye önceki seçimlerde oy veren kesimlerin ‘göç ve suç meselelerine’ karşı bir motivasyonla hareket ettiğini ama nasyonalist bir ideolojik bakış açısına sahip olmadığını belirtiyor. Partinin aşırı sağ bir inançla sürdürdüğü seçim kampanyasının kendi seçmenini ürküttüğünü ifade eden Ramberg, Åkesson’nun ‘trol fabrikası’ meselesinde ‘hırsızın yakalanmasını söyleyen hırsız’ gibi davranarak seçmenini mobilize edeceğini düşündüğünü ama çekirdek bir kesimi etkilemek dışında bu yöntemin işe yaramadığını söylüyor.  

‘ASIL NEDEN SD SEÇMENİNİN KATILIM ORANI’ 

Göteborg Üniversitesi ve devlet televizyonu SVT’nin seçim günü sandıklarda seçmen davranışlarını ölçmek için yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, SD’nin kendi seçmenine oy kullandırmak konusunda başarılı olamadığı belirtiliyor. SD’nin gerilemesindeki asıl nedenin, kendi seçmenindeki katılım oranıyla ilgili olduğu ortaya konulan araştırmada, diğer sağ partilere olan geçişin ise çok düşük bir oy oranına tekabül ettiği aktarılıyor.  

Ayrıca, seçmenlere parti tercihinde etkili olan 17 konuyu puanlandırması istenilen araştırmada en yüksek puanları sırasıyla ‘Avrupa’da huzur’, ‘Avrupa’da demokrasi’ ve ‘iklim’ başlıklarının aldığı görülüyor. SD’nin 'varlık sebebi' olarak görülen ve partinin seçim kampanyasını oluşturan göç meselesi ise 11. sırada  yer alıyor.  

KATILIM ORANI YÜZDE 50'YE DÜŞTÜ

Bir önceki AP seçimlerinde yüzde 55,27 olan katılım oranı, son seçimlerde yüzde 53,4’e düştü. Son parlamento seçimlerinde ise bu oran yüzde 84,2’ye ulaşmıştı.  

7 milyon 942 bin 272 kayıtlı seçmenden 4 milyon 238 bin 743’ünün oy kullandığı İsveç’te AP’ye 21 üye gönderiliyor. Partilerin aldığı oy oranına göre üye sayısındaki dağılım şöyle; Sosyal Demokratlar (5), Muhafazakârlar (4), Yeşiller (3), İsveç Demokratları (3), Sol Parti (2), Merkez Parti (2), Hıristiyan Demokratlar (1), Liberaller (1). 

Yüzde dört barajını aşamadığı için AP’ye üye gönderemeyen diğer partiler toplam yüzde 2,2 oy aldı.