Parlamento açılıyor, açılış için basına demeç veren TBMM Başkanı
Mustafa Şentop da mesajlarını sıralamış, ilk sırada da idam cezası
var: “Taammüden öldürme suçları, küçüklere, kadınlara karşı işlenen
cinsel suçlarla ilgili idam cezasının düşünülebileceği
kanaatindeyim”. Meclisin geri kalan mesaisine ilişkin de siyasi
partiler kanununun, seçim kanununun rejime uygun hale getirilmesi,
içtüzük değişiklikleri olacak.
Parlamentonun açılmasından hemen önce Türkiye’nin üçüncü büyük
partisine karşı operasyon düzenlendi. Operasyonu yürüten savcı
Yüksel Kocaman hakkında belli ki konuşulacak, zira konuşanlar
şimdiden ifadeye çağrılmaya başlandı; Alican Uludağ evlendikten
sonra savcının saray ziyareti ile ilgili ifadelerinden dolayı
savcılığa çağrıldı.
Hükümet sistemi tartışmasının Demirtaş tarafından açıldığı,
hükümet sistemi çerçevesinin ötesine bir demokrasi tartışmasına
dönmesinin arzulandığı bugünlerde iktidar da kendi açısından
tartışmaya katkı yapmış oluyor böylece. Yasama, yürütme ve yargının
nasıl uyumlu nasıl birlikte çalıştığını göstermiş oluyor. Örneğin
iktidar ortağı partinin lideri 'şu kişi iyidir hoştur, yeniden
yargılansın' dediğinde tahliyeler, 'ben bilirim bu kişi
teröristtir' dediğinde tutuklamalar geliyor. Egemenliğin,
egemenliği kullanan organların tek elde toplanmasının faydaları
bunlar, hem ortağına danışıyor da, Bahçeli yeniden değerlendirilsin
dediğinde yeniden değerlendiriliyor, Bahçeli seçim kanunu, siyasi
partiler kanunu değişsin dediğinde parlamentonun önceliği oluyor.
Meşveret var, kuvvetlerin uyumlu çalışması var, Maliye Bakanı da
aileden yalan söyleyecek değil ya, ekonomi tıkırında daha ne olsun.
HDP dışındaki parlamenter muhalefet de uyumlu çalışıyor; milli
meselelerde hep uyumlu, neyin milli olduğuna da karar veren uyumun
büyük yaratıcısı, hem AKP Genel Başkanı hem Cumhurbaşkanı, hem
partinin hem devletin, milli meselelerde de muhalefetin başı Recep
Tayyip Erdoğan.
Kemal Can, muhalefetin ittifak stratejisine ilişkin çok güçlü
bir eleştiri yazdı
dün. Muhalefetin iktidar stratejisine karşı çok uyanık olduğunu
fakat bu idrakin strateji işlerken bir tür saflığa dönüşüverdiğini
yazdı. Bunun da yaşadığımız zorbalığı sürekli kılan bir döngünün
kaynağı olduğunu. Yaşadıklarımızın yaşayacaklarımızın garantisi
olduğuna ve bunun sigortasının da mevcut muhalefet olduğuna ilişkin
bir tablo her geçen gün daha inanılır hale geliyor.
Seçim sisteminin değiştirilmesinin sonucu olarak, seçimlerin her
koşulda AKP-MHP bloku tarafından kazanılmasını sağlayacak bir
formül üzerine kurulmuş bir ittifak sistemi var önümüzde. İttifakın
üzerine dayandığı temel, yüzde 50’yi bulmak. Bu stratejinin
merkezinde geniş anlamda solu özelde de HDP’yi siyasal alandan
dışlamak vardı ve fakat HDP sistemin anahtarı haline geldi. Şu anda
kurduğu sisteme rağmen yüzde ellinin yanına bile yaklaşamayan bir
iktidar ittifakı olduğunu birçok çalışma gösteriyor. Buna karşı HDP
üzerinden neredeyse her iktidar operasyonunun işe yaramasında da
ittifak sisteminin ve üzerine kurulu olduğu politik düzeneğin bir
etkisi var. Politik düzenek aslında ittifakların apolitik
biçimlendirilmesini, böylece kendi politikasını daim kılmayı
hedefliyor.
Basitçe anlatmaya çalışayım. Örnek olayı da en sondan seçerek.
Muhalefetteki bütün partiler HDP’ye yapılan operasyonun hukuk dışı
ve politik tasfiye-biçimlendirmeye dönük olduğunu kavrıyor mu?
Evet. Peki doğrudan Genel Başkan Mithat Sancar’ın daveti/çağrısı
var mı? Evet. Peki neden herkes telefonla arıyor da kimse gitmiyor?
Bunun yanıtı basit, siyasetin görünür olmakla, var olmakla ilgili
olduğunu, telefonun ya da sözün halkta herhangi bir karşılığı
olmadığını biliyorlar. İttifak stratejisi de belirli bir politikaya
değil, seçimlere dönük olduğu için sürekli kurallarını başkasının
koyduğu bir oyunu kurallara uyarak oynuyorlar. Politik düzenek ve
apolitik kurgu bu.
Peki bu nasıl işliyor? Bir yandan bakarsanız bu yeni bir kurgu
değil. CHP’nin Ekmeleddin İhsanoğlu stratejisinden başlayarak
belirlediği bir apolitik strateji bu, hep önüne bakan, ne göğe ne
yere ne sağa ne sola bakabilen bir sabitlenme, kendi kendini
paralize etme stratejisi. Neyin doğru olduğunu biliyor. Bilmiyor
muydu anayasaya aykırı anayasa değişikliğinin siyasi amacını,
elbette biliyordu. Neden evet dedi, çünkü önünden başkasını
görmüyor, varolan ancak varolduğu gibi kalacak sanıyor. Hatta
iktidarın söylediklerinden dolayı halkın gözünden düşeceğinden o
kadar korkuyor ki daha önce bir
yazımda söylediğim gibi kendinden utanıyor. Yani mevcut ittifak
sisteminin zeminini de bu patikaya giren politik partiler yarattı.
Halbuki ittifak ancak gerçek bir politik hedefte kurulur. Hâlâ
güçlü bir politik hedef, halkla ilişkili onu heyecanlandıracak bir
hedef görmememizin nedeni de bu ittifak kurgusunun buna müsaade
etmemesidir.
Başını kaldırmak için elbette inanç gerek, inanacak bir politik
perspektif, ittifakların ötesinde bir ittifak amacı, politika,
dönüştürücü kapasite ve güç. Bunu yapan biraz başını kaldırıp
sağına soluna bakarsa dünyanın hiç de öyle düşündüğü gibi
olmadığını, vereceği fotoğraftan utanmayacağını görür. Halik olanın
halk olabileceğini görür. Muhalefetin gücünü alabileceği halktan
başka güç yoktur.