Arap basınında geçen hafta: Erdoğan'ın üslubu 'evet'i riske atıyor

Geçtiğimiz hafta, Astana toplantısı, ABD-İsrail ilişkileri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın referandum kampanyası Arap basınının gündemi oldu. Referanduma dair Suudi gazetesi Al Sharq Al Awsat “Erdoğan’ın üslubu seçmenleri riske atıyor” demesi dikkat çekici oldu.

Abone ol

DUVAR - Arap Basını bu hafta Suriye krizine çözüm bulmak amacıyla yürütülen diplomatik çabaların bir adımı olan ikinci Astana toplantısı ve Suriye’deki gelişmelere geniş yer verdi. ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail’e karşı tutumu ve bu çerçevede İsrail Başbakanı Bünyamin Netenyahu’nun Washington ziyareti de basının gündemindeydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın referandum kampanyası kapsamında muhaliflere yönelik kullandığı üslup da Arap basının dikkatini çekti.

'ASTANA’DA HÜSRAN'

Lübnan Annahar gazetesi, Suriye krizine çözüm bulabilmek amacıyla Kazakistan’ın başkenti Astana’da gerçekleştirilen ve somut bir gelişmenin kaydedilmediği ikinci toplantıyı “hüsran” olarak nitelendirdi: “Astana’da gerçekleştirilen ikinci toplantı, ilki gibi Suriye’de uzlaşma sağlayabilmek için ortak anlayış geliştirmenin yolunu açamadı. Aksine iki gün boyunca, görüşmelerde bir sonraki adıma geçebilmenin önündeki zorlukların boyutu daha fazla ortaya çıktı. Bu zorluklar taraflar arasında ortak bir sonuç bildirgesi hazırlanmasına bile müsaade vermedi.”

Suudi El Vatan gazetesine göre, Astana’da uzlaşı sağlanamaması Rusya’nın başarısızlığı. Gazete, görüşmelerde ortak bir anlayış çerçevesinde bir sonuç bildirgesinin hazırlanmamasına dikkat çekerek, uzlaşının sağlanamamasının, Cenevre’de 4.’sü yapılması planlanan Suriye toplantısını da tehlikeye attığı vurgulandı.

El Vatan El Arabi gazetesi ise Astana görüşmeleri sırasında tarafların ateşkesi ihlali konusunda birbirlerini suçlamalarının toplantıya damgasını vurduğuna işaret etti. Gazete, Suriye hükümeti heyeti ile muhalefet heyetinin karşılıklı olarak müzakereyi reddetmelerinin ve ortak bildiriye imza atmaktan kaçınmalarının görüşmeleri başarısız kıldığını kaydetti.

SURİYE’DE ABD SENARYOSU

Rail Al Youm genel yayın yönetmeni Abdulbari Atwan ise ABD’nin Suriye’ye asker gönderme senaryosuna ve bu senaryonun mevcut dengelerde yaratacağı depreme dikkat çekti: “ABD’nin ortalığı kızıştıracak bu senaryosu başta CNN olmak üzere ABD basınında geniş yer buldu. Bu senaryoya göre, ABD IŞİD ile mücadele adı altında Suriye’ye asker gönderme niyetinde. Burada asıl soru böyle bir adım Libya senaryosunun tekrarı anlamına mı geliyor? Ve bunun ilerideki hedefi rejimi devirmek mi? Peki böyle bir senaryonun maliyeti kim tarafından karşılanacak? Körfez ülkeleri mi? Suudi Arabistan mı? Zira, Trump bir tüccar ve masraflarının karşılanması konusunda garanti almadan başka yere asker göndermesi mümkün değil. Böylesi bir senaryoyla ilgili haberler ve varsayımlar eğer doğrulanırsa, bu durum Suriye’deki dengeler açısından büyük bir dönüşüm anlamına geliyor. Böyle bir gelişme ABD başkanı Trump ile Türkiye cumhurbaşkanı Erdoğan ve Körfez ülkeleri arasında üzerinde uzlaşılmış bir planın olduğunu doğruluyor. Bu ittifakta belki de İsrail’de vardır. Ancak bu senaryo karşısında asıl merak edilen konu, Rusya ve İran’ın buna tepkisi ne olacak?”

FİLİSTİN DAVASI VE ABD

ABD’nin Filistin davasına yönelik nasıl bir yol izleyeceğinin merakla beklendiği son dönemlerde, İsrail Başbakanı Netenyahu’nun Washington ziyareti ve bu ziyaret esnasında verilen mesajlar ile Trump’ın “iki devletli çözüme” yönelik tutumu, Arap basınını oldukça meşgul etti.

Lübnan Al Diyar gazetesi yazarlarından Nur Nimet, “Trump’ın Filisitin’e yönelik düşmanca projelerini hayata geçirmek ve Filistin davasına çok ağır bir darbe indirebilmek için zamanın çok müsait olduğunu, çünkü şu an hiçbir Arap devletinin Arap halklarını ve onurunu hedef alan herhangi bir ABD-İsrail projesine karşı koyabilecek güçte olmadığını” belirtti.

Katar El Vatan yazarı Luey El Kaddumi, Netenyahu’nun ABD başkanı Donald Trump döneminde İsrail devletinin sınırlarına son şeklini vermeye çalıştığını savundu. Yazar, Trump’ın Filisitin Devleti hayalini sonlandıran lider konumunda olmaya ne kadar hazır olduğunun ise zamanla belli olacağını ifade etti.

Ürdün El Ghad gazetesinden Reşad Ebu Davud, İsrail başbakanı Bünyamin Netenyahu’nun ziyaretiyle Beyaz Saray’ın artık “kara” olduğunu yazdı. Yazar, Trump’ın Netenyahu ile beraber poz vermesine ve onu iyi bir şekilde karşılamasına rağmen Filistin meselesiyle ilgili görüşmelerde Netenyahu’ya sert uyarılara başlayacağını savundu. Trump’ın Batı Şeria’daki yerleşim yerlerini kabul etmeyeceği ve bunları barışın önünü tıkayan engeller olarak göreceği görüşünü savunan Ebu Davud, ABD büyükelçiliğinin şimdilik Tel Aviv’de kalacağı inancında.

ERDOĞAN’IN KÖRFEZ ZİYARETİ

Fas’ın El Maghrib gazetesine göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bahreyn, Suudi Arabistan ve Katar ziyareti, “Avrupa’ya alternatif bir iktisadi ortak arayışı ve Ortadoğu’daki dengelerdeki rolü garanti altına alma çabası” olarak görülmeli. “Resmi açıklamalara göre bu ziyaretin temel sebebi ekonomik açıdan işbirliğini geliştirmek olsa da bu tek sebep değildir. Özellikle ziyaretin zamanlaması dikkat çekmektedir. Ankara’nın insan hakları ve özgürlüklerin sınırlandırılması konusunda batıdan aldığı eleştiriler, onu körfez ülkeleriyle siyasi ortaklığını geliştirmeye itti.”

'ERDOĞAN’IN KUTUPLAŞTIRICI DİLİ'

Middle East Online haber sitesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın referandum kampanyasında kullandığı üsluba değindi: “Erdoğan’ın kutuplaştırıcı üslubu, ılımlı muhalifleri soğutuyor” başlıklı haberde, Erdoğan’ın referandumda ‘hayır oyu vermeyi’ terörle bir tutmasının, daha fazla oy kaybetmesine neden olduğu iddia edildi. “Erdoğan Türkiye tarihinde kutuplaşmayı kışkırtan en popüler ve tabanı olan siyasetçi. Kendini uzun bir süredir sade vatandaşın yanında duran ve dinine bağlı olarak görmektedir. Ancak son anketler ve Adalet ve Kalkınma Partisi’ne yakın isimlere göre, Erdoğan’ın kutuplaştırıcı dili, Nisan ayındaki referandumda ‘ılımlı’ kesimleri anayasa değişikliğinden soğutabilir.”

Londra merkezli Suudi gazetesi Al Sharq Al Awsat da, Erdoğan’ın referandum kampanyası sırasında kullandığı dile dikkat çekti. Gazeteye göre “Erdoğan’ın üslubu seçmenleri riske atıyor.”

MUHALİFLERE YÖNELİK KARALAMA KAMPANYASI

Rai Al Youm gazetesi de bu konuya değindiği haberinde, “Cumhurbaşkanı Erdoğan yanlılarının anayasa değişikliğine karşı çıkan muhaliflere karşı karalama kampanyası yürüttüğü” ifade edildi. Bunun da Türkiye toplumundaki uçurumları daha da derinleştirdiğine vurgu yapıldı.

“16 Nisan’da yapılacak anayasa değişikliği referandumuna yaklaşık iki ay kala Türk yöneticiler hep bir ağızdan ve büyük bir medya desteğiyle aynı mesajı tekrarlıyor: Anayasa referandumunda hayır oyu kullanmak teröristlerin ve darbecilerin çıkarınadır. Uzmanlara göre, Türk yöneticiler kullandıkları bu dille muhaliflere yönelik bir karalama kampanyası yürütüyorlar. Muhafazakar İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi geçmişte de birçok kez bunı yaptı. Özellikle de 2013’teki protesto gösterilerinde.”