Arap dünyasında geçen hafta: 2020 yüzyılın en kötü yılı
2020 yılı yüzyılımızın en kötü yılı ve ciddi bir varoluşsal krizin keskin bir işareti olarak kalacak. Bu yıl tüm tatsız sürprizlerin yılıydı. Gerçek kökeni ve anavatanı tam olarak bilinemeyen mikroskobik bir virüs, tüm insanlığı tehdit etti, ekonomileri salladı, kurumları felç etti, kişisel özgürlükleri daha önce görülmedik biçimde kısıtladı, toplumların yaşam tarzlarını ve bireyler arasındaki ilişkiyi değiştirdi.
DUVAR - Bütün dünyada olduğu gibi Arap dünyasında da 2020 yılında gündemin en fazla meşgul eden konusu korona virüsünün yol açtığı salgın oldu.
Arap gazetelerinin ve yazarlarının çoğu 2020’yi “Korona yılı” olarak nitelendirirken, bazı yazarlar 2020’yi “yüzyılın en kötü yılı” olarak nitelendirdi.
Arap coğrafyasında devam eden vekâlet savaşları ve dış müdahalelerin yarattığı yıkımların yanı sıra 2020’nin başlarında İranlı General Kasım Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesi, Beyrut patlaması, bazı Arap ülkelerinin İsrail ile diplomatik ilişkilere başlaması, Libya’daki gelişmeler 2020’de gündemin ilk sıralarında yer alan diğer konulardı.
'2020’NİN ÖNE ÇIKANLARI'
“Arap dünyasının sakinleri son yüzyılda, yabancı işgaller, askeri hezimetler, darbeler, diktatöryal yönetimlerin baskısı altındaki hayatlarında ciddi olumlu gelişmelere pek alışık olmasalar da, 2020 yılı bütün dünyada olduğu gibi yıkıcı etkilerinden dolayı Arap dünyası için de istisnai bir yıldı.
Geçen senenin bazı olayları bölgesel ve küresel çaptaki çekişmelerle bağlantılıydı. Öncelikle ABD, Kudüs Ordusu komutanı İranlı General Kasım Süleymani’ye suikast düzenledi. Daha sonra bunu İran’ın Ukraynalı bir yolcu uçağını yanlışlıkla vurması ve 176 yolcunun hayatını kaybetmesi izledi.
Yine 140 kişinin hayatını kaybettiği ve yüzlerce insanın yaralandığı Beyrut Limanı’ndaki patlama oldukça önemliydi. Bunun yanı sıra Umman Sultanı Kabus, Kuvet Emiri Şeyh Sabah El Ahmet El Cabir ve Mısır eski devlet başkanı Hüsnü Mübarek gibi liderler hayatını kaybetti.
Ancak Arap dünyasının en fazla öne çıkan gelişmesi, dört Arap ülkesinin İsrail ile diplomatik ilişkilerin başlaması yönünde anlaşma imzalaması oldu.
Siyasi alanda Arap dünyasını ilgilendiren önemli gelişmelerden biri ABD başkanlık seçimlerinde Trump’ın yenilmesi ve Joe Biden’ın kazanması oldu.
Ancak bütün dünyada olduğu gibi Arap dünyasını da etkisi altına alan 2020’nin en önemli gündemi Çin’in 11 Ocak’ta korona virüsünden dolayı ilk ölümün gerçekleştiğini duyurması oldu. (Kuds El Arabi/başyazı)
'İNSANLIK EN BÜYÜK İKİNCİ SAVAŞINI 2021’DE VERECEK'
“2020 kayıp bir yıldı. İç karartıcı olaylarla dolu olmasından dolayı çoğu insan bu yılı unutmayı ümit ediyor. 2020 tartışmasız bir şekilde korona virüsü yılıydı. Covid-19 haberleri her şeyin başında geldi. Dünyadaki çoğu kentte maskeli insan görüntüsü oldukça doğal bir görüntü haline geldi.
Daha önceki senelerde insanlardan yeni yıl için oldukça değişik ve umut dolu temenniler duyardık. Ancak 2020 biterken insanların çoğu temenniler konusunda biraz daha çekimser davrandı. Ve temenniler genelde ‘gelecek yılın daha güzel bir yıl olması’ dileği şeklindeydi.
İşin açıkçası gelecek için umut verici işaretler var. Ve tünelin ucundaki ışık gözle görülmeye başlandı. Ancak 2021 yılında insanlık İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en önemli savaşını verecek. Ki bazı insanlara göre bu savaş, 1920’lerdeki İspanyol salgınından sonraki en büyük savaşı olacak. Zira dünya geçtiğimiz sene içinde virüse karşı hemen hemen acizdi ve kapanma ve maske takmaktan başka bir silahı yoktu. Ancak 2021 yılı en önemli silahı olan aşıyla donanmış bir şekilde geliyor. (Osman Mirğeni/Suudi Şark’ül Evsat gazetesi)
'TERÖR ÖRGÜTLERİNDEN KORONA VİRÜSÜNE'
“2020’den önceki senelerde insanlığın karşı karşıya kaldığı en büyük tehlike terör örgütleriydi. Başta Irak ve Suriye olmak üzere Ortadoğu’daki geniş çapta yayılması ve ardından bütün dünyada gerçekleştirdiği eylemelere kadar büyük bir tehlike. Özellikle de Avrupa Birliği ülkelerinde gerçekleştirilen saldırılar. Bu örgütlerin faaliyetleri her ne kadar devam etse de 2020’de korona virüsü ondan başrolü çaldı.
Ortadoğu coğrafyasında geçen yılın en önemli gelişmeleri arasında başta haliç ülkeleri olmak üzere, bazı Arap devletlerinin İsrail ile olan ilişkilerinde yaşanan değişim vardı. Bu değişim önce Birleşik Arap Emirlikleri’nden geldi, daha sonra onu Bahreyn, Sudan ve Fas izledi. Bu da Trump, yönetiminin seçimlerde bu gelişmelerden medet ummasının bir sonucu olarak geldi. (Mahir El Hatip/Lübnan El Nashra gazetesi)
'2020 YÜZYILIN EN KÖTÜ YILI'
“2020 yılı yüzyılımızın en kötü yılı ve ciddi bir varoluşsal krizin keskin bir işareti olarak kalacak. Bu yıl tüm tatsız sürprizlerin yılıydı. Gerçek kökeni ve anavatanı tam olarak bilinemeyen mikroskobik bir virüs, tüm insanlığı tehdit etti, ekonomileri salladı, kurumları felç etti, kişisel özgürlükleri daha önce görülmedik biçimde kısıtladı, toplumların yaşam tarzlarını ve bireyler arasındaki ilişkiyi değiştirdi. Aynı şekilde etik ve değerler sistemini sarstı ve birçok ülkede eğitim ve sağlık sisteminin ne kadar kırılgan olduğunu ortaya çıkardı.
Bir sene öncesine kadar insanlar istedikleri gibi gezip seyahat ediyorlardı. Değişik münasebetler dolayısıyla binler bir araya geliyordu. Yeni yılın gelişini beraberce kutluyorlardı, düğünlerde ve özel gecelerde şarkı söyleyip dans ediyorlardı. Binlerce taraftar, destek ritüellerini gerçekleştirmek için stadyumlara akın ederdi. İnsanlık bunu, özgürlüğünü yaşadığını tam olarak bilmeden yapardı.
Salgının başlamasının üzerinden bir yıl geçti. Ve bütün gezegende hiç kimse bu virüsün bir buçuk milyon insanın ölümünden sorumlu olacağını ve dünyada son yüzyıldaki en büyük sağlık krizini yaratacağını tahmin edemezdi. Bilim insanları bu virüse karşı etkili bir aşı bulmada başarılı olsalar dahi, bu virüsün kaynağı ve kökeni gizemli kalmaya devam edecek.” (Abdülsamed Bin Şerif /El Arabi El Cedid gazetesi)
'2020’NİN DEĞİŞTİRDİĞİ ANLAYIŞLAR VE KAVRAMLAR'
“2020 yılında boşa çıkan ilk anlayış, nükleer tehlikesinin insanlık için en büyük tehlike olduğu yönündeki düşüncedir. Korona virüsü biyolojik bir bomba olarak bütün dünyayı etkisi altına aldı.
2020’nin altüst olan bir başka anlayışı da coğrafya ve ülkeler arasında çizilen sınırlar ve bu çerçevede konulan engellemelerle alakalıdır. Coğrafya veya coğrafi sınırlar artık kimseyi tehlikelerden veya felaketlerden korumuyor. Örgütlü suçlar artık sınır ötesine ulaşıyor, yine terör de sınırları aşıyor. Şimdi de, havaalanlarının kapatılması ve alınan bütün tedbirlere rağmen salgın sınırları aşarak yaygınlaştı.
Ulusal ekonomilerin tek başına büyük felaketlere karşı koyabileceğine dair düşünceler de yerle bir oldu. Çin haricindeki büyük ülkeler, özellikle salgınla baş edebilmek için solunum cihazı ve yüz maskesi gibi basit malzemelerin temini konusunda büyük sıkıntılar yaşadı.
2020’nin sarstığı bir başka anlayış ise, devletin savunma, güvenlik dış politika, gibi alanlara ağırlık verip gıda üretimi, başta sağlık ve eğitim gibi temel hizmetleri özel sektöre ve pazar ekonomilerine bırakma anlayışıdır. Veya en azından bu anlayış sorgulanır oldu. Zira salgının ilk başlarında özel sağlık sektörü, salgınla mücadelede bazen çaresizliğinden bazen de buna niyeti olmadığından şaşırtıcı bir biçimde geri planda kaldı.” (Süleyman Abdülmünim/Mısır El Ahram gazetesi)