Arap dünyasında geçen hafta: Erbil'deki saldırı ne anlatıyor?
Arap basının gündeminde bu hafta IKBY'nin başkenti Erbil'deki saldırı vardı. Saldırının zamanlaması ve hedefi ile ilgili yorumlar yapılırken Rai el Youm gazetesi "Saldırı ile İran’ın ABD’ye nükleer anlaşmadan tam çekilme konusunda tanıdığı süre olan 21 Şubat’ın yaklaşmasından kaynaklı gerilimi birbirinden ayrı tutmamak lazım" ifadesini kullandı.
DUVAR - Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil Havaalanı’ndaki Amerikan askeri üssüne yönelik füze saldırısı bu hafta Arap dünyasının en çok konuşulan konulardan biri oldu.
Daha önce adı pek bilinmeyen “Saraya Evliya El Dam” adlı örgütün üstlendiği saldırıda bir sivil hayatını kaybetti. Amerikan yönetimi ise karşılık verme hakkını saklı tuttuklarını açıkladı.
Saldırı Arap gazetelerinde ABD-İran geriliminin bir parçası olarak değerlendirilirken, İran’ın ABD’ye nükleer anlaşma ve yaptırımların kaldırılması için verdiği mühlet olan 21 Şubat’tan birkaç gün önce gerçekleşmesine dikkat çekildi.
“Arap Baharı” adı verilen ayaklanma silsilesinin önemli bir durağı olan Libya’da, ayaklanmanın 10. yıldönümü kutlamaları oldukça sönük geçti. Muammer Kaddafi’nin NATO müdahalesiyle devrilmesine varan süreçte ilk gösterilerin olduğu 17 Şubat günü Libya’da “devrim”in yıldönümü olarak kutlanıyor.
Ülkede kutlamaların sönük geçmesinin, halkın iç savaş, dış müdahaleler ve iktidar çekişmelerinden dolayı “devrime” olan inancının kaybolmasından kaynaklandığı düşüncesi hakim.
Filistin’de 22 Mayıs’ta milletvekilliği ve 21 Temmuz’da devlet başkanlığı seçimlerinin yapılması kararının ardından başlayan tartışmalar bütün hızıyla devam ediyor. Başkanlık seçimleri için öne çıkan isimler şimdilik, mevcut devlet başkanı Mahmut Abbas, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır ile güçlü bağları olan Muhammed Dahlan ve yıllardır İsrail cezaevlerinde esir olan Mervan Barguti.
Arap medyasında Mahmut Abbas yönetiminin özellikle de halk arasında büyük bir desteğe sahip olan ve İsrail’e karşı “koşulsuz direnişi” temsil eden Mervan Barguti’den çekindiği ve Barguti’ye aday olmaması için baskı yapıldığı yönünde haberler yer alıyor.
'LİBYA’DA ÇALINAN DEVRİM'
“Libya’da 17 Şubat Devrimi’nin yıldönümü giderek sadece resmi bir karaktere bürünüyor. 17 Şubat’ın yıldönümü kutlamalarına büyü kentlerde çok az sayıda bazı kesimler katılıyor. Halkın bu kutlamalara katılım düzeyinin az olması ayaklanmaya ve ayaklanmanın hedeflerine dair bir kızgınlıktan dolayı değil.
Birçok kesim, ayaklanmanın yıldönümü kutlamalarına katılımın az olmasını ‘devrimin iktidara oturanlar ve ülkeyi bir kaosa ve savaşa doğru sürükleyenler tarafından çalınması’ ile açıklıyor. Bunlardan her biri kendisinin ‘devrimcilerin’ safında durduğunu iddia ediyor ve her yıl dönümünde devrimin ilkelerini savunmak, onun için savaşmak konusundaki başarılarını anlatmaya çalışıyor. Hatta diğer tarafı da devrime karşı düşmanlıkla suçluyor.
Karşı devrimin temsilcileri bile artık halkı devrimin yıldönümü nedeniyle kutluyor. Ki bu da geçtiğimiz dönemlerde bir kesimin Muammer Kaddafi dönemine dair özlemlerini dile getirmelerine neden oldu.” (Usame Ali/El Arabi El Cedid Gazetesi)
'ERBİL SALDIRISININ MESAJLARI'
“Erbil Havaalanı’ndaki Amerikan askeri üssünü hedef alan füze saldırısı ile İran’ın ABD’ye nükleer anlaşmadan tam çekilme konusunda tanıdığı süre olan 21 Şubat’ın yaklaşmasından kaynaklı gerilimi birbirinden ayrı tutmamak lazım.
Nitelik bakımından 2019 yılından bu yana ikinci defa düzenlenen bu saldırıyı Seraya Evliya El Dam adlı bilinmeyen bir örgüt üstlendi. Örgüt açıklamasında, beş füze ile yapılan saldırıyı kendilerinin düzenlediğini, Erbil Havaalanı’ndaki Amerikan üssünün hedef alındığını belirtti ve işgalci güç niteliğindeki Amerikan güçlerinin ülkeyi terk etmesini istedi.
Bu füze saldırısı ve zamanlamasının hedefi Kürt Bölgesel Yönetimi'nin güvenliğini sarsma ve Kürt Bölgesel Yönetimi’nin ABD ve İsrail ile olan ilişkilerini zora sokmaktır. Bunun yanı sıra, IKBY’nin önümüzdeki haftalarda veya aylarda İran’a yönelik olası bir Amerikan veya İsrail saldırısında rol almasına karşı bir uyarıdır. Ayrıca, daha önce Irak Parlamentosu'nun aldığı karar uyarınca Amerikan askerlerinin Irak’ı en kısa sürede terk etmesi için de bir uyarıdır.” (Rai Al Youm gazetesi)
'IRAK’TA FÜZELER NEDEN FIRLATILIYOR?'
“Bu ülkede olup bitenler, üzüntü ve ironi halini ikiye katlıyor. Tıpkı korona virüsünün Iraklılar arasındaki ölüm sayılarını giderek katladığı gibi. Tuhaflıklarla dolu ülkedeki bu çelişkili durumlar ironik hali daha da arttırıyor. Silahlı bir grup, halen istediği gibi füze fırlatıp bütün bir şehri korkutma oyununu devam ettirmeyi kendinde bir hak olarak görüyor. Ki bu arada normal vatandaş da, kendisini salgının şerrinden koruyacak aşıyı bekliyor.
Şimdi diyecekler ki bu füzeler Amerikalıları kovmak için. Bilin ki yalan söylüyorlar. Bunlar daha önce bize Amerikalıların ülkeyi terk ettiğini haber vermemiş miydi? Her sene bizden ulusal egemenlik gününde kutlama yapmamızı istemiyorlar mı? Füzeler fırlatılıyor çünkü birileri Irak halkının kanının akmasına doymamış. Amerikalılar burada gerçek niyetin arkasına gizlendiği bir ağaçtır.” (Ali Hüseyin/Irak El Mada gazetesi)
'LÜBNAN’DA HÜKÜMET KURMAK NEDEN GECİKİYOR?'
“Lübnan’da siyasi arenada dönen tartışmalar sorunun köküne inmiyor, bakanlıkların sayısı ve bölüştürülmesi, cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık arasındaki yetki gibi konular üstünde sıkışılmış. Halbuki asıl düğüm başka yerde. Siyasi sistem ve uluslararası uzlaşmaya ihtiyaç duyan bir ekonomik sistem.
Lübnan’da Saad Hariri’nin hükümeti kurmakla görevlendirilmesinin üzerinden dört ay geçti. Buna rağmen bununla ilgili tartışmalar, bakanlıkların nasıl paylaştırılacağıyla sınırlı. Ki aslında siyasetçilerin yanıtlaması gereken bir dizi soru ortada duruyor. Bunlar: Hükümetin izleyeceği yeni ekonomik program nedir? Hangi döviz kuru sistemi takip edilecek? Bankacılık sektörü tekrar nasıl düzenlenecek? Merkez Bankası Başkanı'nın nasıl bir rolü olacak? Bunun yanı sıra, IMF ile görüşmelere katılacak olan heyet kimlerden oluşacak ve görüşmeler hangi zeminde yürütülecek? Lübnan’ın güney sınırının belirlenmesi ve ülkenin petrol hakkının korunmasıyla ilgili görüşmeler nasıl yürütülecek? Ancak asıl musibet bu sorular sadece hükümet kurma çalışmalarını ilgilendirmiyor ve bu sorular, 2019’da çöküşün başlamasından beri ortada.” (Lübnan El Akhbar gazetesi)
'FİLİSTİN SEÇİMLERİ GEREKLİ Mİ?'
“Öyle görünüyor ki, yaklaşan Filistin seçimleri, diğer bütün konuları gölgede bırakıyor. Seçimlerle ilgili bütün görüşmeler, açıklamalar, konferanslar vb. devam ederken, siyonist işgal güçleri sömürgeci uygulamalarının alanını genişletip daha fazla toprak çalmaya ve yeni Yahudi yerleşimleri inşa etmeye devam ediyor.
İşgal koşulları altında seçimleri yapmanın gerekliliğini anlamıyorum. Seçilecek yeni yasama meclisinin hedefleri ne olacak? Halkımızı bu çıkmazın içine sürükleyen Oslo anlaşmasının cesedine kan pompalamaya devam etmekten başka ne olabilir? Adaylardan herhangi birinin işgali sonlandırmak için bir planı var mı? Daha önce 1996 ve 2006’da seçim deneyimlerini yaşamadık mı? İşgalci düşman her şeyi kontrol ediyor. Kazanan adayı tutuklayabilir. Ki bunu daha önce yaptı. Hatta seçimleri yasaklama veya herhangi bir adayın seçim propagandası yapmasını engelleme gücü var. Eğer devlet başkanının kendisi, işgal güçlerinden izin almadan evinden çıkamadığını söylüyorsa, önce parlamento daha sonra da başkanlık seçimleri yapılması kararını neden alıyor? İşgalciyle mücadele seçim yaparak olmaz. Sadece ve sadece direnişle olur.” (Abdülhamid Siyam/Kuds El Arabi gazetesi)