Arap dünyasında geçen hafta: Salah, Arap ve Müslüman gençlere çağdaş ve seçkin bir tecrübe sundu
Liverpool forması giyen Mısırlı futbolcu Muhammed Salah'ın Roma karşısındaki 2 gol ve 2 asistlik performansı Arap basınında geniş yer buldu. Tunuslu yazar El Habib El Esved, Salah için "Zor ekonomik ve sosyal koşullar içerisinde doğup büyüyen, fakirlik ve yoklukla karşı karşıya kalan milyonlarca basit Arap vatandaştan sadece biri. Bazen eleştirilere bazen de aşağılanmaya maruz kaldı. Ancak o, şimdi ulaştığı yere gelebilmek için umuda tutundu ve kendine güven ile kuşandı" ifadelerini kullandı.
DUVAR - Arap basını, Türkiye’de 24 Haziran’da yapılması planlanan erken seçimlerle ilgili gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyor. Erken seçimlerin ilan edilme nedenlerinden, muhtemel sonuçlarına, Cumhur İttifakı'ndan, muhalefetin girişimlerine kadar birçok konu, bu hafta Arap basınında geniş bir şekilde yer aldı.
İngiltere’nin Liverpool takımının Mısırlı yıldız futbolcusu Muhammed Salah’ın geçtiğimiz hafta Roma maçındaki performansı, bu hafta Arap basınında en fazla işlenen konulardan biri oldu. Kimi yazarlar, Muhammed Salah’ın dini hoşgörü ve barış açısından çok önemli bir rol oynadığına vurgu yaptı, kimisi de ona “Mısır’ın yumuşak gücü” benzetmesinde bulundu.
Kuzey ve Güney Kore liderleri arasında geçtiğimiz hafta yapılan görüşme de Arap dünyasının gündemindeydi. Konuyla ilgili yapılan değerlendirmelerde, bu tarihi buluşmanın yarattığı barış rüzgarlarının Arap dünyası için de temenni eden yazılar dikkat çekti.
'MUHALEFETİ HAZIRLIKSIZ YAKALAMA GİRİŞİMİ'
Türkiye’yi yakından takip eden Lübnanlı akademisyen Muhammed Nureddin Birleşik Arap Emirlikleri El Haliç gazetesinde, 24 Haziran’daki erken seçimlerle ilgili, “erken seçim ilanı muhalefeti hazırlıksız yakalama girişimidir” yorumunda bulundu:
“Adalet ve Kalkınma Partisi’ne olan desteğin çok az bile olsa düşmesi ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin oylarının bölündüğü bir ortamda, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin oyların yüzde ellisinden fazlasını alabilmesi için MHP ile bir ittifaka ihtiyacı vardı.
Erdoğan’ın 24 Haziran’da erken seçim yapılacağını ilan etmesi, geçtiğimiz Temmuz ayında oluşturulan Erdoğan-Bahçeli ittifakının gerçek hedefini ortaya koymaktadır. Erdoğan ve Bahçeli ikilisi partilerinin erken parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazır olmalarını istiyordu.
Erken seçim ilanı, muhalefeti erken seçim konusunda hazırlıksız yakalama girişimiydi. Zira erken seçimler dünyanın hiçbir yerinde iki aylık süre zarfında yapılmaz. Erken seçim için iki aylık bir süre belirlemek, seçimlerin baskı altında gerçekleşmesine benzemektedir.”
'TÜRKİYE İÇİN EN KÖTÜ SENARYO'
Mısır’da yayınlanan Youm Saabe gazetesinde Muhammed Hamed imzalı yazıda, “erken seçimlerin yeni bir meşruiyet arayışı olduğu” şeklinde bir değerlendirme yer aldı. Yazara göre erken seçim ilanında ekonomideki kötü gidişat oldukça etkili oldu:
“Öyle görünüyor ki erken seçim çağrısı isteğe bağlı veya o an ortaya çıkan bir fikir değil sadece. Yeni yılın başlarından itibaren Türk ekonomisinde bir düşüş var. Hükümetin yürüttüğü diplomatik savaşlar ve Zeytin Dalı Harekâtı, hem ülkenin ekonomisinde hem de Türkiye’nin uluslararası ilişkileri üzerinde büyük bir etki yarattı.
Erdoğan’ın bu macerası bu sefer onu ve partisini uçurumun kenarına sürükleyebilir. Ve beklediğinin aksine onu tamamen iktidardan uzaklaştırabilir. Karşı karşıya kalınan senaryolardan biri, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını kazanması ancak Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Meclis'teki çoğunluğu kaybetmesi şeklindedir. Bu gerçekleşirse, 2028’e kadar iki dönem iktidarda kalmayı planlayan Erdoğan’ın hayallerinin ve planlarının iptal olması anlamına gelir.
Özetle söyleyecek olursak Türkiye, seçimler dolayısıyla tarihi bir dönemecin eşiğinde. Türkiye’nin geleceğini belirleyecek olan bu seçimler, ülkede Atatürk’ün mirasından uzak, buna alternatif bir devlet kurulmasının önünü açabilir. Türkiye iki seçenek arasında kalmış durumda. Ya herkesin uzlaşısı ile istikrarlı bir şekilde ilerler ya da demokratik araçlarla kurulan sivil bir diktatörlüğe doğru gider. Bu da Türkiye’nin geçtiğimiz yüz senede şahit olduğu en kötü şey olacaktır.”
'MUHALEFET KAZANIRSA SORUNLARIN BİTTİĞİ ANLAMINA GELMEZ'
Kuds El Arabi gazetesi yazarı Bekir Sıtkı ise, 15 CHP’li milletvekilinin İYİ Parti’ye geçmesine yer verdiği değerlendirmesinde, muhalefetin önündeki zorlukları yazdı:
“En büyük muhalefet partisi CHP’nin, 15 milletvekilinin İYİ Parti’ye geçtiğini ilan etmesi kamuoyunda bir şok etkisi yarattı. Olan biten, Erdoğan ve Bahçeli ittifakının yeni kurulmuş olan İYİ Parti’yi seçimlerden uzak tutmak için kurduğu tuzağı başarısız kılmak için tek yoldu. Nitekim İYİ Parti’nin seçimlere girmesinin engellenmesi muhalefet cephesini zayıflatır ve Erdoğan ve partisinin hem cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçimlerinde kazanmasını kesinleştirir.
Meral Akşener’in liderliğinde MHP’den ayrılarak kurulan İYİ Parti, yeni bir coşku yaratmakta başarılı oldu. Ve kamuoyu araştırmalarına göre Meclis'e giriş için barajı aşmakta zorluk çekmeyecek. Devlet Bahçeli’nin tamamen Erdoğan’ın etkisi altına girmesinden sonra İYİ Parti’nin MHP’den çok fazla oy alması bekleniyor.
Türkiye’deki muhalif partilerin karşı karşıya kalacağı engeller sadece hükümetin kurduğu tuzaklar, OHAL ve iktidar partisini 15 seneden fazladır iktidarda tutan halk desteği ile sınırlı olmayacak. En büyük zorluk, muhalefet partilerinin iktidar partisinin dönemini bitirecek bir program üzerinde uzlaşabilme konusundaki kabiliyetidir.
Muhalefetin ittifakı hem parlamento hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanması durumunda, bu sorunların bittiği anlamına gelmeyecek. Aksine iktidarın paylaştırılmasından şimdiki iktidar partisinin her alanda birikmiş bir şekilde bırakacağı sorunlara kadar, ‘başlangıç’ anlamına gelecek.”
ARAP DÜNYASININ MUTLULUĞU: MUHAMMED SALAH
Tunuslu yazar El Habib El Esved, El Arab gazetesindeki köşesinde, Liverpool’un Mısırlı yıldız futbolcusu Muhammed Salah’ın Müslüman ve Arap gençler için modern bir örnek teşkil ettiğini yazdı:
“İstersek yapabiliriz. Muhammed Salah’ın tecrübesinin en iyi özeti belkide budur. Kendine güvenen, zorluklar karşısında direnen ve istediği gerçekleştirmekte kararlı olan futbolcu, hem bir yıldız oldu hem de Arap ve dünya kamuoyu üzerinde gerçek bir etki yaratacak güce ulaştı.
Muhammed Salah, Arap ve Müslüman gençlere çağdaş ve seçkin bir tecrübe sundu. Ayrıca, milyonların kalbinde bir mutluluk yaratmayı başardı.
Muhammed Salah, zor ekonomik ve sosyal koşullar içerisinde doğup büyüyen, fakirlik ve yoklukla karşı karşıya kalan milyonlarca basit Arap vatandaştan sadece biri. Muhammed Salah, futbol yolculuğunun başında çok zor koşullardan geçti. Bazen eleştirilere bazen de aşağılanmaya maruz kaldı. Ancak o, şimdi ulaştığı yere gelebilmek için umuda tutundu ve kendine güven ile kuşandı.”
KUZEY-GÜNEY KORE BARIŞI VE ARAP DÜNYASI
Mısır’ın en büyük gazetesi El Ahram, Kuzey ve Güney Kore liderlerinin tarihi buluşmasını değerlendirdiği başyazısında, Arap ülkelerinin de mevcut çatışma ve savaşları önlemek için bu yola başvurmaya ihtiyacı olduğunu belirtti:
“Kuzey ve Güney Kore liderlerinin buluşması iki ülke arasındaki savaşı bitiren tarihi bir olaydır. Bu da biz Arapların sorunlarımızı diyalogla çözebilmemiz için almamız gereken bir örnektir.
Güney Kore, Kuzey Kore’nin füze tehdidine karşı Amerika Birleşik Devletleri’nden daha fazla füze savunma sistemi satın alma imkânına sahip. Kuzey Kore de komşularını daha çok korkutma ve kendisine yönelik ambargonun kalkması için onları zorlayabilmek adına nükleer denemelerini sürdürebilirdi. Ancak silahlanma yarışı ve yeni savaşlar başlatma, barış elinin uzatılmasından daha fazla külfet getirmektedir.
Hikmet ve barışın sesi, didişme ve savaşa karşı bu şekilde galip geliyor. Bu da bizim bölge halklarını yerinden eden, Suriye, Irak, Yemen ve Libya’daki çatışmalarda yer alan ve büyük ülkeler tarafından kullanılan tarafları durdurmak için ihtiyacımız olan da budur.
Arap ülkeleri faydalı olmayan savaşları yüzlerce milyar dolar harcadı. Ki bu harcanan paralar da Arap ülkelerini teknoloji ve bilim açısından ileri ülkeler arasına taşıyabilirdi. Cahillik ve işsizliği de önlerdi. Arap yönetimlerinin idrak etmesini beklediğimiz de budur.” (DIŞ HABERLER)