Araplar El Cezire'yi neden sevmiyor?
Arap uzmanlar, El Cezire'nin yaptığı yayınların Arap ülkeleri için tehlikeli olabileceği uyarısında bulundu. Uzmanlar kanalın yaptığı yayınlarda, 'iç sürtüşmelere ve siyasi çatışmalara vurgu yaptığını' belirtti.
DUVAR - Katar ile diplomatik ilişkilerini kestiklerini açıklayan Ürdün ve Suudi Arabistan ülkelerindeki El Cezire ofisini kapattılar. Suudi Arabistan, "El Cezire'nin 'terörist' gruplara yardım ettiği ve Yemen’deki Husilere destek verdiği" gerekçesiyle kanalın ülkedeki yayın lisansını iptal ettiğini açıkladı. Arap gazeteciler ve uzmanlar 'El Cezire'nin yayınlarında 'terörist' grupları desteklediklerini ve çalışanlarının hayatını tehlikeye attığını' söyledi
El Cezire Mısır İngilizce Yayın Ofisi eski müdürü Muhammed Fahmi, kanalın yaptığı yayınların Arap ülkeleri için tehlikeli olabileceğini iddia etti ve ofislerin niçin kapatıldığı konusunda açıklamalarda bulundu. Fahmi, Sputnik'e verdiği röportajda şunları aktardı:
BENİ SİSİ'NİN AFFETTİĞİNİ SÖYLEDİLER:El Cezire Mısır ofisine 3 ay boyunca, Eylül-Aralık 2013 döneminde müdürlük yaptım. Sonra ben ve diğer muhabirler, ‘Marriott Hücresi' davası kapsamında gözaltına alındık (Kamuoyunda "Marriott Hücresi" olarak bilinen davada, El Cezire kanalı çalışanı 3 gazeteci hakkında 3'er yıl hapis cezası verildi). Hapiste 438 gün kaldım. Beni Cumhurbaşkanı Sisi'nin affettiğini söylediler."
İşe başlamadan önce ofisin bağımsız olarak çalışması ve sadece İngilizce yayın yapması şartlarını koştuğunu söyleyen Fahmi, Doha'nın bu şartları kabul ettiğini, ancak daha sonra kanal yönetiminin kendilerine yalan söylediğini aktardı. Muhabir, "Niçin Marriott hotelden çalıştığımızı sorduğumuzda bunun ülkenin yasalarına bağı olduğunu söylediler. Hapisteyken de ofisin tüm çalışma lisanslarının Mısır hükümeti tarafından iptal edildiğini anladım" diye konuştu.
'EL CEZİRE GİBİ ÇALIŞANI HİÇ GÖRMEDİM'
Hapisteyken El Cezire'nin Müslüman Kardeşler ile bağlantılı öğrenciler üzerinden yayın yaptığın anladığını belirten Fahmi, "O andan itibaren kanala savaş açtım. Daha önce El Cezire gibi çalışan kanal hiç görmedim. Muhalif veya terörist gruplara çalışarak gazeteciliğin ilkelerini ayaklar altına alıyorlar. Maalesef Suriye, Libya, Irak ve diğer ülkelerde birçok olay bu şekilde haberleştirildi" dedi.
Kanalın eylemleri nedeniyle çeşitli ülkelerde El Cezire ile çalışan birçok muhabirin gözaltına alındığını söyleyen Fahmi, Katar kanalının politikalarının gazetecilerin özgürlüklerini yitirmelerine neden olduğunu, kanala dava açmak için çalıştıkları avukatların ise kanalın Katar hükümetinin talimatları doğrultusunda çalıştığını, gerekli lisanslara sahip olmadığını ve muhabirlerin de genellikle bunu bilmediğini belirtti.
Kendisinin ve diğer 2 meslektaşının El Cezire hakkında dava açtıklarını söyleyen Fahmi, kanalın terörizme destek vermek ve Katar hükümeti ile işbirliği yapmakla suçlandığını ifade etti.
'ÇATIŞMA ÇIKARTMAYA YÖNELİK KANITLAR VAR'
Öte yandan Sputnik'e konuşan gazetecilik öğretmeni Ahmed al Dafiri ise, El Cezire kanalının ilk kurulduğu andan itibaren hızlı geliştiğini, kanala muazzam bir mali destek yapıldığını, dünya genelinde ofisler kurulup en iyi ekipmanların sağlandığını aktardı. İlk başlarda El Cezire'nin olaylara farklı bakış açısı sayesinde Arap dünyasında çok iyi karşılandığını belirten Faslı uzman, ancak zamanla kanalın iç sürtüşmelere ve siyasi çatışmalara vurgu yaptığının anlaşıldığını kaydetti. Al Dafiri, "Dürüst gazetecilikte konu tarafsız bir şekilde sunuluyor. Ancak El Cezire bu ilkeye bağlı kalmıyor. Kanalın çatışma çıkartmaya yönelik çalıştığını gösteren birçok kanıt mevcut… Kanalın sabotaj eylemlerinin en belirgin örneği olarak ‘Arap Baharı' ile ilgili olaylar gösterilebilir" diye konuştu.
Medya kuruluşlarının çalışmalarıyla ilgili araştırmalar yaptığını belirten Al Dafiri, "Bilimsel açıdan El Cezire'nin çalışmasını ayrıntılarıyla masaya yatırdık. Bu kanal, gazetecilik bakımından profesyonel çalışmıyor, yayınlarında siyaset ve işverenlerin çıkarları ön planda tutuluyor, Arap halklarının isteklerine ve beklentilerine yönelik herhangi bir şey yok" ifadelerini kullandı.
'İZLEYİCİ KAYBINA UĞRADI'
Tunuslu yazar ve strateji uzmanı Basel Mustafa, El Cezire'nin sahte raporları ve kurgulanmış haberleri yayınladığı için otoritesini yitirdiğini, cinayet ve yıkımları teşvik eden bir enstrüman haline geldiğini ileri sürdü. Mustafa, kanalın terör örgütlerini ve Müslüman Kardeşleri desteklemiş olduğunu kaydetti.
El Cezire'nin tüm dünyada izleyici kaybına uğradığını belirten uzman, Katar Emiri'nin büyük mali desteklerinin dahi durumu kurtarmaya yeterli olmayacağını savundu. Tunus'u örnek gösteren Mustafa, "Kanalın izleyicileri daha önce hiç olmadığı kadar az. İçerik çok zayıf. Bu durum, kanal yönetiminin başarısızlığa uğrayan politikasını yansıtıyor" diye konuştu.
'GERÇEK TELAFFUZ EDİLMİYOR'
Al Gad sitesinin genel yayın yönetmeni Ibrahim Mansur, El Cezire kanalına ait ofislerin kapatılmasının Katar krizinin doğrudan bir sonucu olduğunu, Katar ile Suudi Arabistan arasında olup bitenlerin ise ‘gerçek bir savaşa' benzediğini vurguladı. Mansur, "Kopmanın resmi açıklaması terörizme destek olarak gösteriliyor, ancak ben, gerçek nedenin telaffuz edilmediğinden eminim" dedi.
Öte yandan Suudi gazeteci Khaled Batrafi, Sputnik'e verdiği röportajda, bölgedeki krizin çözülmesi için Arap ülkelerinde birçok kez ayrımcılık ve çatışma sabotajlarında bulunan El Cezire konusunun çözülmesi gerektiğine dikkat çekti. Batrafi, "Kapatılması yerine kanalın yayın politikasının değiştirilmesi yeterli olur, zira kanal üzerinden yayınlanan fikirler, sonradan yerel politikacılar tarafından da dile getiriliyor" diye konuştu.
El Cezire'nin yayınlarında genel olarak muhalefet yanlılarını ve onların fikirlerini seçtiğini söyleyen Batrafi, "Kanalın sahibi ile çalışıp, yayın politikasını değiştirmesini talep edersek, durum düzeltilebilir. Bu, sadece bir enstrüman olan El Cezire'den talep edilemez" ifadelerini kullandı.