Arınç'tan başörtüsü yorumu: Boğazına sarılmak gerekmez

DUVAR - Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü açıklamalarını değerlendirdi. AK Parti'nin iletişim hataları olduğunu söyleyen Arınç, "Kılıçdaroğlu bazı konuları söylüyor, AK Parti önce hayır diyor sonra yapmak zorunda kalıyor" dedi.

TV5'te yayınlanan 4. Güç programına konuk olan Bülent Arınç, "AK Parti’nin iletişim konusunda hataya düştüğünü görüyorum. Bu iletişime bir vesileyle işaret etmek isterim. Şimdi, Sayın Kılıçdaroğlu ana muhalefet partisi lideri yanındaki partilerle de bir ittifak kurdu. Bazı konuları söylüyor, söylüyor, söylüyor ve buna AK Parti kanadından da direkt karşı çıkılıyor. Olmaz, etmeyiz, siz yanlışsınız filan. Ama sonra bu toplumsal bir talep haline geliyor ve AK Parti hükümet olarak bunu yapmak zorunda kalıyor. Bunu yaptığı zaman sizce bunun karını kim elde eder? Bunu gündeme getiren, uzun yıllar bunu kovalayan muhalefet mi? Yoksa sonunda yapmak mecburiyetinde kalan AK Parti mi?" ifadelerini kullandı.

'DİNDAR İNSANLAR İÇİN BİLE TÖVBE KAPISI HER ZAMAN AÇIKTIR, YANİ SİYASETÇİLERE TÖVBE KAPISINI KİM KAPATABİLİR?'

Dindar insanlara tövbe kapısı açık, siyasetçiye kim kapatabilir diyen Arınç, 'AK Parti karşı çıkmadan bunu düşünüp de yapabiliyorsa yapmalı' diyerek sözlerine şöyle devam etti;

"Bu işlerin şerefi herkese ait olsun da şimdi siyasetçi gözüyle bakmamız lazım. Bir iş yapıyorsanız karşılığını oy olarak, destek olarak almayı düşünürsünüz. Kılıçdaroğlu da bunu yaparken bunu düşünüyor, yani helalleşmeyi niçin yapıyor? Başörtülü kardeşlerimiz neden bir araya geliyor, onları ön plana koyuyor, Sultan Kara'yı niçin evinde ziyaret ediyor Ankara'da? Ey muhafazakâr kesim, ben sana yanlışlıklar yaptım. Bundan sonra yapmayacağım. Geçmişte olanlar için özür diliyorum, beni affet diyor. Ya dindar insanlar için bile tövbe kapısı her zaman açıktır, yani siyasetçilere tövbe kapısını kim kapatabilir? Bunu söyleyen bir insanın boğazına sarılmak gerekmez. Sen madem böyle düşüncedesin, hadi bakalım şunu da yap, şunu da yap, şunu da yap denebilir. En kötü ihtimalle. Yani şimdi diyelim ki asgari olmalı, böyle olacak EYT’de böyle olacak, sonunda hükümet yapacağız. İşte aralık ayında ocak ayında falan deyip de yapacak olursa diyelim ki 4 milyonluk kitlesiyle EYT'liler ben bunun on sene mücadelesini verdim. Partiler ben seni bununla o dört sene mücadele verdim, benim sayemde bu oldu deyip daha çok oy almazlar mı? AK Parti karşı çıkmadan bunu düşünüp de yapabiliyorsa yapması, yapamıyorsa da şu sebeplerle yapamıyorum demesi lazım." (HABER MERKEZİ)