Arkeologlar Derneği Başkanı Ateşoğulları'ndan müze yönergesine tepki: Hâkim ve savcıların adliyeye parayla girmesi gibi!
Yayınlanan yeni yönergeye göre; yerli ve yabancı basın kimlik kartı sahipleri, rehberler, seyahat acentesi sahipleri veya sorumlu müdürleri, er ve erbaşlar gibi geniş bir grup müzelere ücretsiz girebiliyor. Ancak eserlerin ve ören yerlerinin açığa çıkarılmasında, teşhire uygun hale getirilmesinde ve sergilenmesinde büyük emeği geçen arkeologlar ve arkeoloji öğrencileri, müze ve ören yerlerine girişte müze kart uygulamasına tabi tutulacak. Söz konusu yönergenin arkeologlar için ne anlama geldiğini ve bu konudaki düşüncelerini öğrenmek için Arkeologlar Derneği Başkanı Dr. Soner Ateşoğulları, öğrenci ve öğretim üyeleriyle konuştuk.
İZMİR - Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı müze ve ören yerlerinin ziyaretine ilişkin düzenlemelerin yer aldığı 2015 yılında yayınlanan "Müze ve Ören Yerlerine Girişlerde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönerge”, 24 Kasım'da yeniden güncellendi. Yönerge ekindeki listeye göre, Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyeleri, kazı başkanları ile arkeoloji öğrencileri müze ve ören yerlerine girerken ücret ödeyecek.
Yönergeye göre; yerli ve yabancı basın kimlik kartı sahipleri, rehberler, seyahat acentesi sahipleri veya sorumlu müdürleri, er ve erbaşlar gibi geniş bir grup müzelere ücretsiz girebiliyor. Ancak, eserlerin ve ören yerlerinin açığa çıkarılmasında, teşhire uygun hale getirilmesinde ve sergilenmesinde büyük emeği geçen arkeologlar ve arkeoloji öğrencileri, müze ve ören yerlerine girişte müze kart uygulamasına tabi tutulacak.
Söz konusu yönergenin arkeologlar için ne anlama geldiğini ve bu konudaki düşüncelerini öğrenmek için Arkeologlar Derneği Başkanı Dr. Soner Ateşoğulları, öğrenci ve öğretim üyeleriyle konuştuk.
MÜZELER ARKEOLOJİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN LABORATUAR GİBİDİR
Arkeologlar Derneği olarak 2015 yılından beri bu konuda çeşitli taleplerde bulunduklarını belirten Dr. Soner Ateşoğulları, “Müzeler arkeologlar, arkeoloji bölümü öğretim üyeleri ve öğrencileri için birer laboratuvar gibidir. Meslektaşlarımızın buralara ücretle girmesi kabul edilemez! Bu durum avukat, hâkim ve savcıların adliyeye para ile girmesi gibi bir şey” diyerek konuya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Müze ve ören yerlerine arkeologların, arkeoloji bölümü öğretim üyeleri ve öğrencilerin ücretsiz girebilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na daha önce yazılı olarak başvurduk. Şimdi bu yönetmeliğin yeniden güncellendiğini öğrenmiş bulunmaktayız. Pek çok meslek dalına ücretsiz giriş hakkı verilirken meslektaşlarımıza bu hakkın verilmemesini anlamakta zorluk çekiyoruz. Kuşkusuz mesleki etik ve toplum yararı gözetildiğinde bu sorun meslektaşlarımız açısından girişlerde talep edilen ücretin miktarından daha fazlasını ifade etmektedir. Öğrenciler açısından ele alındığında ise, bilginin öncelikli olarak paylaşılması ve bu konudaki ilginin teşvik edilmesi gereken grubu oluşturdukları dikkate alınmalıdır. Çağdaş ülkelerde öğrencilerin müzelerde ders yapması teşvik edilirken, bizde müzelere zaten az olan ilginin daha da yok olmasını sağlayacak uygulamaları anlamak mümkün değil.”
Müzelerde ders yapan üniversitelerin arkeoloji bölümü öğretim üyeleri ile lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinden bilet ücreti alınmasını kabul etmediklerini belirten Ateşoğulları, Kültür Bakanlığı’na bu yanlışın düzeltilmesi için gerekenin bir an önce yapılması çağrısında bulundu.
'ÖĞRENCİLERİ MÜZELERLE TANIŞTIRMAK GEREKİYOR'
“Üniversitede okuyan arkeoloji öğrencilerini en azından müzecilik veya arkeolojiye giriş derslerinde müzelere götürüp eserlerle tanıştırmak, karşılaştırmak gerekiyor. Bu aşamada her seferinde problem yaşıyoruz” diyen Trakya Üniversitesi, Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Yaraş, konuyla ilgili bakanlığa da başvurduğunu söyledi:
“Bu konuda Ertuğrul Günay’ın bakanlık yaptığı dönemden beri hemen hemen her bakan değişiminden sonra resmi yazıyla başvuru yaptım. Ancak en son geçen ay bakanlıktan tarafıma gelen cevapta ‘Eğer müze ve ören yerlerini ücretsiz olarak arkeologlara açarsak diğer meslek dallarına da açmak zorunda kalırız, Müze kart aracılığıyla müzeleri gezebilirsiniz’ şeklinde bir yanıt geldi. İstanbul Üniversitesi’nde müzede uygulama dersi veriyordum. Trakya Üniversitesi’nde de müzecilik dersi veriyorum. Adı üstünde, müzeyi anlatmanız, yaşatmanız gerekir; müzecilik dersi müzede yapılır aslında. Dekanlıktan izin alarak yaptığımız müzecilik dersinde çoğu öğrencim kapıda bekliyor. Biz ancak parası olan ya da müze kartı olan öğrencilerle müzenin içinde ders yapıyoruz. Bu çok trajik bir olay. Edirne Müzesi de defalarca şahit olmuştur bu duruma" diyen Yaraş, yönerge nedeniyle bu tarz durumlarla karşılaştıklarını belirtti.
'BU ALANLAR ÖĞRENCİLER İÇİN BİR EĞİTİM YERİ'
Kazıları yapan, müzelere içerik sağlayan arkeologların bu alanlara ücret ödemesinin anlaşılabilir bir tarafı olmadığını ifade eden İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Necmi Karul, “Sonuçta basın mensuplarının bilgi, turizmcilerin de gelir kaynağını besleyen arkeologlar ve arkeolog adayı öğrencilerden ücret alınırken onlardan alınmaması tezat bir durum. Herhalde bu alanların aynı zamanda bir eğitim yeri olduğu gözden kaçıyor. Bugün dünyanın çok tanınmış büyük müzelerinde paranızın olmadığını ya da o şehrin bir vatandaşı olduğunu söylemeniz bile ücretsiz girmeniz için yeterlidir” dedi.
“Müzecilik, onarım koruma gibi bölümlerde okuyan çok sayıda öğrenci bu alanlara giremezse nasıl deneyim kazanacak?” sorusuyla karşı karşıya olduklarını söyleyen Karul’a göre müzeden en çok yararlanması gerekenler arkeoloji öğrencileri... Karul'un değerlendirmeleri şöyle:
“Ören yeri ve müzelerde arkeoloji öğrencileri ve arkeologlardan ücret alınmasını bu haktan yararlananlar üzerinden sorgulayabiliriz. Listede üniversite öncesi öğrenciler, basın mensupları, askerler ve turizmciler var. Müzeden en çok yararlanması gereken öğrenci grubu kuşkusuz arkeoloji öğrencileri olmalı, hatta bazı derslerin müze ve ören yerlerinde gerçekleştirilmesi işin doğasıdır. Bunu fen bilimlerinde okuyan bir öğrenciden laboratuvara giriş ücreti almak gibi düşünün. Aksi olmalı ve öğrenciler eğitimleri süresince, hatta yaz aylarında zamanlarını bu yerlerde geçirmeye teşvik edilmeli. Onlar ileride ören yerlerinde kazı yapacak, müzelere içerik sağlayacak arkeolog adayları. Şimdi bir öneri de getiriliyor; meslek örgütü ya da ilgili bölümün öğrencisi olduğunuzu gösteren kimlikle ücretsiz giriş hakkı. Bu guruba gelir kaynağı olarak bakıldığını sanmıyorum ama eğer öyleyse de endişeye gerek yok; çünkü ne arkeoloji okuyan öğrenci ne de mesleğe devam eden arkeolog sayısı çok değil”.
'ÖĞRENCİLERİN YÖNERGE DIŞINDA BIRAKILMIŞ OLMASI SON DERECE ANLAMSIZ'
Yönergedeki eksikliğin ivedilikle düzeltilmesi çağrısını yapan Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümü doktora öğrencisi Muammer İreç ise şunları söyledi:
"Türkiye’de müze ve ören yerlerine en önemli katkı veren paydaşlardan üniversitelerin arkeoloji bölümü mensuplarının ve öğrencilerinin Müze ve Ören Yerlerine Girişlerde Uygulanacak Usul ve Esaslara Yönelik Yönerge dışında bırakılmış olması son derece anlamsız bir durumdur. Askerler ya da çeşitli bürokratlara sağlanan imtiyazların yanına; asli görevi arkeolojik geçmişi öğrenmek olan lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin konulmamış olması, ilgili alanları bir ‘okul’ olmaktan çıkarır. Yunanistan, İtalya gibi ‘açık hava müzesi’ ülkelerde arkeoloji öğrencileri arkeolojik alanları ücretsiz gezebilmektedirler. Bu şekilde öğrenciliğin getirdiği ekonomik limitler olmaksızın öğrenme alanı ve ilgilerini geliştirirler. Gençleri kültürel faaliyetlere teşvik etmek için İtalya’da kişi başına 500 Euro ödenek düşünen parlamentonun tavrı belki de yönetim düzeyinde bütün ilgililere örnek olmalıdır." (DUVAR)
Yönergeye göre müze ve ören yerlerini ücretsiz ziyaret edeceklerin listesine bu adresten ulaşılabilir.