Arşivden 'memuriyete veto' çıkabilir
AK Parti, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının ardından memuriyete girişte yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasını düzenleyen yeni bir kanun teklifi getirdi. Uzmanlara göre kamuya girişte uygulanacak arşiv araştırmasında kişilerin devam eden ya da takipsizlikle sonuçlanan soruşturmalarına dair kayıtların incelenmesi hem keyfiliğe neden olabilir hem de memuriyete girişte engel olabilir.
ANKARA - Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) iptal kararının ardından memuriyete giriş ve tekrar atamada güvenlik soruşturması ile arşiv araştırması yeniden düzenleniyor. Daha önce torba yasa içerisinde Meclis’e getirilen, tepkiler üzerine geri çekilen düzenleme bu kez tek başına ayrı bir kanun olarak sunuldu.
Meclis Genel Kurulu’nda gelecek hafta görüşülerek yasalaşması beklenen kanun teklifine göre tüm kamu kurumlarında görev alacaklara uygulanacak olan arşiv araştırması sürecinde, hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararları, devam eden ya da tamamlanmış soruşturmalar açısından da değerlendirilecek. Bu durumda devam eden ya da kovuşturmaya yer olmadığı kararıyla sonuçlanmış bir soruşturma dahi değerlendirme komisyonlarının tutumuna göre memuriyete girişte engel olabilecek.
TÜM KAMU ALIMLARINDA ARŞİV ARAŞTIRMASI YAPILACAK
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) “özel hayatın ve kişisel verilerin korunmasıyla ilgili gerekli mekanizmalar olmadığı” gerekçesiyle iptal ettiği güvenlik soruşturmasını yeniden ele alan AK Parti’nin hazırladığı kanun teklifine göre, ilk defa ya da yeniden memuriyete veya kamu görevine alınacakların tamamına statüsü veya çalıştırma şekline bağlı olmadan arşiv araştırması yapılacak. Öte yandan, “devlet güvenliğinin, ulusal varlığın ve bütünlüğün, iç ve dış menfaatlerin zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgelerin bulunduğu gizlilik dereceli” birimler ile Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, jandarma, emniyet, sahil güvenlik ve istihbarat teşkilatlarında çalıştırılacak kamu personeli ve ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde çalışacak personel, üst kademe kamu yöneticilerinin de aralarında bulunduğu farklı alanlarda çalışması muhtemel kişiler hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması aynı anda yapılacak.
ARŞİV ARAŞTIRMASINDA 'HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI' AYRINTISI
Teklife göre kamuya yapılacak tüm alımlarda uygulanacak arşiv araştırmasında kişinin adli sicil kaydına, kolluk tarafından aranıp aranmadığına ve hakkında bir tahdit olup olmadığına bakılacak. Aynı zamanda arşiv araştırması aşamasında, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararlar ile hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar da incelenebilecek.
Arşiv araştırması aşamasında incelenecek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarını, “Belli bir süre içerisinde herhangi bir şey olmadığı sürece o hüküm herhangi bir etki doğurmasın diye getirilen bir müessese” ifadeleriyle niteleyen Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde görevli Doç. Dr. Burak Öztürk’e göre “hükmün açıklamanın geri bırakılması” teknik olarak hüküm verilmemesi anlamına geliyor. Açıklanmadığı için ceza hükmünün ortaya çıkmadığı bu durumun arşiv araştırmasında kullanıldığında “etki ve sonuç doğurmasına yol açıldığını” ifade eden Öztürk, “Dolaylı yoldan da olsa açıklanması geri bırakılan ve hukuk düzeninde herhangi bir sonucu olmayacak bir hüküm bir şekilde arşiv araştırması kapsamına giriyor ve bir kimsenin kamu görevine alınıp alınmamasında değerlendirilecek bir şey oluyor” dedi.
Kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararlar ile hükmün açıklanmasına dair kararların arşiv araştırmasına dahil edilmesinin bu müesseselerin getirilmesi amacına bütünüyle aykırı olduğunu ifade eden Avukat Ziynet Özçelik ise, “Kaldı ki her iki maddede de bu kararların özel bir sicilde yer alacağı Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenildiğinde ve yine bu maddelerdeki amaçlar doğrultusunda kullanılabileceği özel olarak düzenlenmiştir. Ceza Muhakemesi hukukunda kamu düzenini, insan hak ve özgürlüklerini koruma amacı ile yer verildiği belirtilen düzenlemeler, kamu görevine ilk defa veya yeniden atama işlemlerinde getirilen arşiv araştırması düzenlemeleri ile zımnen yürürlükten kaldırılmaktadır” dedi.
‘TAKİPSİZLİKLE SONUÇLANAN OLGULAR ARŞİV ARAŞTIRMASINA GİRECEK’
Teklife göre, arşiv araştırması sırasında kişilerin devam eden veya sonuçlanmış ceza soruşturması ya da kovuşturmasının bulunup bulunmadığı kararları da incelenebilecek. Soruşturma ve kovuşturmadaki olgularla memurluktan çıkarma cezasının olup olmadığı bilgileri de kayıtlardan tespit edilebilecek.
Soruşturma devam ettiği için kişinin bir fiili işleyip işlemediğinin, suçu olup olmadığının belli olmadığını, soruşturma bitse de bu belgelerin arşiv araştırmasına konu olabileceğini ifade eden Doç. Dr. Burak Öztürk, “Örneğin benim bir komşum, beni tamamen kişisel nedenlerle ve hiçbir temeli olmadan ihbar etti. Savcı baktı ve böyle saçma bir şey mi olur dedi ve takipsizlik kararı verdi. Bu nedir, tamamlanmış bir soruşturmadır. Takipsizlikle sonuçlanan olgular da arşiv araştırmasına girecek. Buradan da olumsuz bir sonuç çıkmaması beklenir ama neden bu arşiv araştırmasına giriyor? Bunun ayrımını yapmak çok zor bir şey değil ki. Kişinin kamuya girme hakkını engelleyen bir sonuç doğurabilir” dedi.
‘KAPANMIŞ BİR SORUŞTURMA MEMURİYETE ENGEL OLABİLİR’
Kişiler hakkında devam eden ya da sonuçlanmış ceza soruşturması ya da kovuşturmasının bulunup bulunmadığı ile soruşturma ve kovuşturmadaki olguların araştırılması ve değerlendirmede dikkate alınmasının, “Demokratik bir toplumda gereklilik ölçütüne, kanunilik ölçütüne aykırı” olduğunu belirten Avukat Ziynet Özçelik’e göre kapanmış bir soruşturma dahi memuriyete engel olabilir. Kovuşturmaya yer olmadığı kararının sürece dahil edildiğini belirten Özçelik, “Kovuşturmaya yer olmadığı sonucuna bağlanan soruşturmadaki olgulardan da yararlanarak kişileri ‘arşiv araştırması uygun değil’ diyerek kamu görevine başlatmayabilirler” dedi.
Böylesi bir uygulamanın hangi olgunun nasıl dikkate alınacağını bütünüyle idarenin takdir yetkisine bıraktığını ve öngörülebilir olmadığını ifade eden Özçelik, “Özellikle günümüzde, en temel haklardan olan ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü gibi haklarını kullanan kişilerin, yıllar önceki Facebook paylaşımları, tweet'leri nedeniyle haklarında soruşturma, kovuşturma açıldığı dikkate alındığında; mevcut düzenlemelerin AYM’nin değinilen kararlarında vurgulanan 'keyfîliğe' karşı yeteri kadar güvenceye sahip olmalarını sağlayacak açık ve detaylı kuralları içermesi’ gerekliliğine aykırı olduğu görülüyor” diye konuştu.
‘DEĞERLENDİRME KOMİSYONLARININ TİTİZ ÇALIŞMASI GEREKİYOR’
Teklife göre, yaptırılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda elde edilen verilerin değerlendirilmesi amacıyla ilgili kurum ve kuruluşlarda en üst amirin görevlendireceği üç kişiden az olmamak kaydıyla değerlendirme komisyonları kurulması öngörülüyor.
Kanun teklifinde değerlendirme komisyonunun yapısının ayrıntılı bir şekilde yer almadığına dikkat çeken Doç. Dr. Burak Öztürk’e göre kurulacak komisyonun son derece titiz bir şekilde çalışması gerekiyor. Teklife bakıldığında tüm belgelerin “yorumsuz” geleceğinin anlaşıldığını belirten Öztürk, “MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü ya da mülki idare amirlikleri bu belgelere herhangi bir yorum eklemeyecek deniyor. Bu böyle deniyor ama birtakım olguları diğerlerinden ayırmak ve seçmek de bir yorumdur” dedi.
Arşiv araştırması ya da güvenlik soruşturması sürecinde elde edilen bilgilerin kendi başlarına bir anlam ifade etmediğini söyleyen Öztürk, “Komisyonun değerlendirmeyi yaparken, belgelerin toplanması aşamasında kurallara uyulup uyulmadığına, bu belgelerin görevin gerektirdiği niteliklerle ilişkisine bakarak nesnel bir şekilde yazılı bir şey hazırlaması gerekiyor. Bu olumlu. Yazılı belge mantıklı sonuçlar doğuracak, değerlendirmelerin yapılmasında etkili olacaktır. Komisyonun titiz bir çalışmayla bütün öngörülen güvencelerin sağlanıp sağlanmadığını denetleyerek, kendilerine sunulan olgular arasında bir ayıklama yapıp, gerçekten bu kamu görevine atamaya dönük bir sorun oluşturacağı bir husus varsa bunları da doğru yorumlayarak çalışması gerekiyor” diye konuştu.
‘KOMİSYONLARIN DEĞERLENDİRME ÖLÇÜTLERİNDE KEYFİLİK VAR’
Kanun teklifinin Anayasa Mahkemesi kararlarını “telafi edecek” bir yapıda olmadığını belirten Özçelik değerlendirme komisyonlarının yeni bir keyfiliğe neden olabileceğini söyledi. Özçelik, “Değerlendirme komisyonlarının değerlendirme ölçütleri ve bunun için kullanılacak verilerde keyfilik var. Değerlendirme komisyonuna keyfi yetki kullanma hakkını veren, temel hak ve özgürlüklerini güvence altına almayan bir düzenleme söz konusu” dedi.
TASLAKTA SORUŞTURMANIN SONUÇLANMA SÜRESİ YOK
Teklifte güvenlik soruşturmalarının süresiyle ilgili bilgi yer almadı. Kanun teklifi yasalaştığı takdirde Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanacak yönetmelikle güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının usul ve esasları belirlenecek.