ASBÜ öğretim üyelerinden LGBTİ bireylere nefret söylemi
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) öğretim üyeleri Prof. Dr. Asım Yapıcı ve Doç. Dr. Emir Kaya, üniversitenin Instagram hesabından yaptıkları yayınla LGBTİ+ bireyleri hedef aldı. Nefret söylemleri içeren konuşmada Kaya, “Bir günde bu LGBT aktivistlerinin terör örgütü olarak adlandırılmasının önünde hiçbir engel yok” dedi.
ANKARA - Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) İslami İlimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Asım Yapıcı’nın üniversitenin resmi Instagram hesabında yaptığı canlı yayında LGBTİ+ bireylere yönelik nefret söylemi içeren ifadeler kullanıldı.
Yapıcı’nın Ramazan ayında sunduğu ‘ASBÜ’de Ramazan ve İnşirah’ adlı yayının 6’ncı gün konuğu ASBÜ Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Emir Kaya oldu. Cinsiyetsiz Toplum ve Hukuk başlığıyla yapılan yayında Emir Kaya, LGBTİ+ bireyleri hedef alarak, “Bir günde bu LGBT aktivistlerinin terör örgütü olarak adlandırılmasının önünde hiçbir engel yok” dedi.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDE CİNSEL YÖNELİM YOK”
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın LGBTİ+ bireylere yönelik sözlerinin tartışıldığı günlerde, 29 Nisan tarihinde üniversitenin resmi Instagram hesabında yapılan yayında konuşan öğretim üyesi Emir Kaya, “LGBT meselesini gündeme getiriyoruz. Türkiye’nin taraf olduğu imzaladığı hiçbir uluslararası sözleşmede, yerli mevzuatımızda buna atıf ve cevaz açıktan asla yoktur” dedi.
Türkiye’nin 2011 yılında ilk imzacı olduğu İstanbul Sözleşmesi’ni hatırlatarak, “Sözleşmede cinsel eğilimler geçmiyor” diyen Kaya, LGBTİ+ aktivistlerle ilgili şöyle konuştu:
“Bu sözleşmenin üçüncü maddesinde iki kelime cinsel yönelim. Buna atıfla LGBT aktivistleri bizim cinsel yönetimimiz budur diye hukuki alt yapı oluşturuyorlar. Bu hukukun istismarı. Çünkü siz heteroseksüel de olsanız TCK 226’da müstehcenlik suçu vardır. Siz heteroseksüel de olsanız onu toplumsal alanda dışa vuramazsınız, suçtur” dedi.
KAYA: BİZİM DEVLETİMİZ ZAYIF
Yayını takip eden kişilerin sorularını Kaya’ya yönelten Prof. Dr. Asım Yapıcı, “İstanbul Sözleşmesi’nde hukuk istismarına neden olan tabir neden çıkarılmıyor? Devletimiz bunu görmüyor mu? Biri de diyor ki, İstanbul Sözleşmesi’nin eğitim başlıklı 14. Maddesinde toplumsal klişelerden arındırılmış toplumsal cinsiyet rollerini müfredatlara dahil edilmesi hükmü de var. Buna ne diyorsunuz?” diye sordu.
İstanbul Sözleşmesi’nden madde çıkarılamayacağını belirten Kaya, “Çünkü o sözleşme bize ait değil. O hazırlanıyor ve ülkelere imzaya açılıyor. Ülkeler buna olduğu gibi kabul ediyor ya da etmiyor. Buna şerh düşülebilirdi ama Türkiye bunu bir heyecanla ilk imzalayan ve onaylayan ülke” dedi.
Prof. Dr. Asım Yapıcı’nın Asım Yapıcı’nın, “Neden biz heyecanla imzaladık?” sorusuna ise Kaya şu şekilde yanıt vererek sözlerini sürdürdü:
“Hocam çünkü bizim devletimiz zayıf. Bizim devletimiz ülkemiz zayıf. Biz Avrupa’ya yanaşmadan, Amerika’ya yanaşmadan onlarla aramız soğuduğunda Rusya’ya yanaşmadan ayakta durabilen ülke değiliz. Bizim realitemiz bu, kimseyi eleştirmiyorum. Biz batı ile Avrasya arasında tahterevalli oynamaya mecbur bir ülkeyiz. Dolayısıyla batı ile köprüleri atmamamız için bize bunları dayatıyorlar. Şu an imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nin içeriğindeki LGBT’ye hükümette bir insan katılıyor mudur? Hükümetin kendisi, cumhurbaşkanımız da imkanı yok katılmıyor. Ama niye? Avrupa’yla ilişkilerimizi koparmaya değer mi? Bu soruluyor. Çünkü buradan gidersek Avrupa siz gerici Müslüman bir ülkesiniz diyecek. Buna değer mi diye hesap yapıyorlar. Bu kopacak mı? Kopacak. Eninde sonunda bu kopacak. Türkiye bir noktada siyasi nedenlerle Avrupa Birliği’nin ekseninden çıkacak. Çıkıyor da yavaş yavaş. İyi olur kötü olur o ayrı bir şey. Çıkacak ondan sonra bir günde bu LGBT aktivistlerinin bir günde terör örgütü olarak adlandırılmasının önünde hiçbir engel yok.”
Kaya’nın bu sözlerinin ardından Yapıcı ise, “Devletlerin toplumun beden sağlığını, ruh sağlığını koruma şeyi gibi cinsiyet sağlığını ve inanç sağlığını falan korumak gibi görevleri de vardır yani” dedi. (DUVAR)