Belirlendi belirleniyor, açıklandı açıklanıyor derken 2023 bitti, asgari ücret 11 bin 402 lirada kaldı! Bu hafta açıklanması lazım ama artık…
Açıklanacak ki, çarşıda pazarda markette elini tezgaha uzatıp uzatıp geri çekenler hangi mal/hizmet için yeni yılda kaç lira ayırabileceklerini bilsin. Gerçi şimdi de biliyor da, bilmek ayrı alabilmek ayrı. Alamayan çoğunluk ne yapıyor? Pazara akşama doğru çıkıp markette “kampanya” takip ediyor. Bir hafta peynir, bir hafta zeytin, bir hafta yumurta almadan devam ediyor… Ay sonuna doğru sadece patatesle devam ediyor…
Ne yapsın?
Ne yapılacağı konusunda ses seda yok. Herhalde Türk İş bu sene ilk kez birden fazla çalışanı da asgari ücret pazarlık masasına oturttu diye yok.
Böylece pek de derde derman olamayacak bir asgari ücreti işçiler bile isteye kabul etmiş gibi olacak!
***
Yılın sonu geldi, asgari ücretten haber yok!
Ama “bölgesel asgari ücret olsun” diyen çok. Gerekçeleri de çok sağlam: İstanbul’la Anadolu’da geçim derdi aynı değilmiş… Ama memleketin en büyük sorunlarını say desek ‘iç göç’ hemen ilk sıralarda gelmiyor mu? “İstanbul’da nüfus çok fazla…” Anadolu’da hayvancılık, tarım, ticaret yapamayan insan, asgari ücret İstanbul’da 20 bin lira (olmaz da, olsa hani) memleketinde 11 bin lira olsa, memleketinde kalır mı? İstanbul’da bir odaya bütün ailesiyle sıkışıp en azından üç beş kuruş fazla kazanmaya mı çalışır yoksa? “Adalet” bu mu?
Bölgesel asgari ücret önerisini geçtik, eli daha da yükseltenler de var: Asgari ücretin devri geçmiş artık!
Yeni Şafak yazarı Yusuf Dinç, “Sektörler, bölgeler kendisini ayarlasın çalışan kendi pazarlığını yapsın” diyor. Çünkü toplum, “eğitimiyle, olgunluğuyla ve analiz edebildiği ihtiyaçlarıyla ücretini ve yan ücretini tartışabilecek durumda” imiş. Hem zaten hükümet de sendikalaşmanın gelişmesini istemiyor muymuş… Hatta şunu diyor: “Zaten asgari ücret artık çalışanı değil, işvereni koruyor.”
***
Son dönemde işçinin memleketteki halini en iyi anlatan örneklerden biri Urfa’daki Özak Tekstil işçileri. İstanbul’da aynı şirketin aynı işi yapan işçisi 16 bin lira kazanıyor, Urfa’da çalışanlarsa 11 bin 402 lira asgari ücret: Al işte sana bölgesel asgari ücret, yapan çoktan yapmış zaten!
Ama bu yasadışı, çünkü toplusözleşme firmanın bütün işletmelerini kapsıyor. Toplusözleşme hükümlerini uygulamıyor olmak da suç!
İşçi “analiz edebildiği ihtiyaçlarıyla” bunu sendikaya söyleyip hakkını isteyecek ama toplusözleşmeyi göremiyor ki: Sendika imzayı atmış, “toplusözleşme tamam, hayırlı olsun” demiş ama toplusözleşme yok. Var da işçi onu sekiz yıldır göremiyor! İşçi orada yazılan neyse anlayıp hakkını isteyecek, arkasında sendika yok.
Ne yapsın?
“Hükümet de sendikalaşmanın gelişmesini istiyor madem” deyip hakkını savunmadığını söylediği Öz İplik İş’ten istifa edip bir umut gidip BİRTEK SEN’e üye oluyor. Onda da sendika beğenilmiyor herhalde ki, işçi her gün gazla, tazyikli suyla imtihana sokuluyor!
Sorsan, asgari ücret işçiyi değil işvereni koruyor ama bu düzende asgari ücretin de olmadığını düşünün: Özak işçisi asgari ücreti bile aramayacak mı?
Asgari ücreti bile tacizle, hakaretle, aşağılanarak aldıklarını anlatan kadın işçilere söyleyin “asgari ücret işçiyi değil işverini koruyor” diye bakalım…
“Urfa İstanbul’dan ucuz” denilip orada 16 bin lira burada 8 bin lira maaş vermeye kalkılırsa ne olacak?
Bugün sendikalı, toplusözleşmeli işçinin hali bu! Ötekileri siz düşünün…
***
Bunlar neye işaret? 2024’ün zor geçeceğine?
Zor geçecek evet, asgari ücret bir ülkede en düşük maaşın yaşamı devam ettirecek kadar olmasını garantilemek için. Asgari ücret 17 bin lira olsa “yaşamı devam ettirecek garanti” sağlıyor mu?
Bunu sorunca, “Taşra için iyi para” diyecekler belli ki! İşçi dediğinin aslı İstanbul’da, Marmara’da, İzmir’de, Ankara’da, Adana’da değilmiş gibi.
2024’te çalışanı nelerin beklediği bütün bu asgari ücret pazarlığı sürecinden belli değil mi?
Diyecekken tam, bakanın asgari ücret hakkındaki son açıklaması geliyor: “Bu hafta açıklayacağız inşallah. Bir rakam yok, komisyon çalışıyor…”
***
Çalışanın gözü asgari ücrette... Asgari ücretle çalışanın değil ama sadece, bütün çalışanların. Asgari ücret bütün ücretler için belirleyici çünkü. Bekleyin, bu hafta açıklanacak inşallah, hem yeni yıl da gelmiş olur, yeni yıl yeni umutlar falan filan… Aslında bu hafta değil de gelecek hafta mı açıklansa? Çalışana, “ekonomi düzelecek, enflasyon düşecek, memleket rahata çıkacak” diye sabır telkin edilecek 52 değil 51 hafta kalmış olur hem: Asgari ücret, asgari yeni yıl!