“İnsanlar oy verecekleri adayları coşkuyla destekliyor evet. Ancak haber fotoğraflarında yüzlerinin görünmesini istemiyorlar. Çünkü rakip adayları destekleyenler birbirlerinin kahvelerine gitmiyor, kaldırımlarından yürümemeye çalışıyor, sanki saklambaç oynuyorlar. Düne kadar aynı adaya oy verdikleri akrabalarına şimdi selam dahi vermiyorlar."
Bir öncekini bitireli daha bir yıl olmadan yeni seçimin ‘son dönemeci’ geldi çattı! Politik Duvar’da Trabzon’dan ve Diyarbakır’dan başlayıp, Van’dan Urfa ve Ankara’ya ulaşıp, Antalya ve İzmir’e kadar gelerek il il konuştuk yerel seçimi. 27 Mart Çarşamba günü de sıra İstanbul’da olacak.
Adı üzerinde ‘yerel’ ve bu yüzden en doğru bilgiyi, en net yorumu ‘yerinden’ alabiliyorsunuz. Ancak konuştuğumuz hemen her merkezde geçen haftaya kadar hep aynı sözleri duyuyorduk: “Havada seçim heyecanı yok…”
Acep nedendir?
***
Elbette bu soruya yanıt olarak akla gelen epeyce şey var. İktidarın kazanmaktan, muhalefetin kaybetmekten yorulması gibi! Son genel seçimdeki yenilgi, muhalefet tarafında öyle derin bir yarılma yarattı ki partilerin de seçmenlerinin de kendilerini toplayıp yeniden sandığa motive olmak için epey zorlanacağı zaten belliydi. İktidar tarafında ve seçmeninde ise genel seçim zaferinin rehavetine kapılmadan 2019’da kaybedilen büyükşehirleri geri alacak bir ivmeyle yeniden sandığa gitme konusunda bir iştahsızlık görüldü. Ancak son bir haftadır bu durum değişir gibi oldu. Bir gazeteci dostumuzun dediği gibi: “Sınıf başkanı seçiliyor olsa bile o kadarcık heyecan olurdu artık…”
***
Yerel seçimin ‘o kadarcık’ bile olsa heyecan yaratılabilmesi iyidir belki de kim bilir? Her şeye rağmen seçimle bir şeylerin değiştirilebileceği umudunun devam etmesi gerektiğini düşünenler açısından en azından! 2023’te muhalefetin aldığı yenilgiyi bir yana ayırıp unutsak bile, 2013’ten bu yana ‘sandıktan ibaret’ olduğu ilan edilegelen ‘demokrasi’ ile 10 yıl geçti sonuçta. 7 Haziran 2015’teki değişim ‘sayılmadı’, hatta 31 Mart 2019’da İstanbul’daki değişim de önce sayılmadı. Ancak ikinci seçimde saydırabildi kendini! HDP’nin kazandığı belediyelerde kaç kayyım geldi gitti de seçilen başkanlar bir türlü geri gelemedi, sayısı karıştı…
Böyle böyle geldik 11. yıla!
‘Seçim heyecanı’ nasıl kalsın?
***
Ancak 31 Mart 2024 seçimine gidilirken yine de belli merkezlerde ‘heyecan’ yaşandığı da görüldü. O merkezlerin başında da herhalde Urfa geliyor. Ceren Bayar, bu ile dair izlenimlerinde aşiret etkisini, ‘paket’ oyları, hiç seçim sandığı görmemiş ama oyu hep kullanılmış kadın ‘seçmen’leri ve ‘heyecanlı yarış havası’nın nasıl oluştuğunu anlatmıştı.
Yıllardır bu ilde gazetecilik yapan arkadaşımız Fatma Keber ise söz konusu ‘heyecan’ içerisinde ‘bu da olur mu’ dediği bir an olup olmadığı sorumuza Akçakale ilçesinde çekilen bu fotoğrafı yollayarak yanıt verdi: “İnsanlar oy verecekleri adayları coşkuyla destekliyor evet. Ancak haber fotoğraflarında yüzlerinin görünmesini istemiyorlar. Çünkü rakip adayları destekleyenler birbirlerinin kahvelerine gitmiyor, kaldırımlarından yürümemeye çalışıyor, sanki saklambaç oynuyorlar. Düne kadar aynı adaya oy verdikleri akrabalarına şimdi selam dahi vermiyorlar. Hatta bize de karşı tarafın değil de kendilerinin kaldırımlarından yürürsek ‘daha güzel olacağını’ söylediler.”
***
Urfa’da AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyesi Kasım Gülpınar’ın partisinden istifa ederek Yeniden Refah’ın adayı olarak Cumhur İttifakı adayı Zeynel Abidin Beyazgül’ün karşısında yarışa girmesi Keber’in anlattığı gerilimi yüksek yarışın başlangıç işaretiydi. Her seçimde sonucu belirleyen ‘aşiret oyları’ ikiye bölünecekti çünkü. Bu yeni durum, ildeki ikinci parti konumundaki DEM’in eşbaşkan adayları Celalettin Erkmen ve Gülşen Özer’in aradan sıyrılıp seçimi kazanıp kazanamayacağı sorusunu da beraberinde getirdi. Böylece ‘heyecan’ı büyüten yeni bir unsur daha ortaya çıktı.
***
2019 yerel seçiminde iktidara verilen yüzde 60 oranındaki destekte büyük pay sahibi olan ancak şimdi farklı tercihlere göre bölünecek aşiret oyları ilde bir ‘değişim’ yolu açacak mı?
Bu sorunun yanıtı ne olursa olsun, Keber’in yolladığı fotoğraf, ülke genelinde bir türlü havasını bulamayan seçimde Urfa’da yaşanan istisnayı yaratan ‘aşiret oyu’ gerçeğinin (gördüğümüz kişilerin kime oy vereceklerinden bağımsız) en somut işaretlerinden biri olarak kayda geçecek. Elbette seçim sandığıyla sınırlı demokrasinin en ilginç fotoğraflarından biri olarak da…
Seçimin farklı merkezlerdeki fotoğrafları ile devam edelim.
İzmir’deki unutulmaz anlar: Gül Sokak ziyaretleri
İzmir’deki seçim yarışının akıllarda yer edecek anları ise herhalde Cumhur İttifakı’nın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ’ın farklı kesimlere hitap edebilmek amacıyla ‘muhafazakâr gömleğini’ çıkardığı çalışmaları olacak. Şubat ayı başında bir gece Alsancak’ta bulunan ve alkollü mekanların yer aldığı Gül Sokak ziyaretinde yaşananları arkadaşımız Cihan Başakçıoğlu hatırlattı. Dağ’ın bu ziyaretinde mekanlarda oturanlarla kurduğu diyaloglar kentte epeyce tartışılmıştı. “Afiyet olsun kızlar…”, “Gençler naber, eğleniyor muyuz?” gibi sözlerle seçmene seslenen Dağ, oy da istedi. Üstelik bu ziyaret birkaç gün önce tekrarlandı ve CHP’den istifa ederek AK Parti’ye katılan İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi tarafından “Zalım geceler” başlığı ile sosyal medyada paylaşıldı. Ancak bu defa Ramazan ayında bulunulması nedeniyle tepki mesajları da alındı!
Van’ın ‘sabit’ bağımsız adayı!
Yerel seçimin Van’daki ilginç notu ise her seçimin bağımsız adayı İdris Ahi’nin bu defa da aday olmasıydı! 2009 yılından bu yana yapılan tüm yerel ve genel seçimlerde aday olan İdris Ahi, 31 Mart için bir kez daha kolları sıvamıştı. Arkadaşımız Kadir Cesur’un aktardığına göre 14 Mayıs’ta 'Ya Meclis'e ya mezara' diyen Ahi’nin bu defaki sloganı, 'Ya belediyeye ya mezara' olmuştu… Ahi'nin katıldığı seçimlerde şu ana kadar aldığı en yüksek oy ise 622!
Nerede eski ‘ücretsiz metro’lar!
İstanbul yarışındaki ilginç kesişmelerden biri ise ‘metroda’ yaşandı. Arnavutköy-İstanbul Havalimanı Metrosu açılış törenine Ankara’dan bağlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Mart'a kadar burayı bence ücretsiz yapmak isabet olur diye düşünüyorum” dedi!
Yani yeni hat sadece seçim gününe kadar ücretsizdi...
Erdoğan’ın bunları söylemesinden çok değil üç gün önce ise Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli metro hattının ilk etabının açılışını yapan Ekrem İmamoğlu ulaşımın ‘15 gün’ (yani yine seçime kadar) ücretsiz olacağını söylemişti.
Peki kim yaparsa yapsın ancak ‘seçime kadar ücretsiz’ olabilen yeni metroların sırrı ne?
Demek ki devir, kimsenin kimseye seçim sonrası bir gün bile fazladan ‘bedava metro’ veremeyeceği kadar zor bir devir!
Seçmene icra gönderen belediye başkan adayı!
Seçimin ilginç notlarını Muğla ile bitirelim. Yıllardır yereldeki iktidarı elinde bulunduran CHP’nin bu seçimde zorlandığını, belli ilçeleri hatta büyükşehiri kaybetme noktasına kadar gelinebileceğini duyuyorduk. Bunda belediyelerde geçmiş dönemdeki düşük performansların büyük etkisi olduğunu da. Ancak Muğla’daki bir ilçeye dair dinlediklerimiz ‘garanti’ görülen seçimin adaylara neler yaptırabileceğinin de işareti gibiydi: İddiaya göre beyaz eşya satıcısı CHP adayı, alacaklarını tahsil edemediği bazı köylüleri icraya vermişti!
Anlatan şöyle bitirdi sözünü: “Buralar küçük yerler. Laf hemen yayılıyor. Seçmeni illa icraya vereceksen bari seçimin bitmesi bekleseydin ya!”