Jandarma eski Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, bir törende Cumhurbaşkanı Erdoğan’a övgüler yağdırdı: “Sayın Başkomutanım, sayenizde neler yaptık, minnettarız”. Ancak emekli edilmekten kurtulamadı. 12 Mart döneminde (1972) Ziverbey Köşkü’nde işkence görürken işkenceciler, “Demek ki solcu olmanızda kıtadaki yağcılık, boyacılık da etkili oldu. Bunu Genel Kurmay’a rapor edeceğiz” demişlerdi. Nereden nereye…
Bugün 30 Ağustos 2024. Her yıl 30 Ağustos’larda Harp Okullarından mezun olan subaylar için tören düzenlenir. Bundan 57 yıl önce, yani 1967 yılında da ben Kara Harp Okulu’ndan piyade subayı olarak mezun olmuştum.
Geçenlerde jandarma subay ve astsubaylarının mezuniyet töreninde ilginç bir olay meydana geldi. Bu vesile ile 30 Ağustos günü askeri bir konuya değinmek istiyorum.
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, 15 Ağustos 2024 günü Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi’ndeki 4 bin 117 subay ve astsubayın mezuniyet töreninde konuşmuştu. Orgeneral Çetin, bu konuşmasında törende bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hitap ederken şöyle demişti:
“Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Başkomutanım, komutanlığımızla ilgili bize sağladığınız her türlü kaynak ve destek için zatı devletlerinize şükranlarımı ve minnettarlığımı sunuyorum. Sayın Cumhurbaşkanım, zat-ı devletlerinizin buyurdukları gibi, biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik. Sayın Cumhurbaşkanım, Türkiye Yüzyılı’nda biz de aziz şehitlerimizin yolunda bayrağa sarılmaya hazırız.”
Orgeneral Çetin’in bu konuşması, yazılı ve görsel basında da garipsendi, tartışma yarattı. Arif Çetin’in “Türkiye Yüzyılı” gibi AKP’nin seçim sloganları kullanması yadırgandı, Erdoğan’a yönelik aşırı övgücü sözler kullanmasının yüksek rütbeli bir ordu mensubuna yakışmadığı belirtildi.
'YAĞCILIK’ FAYDA ETMEDİ'
You Tube’dan Orgeneral Arif Çetin’i izlerseniz; mimik, jest ve ses tonuyla nasıl bir “biat” halinde konuştuğuna tanık olabilirsiniz. Jandarma Genel Komutanı Çetin, bu tür bir konuşma yaparak muhtemelen görev süresinin uzatılmasını istiyordu.
Ancak Resmî Gazete’nin 15 Ağustos 2024 gecesi yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin yaş haddinden emekliye sevk edildi. Yerine yardımcısı Orgeneral Ali ÇardakçıJandarma Genel Komutanı oldu.
Emekliye sevk edilen Arif Çetin’in eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile yakın ilişki içinde olması sık sık gündeme gelmişti. Orgeneral Çetin’in çok sayıda “suçluyla” da çektirdiği fotoğraflar tartışma konusu olmuştu.
1959 doğumlu olan Arif Çetin, 1980 yılında Kara Harp Okulu’ndan piyade teğmeni olarak mezun olmuştu. Çeşitli kıta hizmetlerinden sonra orgeneral olup 2017 yılında Jandarma Genel Komutanlığı’na atanmıştı. Yedi yıl süreyle en uzun jandarma genel komutanlığı yapan bir subaydı.
İŞKENCEDE 'ORDU' SORGUSU
Ben 1959 yılında 11 yaşında iken Selimiye Askeri Orta Okulu’na girmiştim. 1965 yılında Kuleli Askeri Lisesi’nden ve 1967 yılında da Kara Harp Okulu’ndan teğmen olarak mezun olmuştum.
Bu sekiz yıllık eğitim süremizde ve özellikle Harp Okulu’nda gerekli askeri bilgilerin dışında görevimizi layıkıyla yerine getirmek, yağcılık gibi üst komutanlarımıza yaranmamak, inşaat vs gibi askerlik dışı boyacılık, badanacılık tabir edilen işlerle meşgul olmamak konusunda ciddi bir eğitim ve disiplinden geçmiştik.
Nitekim 12 Mart döneminde siyasi görüşlerim nedeniyle hakkımda soruşturma açılıp Ziverbey Köşkü denilen MİT karargahında Mart 1972’de işkence görürken bir ara işkenceye ara verilmişti.
Gözlerimdeki bağ çözüldü, karşımda beyaz tenli iyi görünümlü, sivil bir zat, bana niçin bu işlere karıştığımı, nasıl devrimci olduğumu, ordu hakkındaki düşüncelerimi kibar bir şekilde soruyordu.
ÜSTLERE YARANMAK
Ben de öncelikle askeri okullarda, Harp Okulu’nda idealist duygu ve düşüncelerle yetiştirilmiş olmamıza rağmen kıtaya çıktığımızda üst komutanlara yaranmak adına “yağcılık”, “boyacılık”, “badanacılık” gibi pek de ahlaki olmayan durumlarla karşılaştığımızı belirttim.
Kimi subayların bu tür işlerle uğraştığını ve bu durumun beni ordudan soğuttuğunu söyledim. Ayrıca dünyadaki ve Türkiye’deki devrimci gelişmelerden de etkilenerek solcu olduğumu ifade ettim.
Karşımda, bir anlamda “iyi polisi” oynayan kişi, “Ordu ile ilgili bu düşüncelerin çok önemli. Demek ki genç subaylar, ordudaki bu tür usulsüz uygulamalardan rahatsız oldukları için solcu oluyorlar. Bu durumu Genel Kurmay’a rapor edeceğim” demişti.
Görüldüğü üzere işkence yapanlar bile “yağcılık, boyacılık, badanacılık” gibi işlerle subayların uğraşmaması konusunda titizlik göstermişlerdi. Orduda subay yetiştirilirken bu tür işlere bulaşılmamasını öngören ve görevini düzgün bir şekilde yapan bir anlayış söz konusuydu.
Ancak şimdi geldiğimiz şu ortamda komutanlık süresi bir yıl daha uzatılsın diye koca orgenerallerin ne hale düştüğünü görüyoruz. Ne çare ki örneğimizde olduğu gibi “yağcılık”, bu kez bir işe yaramadı.
Evet, ordudaki subay malzemesi nereden nereye gelmiş. Ne diyelim bu 30 Ağustos’ta da böyle bir olay, ibretlik bir örnek olsun…