Atilla Eren Apartmanı davası: Beton sağlamsa elle nasıl kırıldı?

6 Şubat depremlerinde 219 kişinin yaşamını yitirdiği Atilla Eren Apartmanı'nın ilk duruşması görüldü. Müteahhit betonun kaliteli olduğunu savunurken depremzede ise betonun elle kırıldığını söyledi.

Abone ol

HATAY - Hatay’ın Antakya ilçesi Ekinci Mahallesi'nde 6 Şubat depremlerinde 219 kişinin hayatını kaybettiği Atilla Eren Apartmanı'nın ilk duruşması bugün görüldü.

5'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmanın salonu küçük olduğu için ailelerin tamamı salona alınmadı. Duruşmanın görülmesi gereken geniş salonu su bastığı için küçük salonda duruşmanın yapılmak zorunda kalındığı açıklandı. Öte yandan katılan ailelerin çoğunluğu binada 219 değil 400 yakın kişinin vefat ettiğini, binada çok sayıda Suriyeli olduğunu ve bu kişilerin vefat edenlere dahil edilmediğini söyledi.

'BÖYLE BİR ZEMİNE BELEDİYE VE YETKİLİLER NASIL İZİN VERDİ?'

Mahkeme salonuna tutuklu sanıklardan Yapı Denetim firması Müdürü Gökhan Tutar getirildi. Diğer tutuklu sanıklar müteahhit Hikmet Günsay, şantiye şefi Buket Günsay, Burak Günsay ve yapı denetim firması çalışanı Dilara Horoz, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.

Yıllardır sektörde olduğunu, her aşamayı bildiğini belirten müteahhit Hikmet Günsay, 62 bina yaptığını, Atilla Eren Apartmanı'nda da her şeyi usule uygun yaptığını vurguladı. Ruhsattan, beton dökülmesine kadarki aşamalarda sorun olsaydı binasının denetlemeciler tarafından durdurulması gerektiğini ama hiçbir aşamada sorun çıkmadığını belirtti.

Hikmet Günsay'ın avukatı, bina zeminin alüvyon zemin olduğunu, böyle zeminlere en fazla üç kata ruhsat verildiğini belirterek, "Müteahhit, mühendis binayı yaptı, bina çöktü. Böyle bir zemine belediye ve yetkililer neden izin verdi? Onları neden burada göremiyoruz?" diye konuştu.

Tutuklu Burak Günsay, hiçbir resmi evrak imza atmadığını, binanın yapımından da haberi olmadığını vurguladı.
Tutuklu sanıklardan şantiye şefi olan Buket Günsay, o süreçte İstanbul'da yüksek lisans yaptığını ve hiçbir şeyden haberi olmadığını söyledi.

Tutuklu denetim firması çalışanı Dilara Horoz, şirketin İskenderun ofisinde çalıştığını, Atilla Eren Apartmanı'nın olduğu yere hiç gitmediğini söyledi. Horoz ayrıca hiçbir belgeye imza atmadığını, izni dışında adına imza atıldığına dikkat çekti.

'YEDİ KAT TEMELİ ATILAN BİNA NASIL 14 KATA ÇIKARILDI?'

Tutuklu yapı denetim firması Müdürü Gökhan Tutar, bina denetiminden haberi olmadığını, sadece şirket müdürü olduğunu belirtti. Tutar, 140 kişinin vefat ettiği, Elit Apartmanı'nın da yapı denetim işini aldı ve bu davadan da yargılanıyor. Gökhan Tutar, Elit Apartmanı davasında da sadece şirket müdürü olduğunu, hiçbir binayı denetleme gibi görevi olmadığını söylemişti.

Müşteki avukatı Murat Çakırcan, Hikmet Günsay'ın bu binaları 'depreme dayanıklı' diye sattığını, Hatay'ın deprem bölgesi olduğunun bilindiği, zeminin kötü olduğu, binanın kalitesiz yapıldığını göz önüne alındığında sanıkların taksirden değil kasttan yargılanması gerektiğinin altını çizdi.

Atilla Eren Apartmanı'nda kardeşini kaybeden Arzu Ocak, "Ben de mimarım, teknik sorunları biliyorum. Öncelikle yedi kat temeli atılan bina, nasıl on dört kata çıkarıldı? Buna izin veren belediye çalışanları, şantiye şefi, müteahhit, yapı denetim; hepsinin eli kanlı. Binada soğuk derz yapılmış. Soğuk derz, temel betonunun belli aralıklarla dökülmesinden olur ve büyük bir hatadır. Yapı denetim bunu nasıl görmedi? Herkes 'haberim yok' diyor, kim yaptı bu binayı?" diye konuştu.

Kardeşini, 13'ncü kattan depremin 12'nci saatinde kurtardığını belirten Ocak, kardeşini eliyle betonu kırarak kendi çabasıyla kurtardığını, kaliteli betonun elle nasıl ufalandığını sordu.

'RANT UĞRUNA CANLARIM ÖLDÜ'

Binada kızı ve torunlarını kaybeden bir depremzede, kızının dokuzuncu katta vefat ettiğini, rant uğruna canlarının öldüğünü söyleyerek, şunları anlattı: "O binanın zemini su altındaydı. Hala da su altında. Belli aralıklarla vidanjörle suyu çekiyorlar. Rant uğruna kızımı öldürdüler. Herkesten şikayetçiyim" dedi.

Öte yandan iddianamede adı geçen ve aslı kusurlu görünen Ahmet Canbaz'ın adı mahkemede geçmedi. 2018 yılında müteahhit Hikmet Günsay, maddi sıkıntı çekmesi üzerine binanın müteahhitliğini Ahmet Canbaz'a devretti. Binanın 7 kattan 14 kata çıkarılması ve 7-8 katta projenin altında beton kullanılması da bu süreçte yaşandı.

'ASRIN DEPREMİ DENİYOR AMA ASRIN İHMALİ VAR'

Denetim firması müdürü Gökhan Tutar'ın avukatı Ramazan Durak, zeminin sulak ve kötü olduğu bir yere yüksek kat izninin nasıl verildiğini sordu. Durak, şöyle devam etti: "Asrın depremi deniliyor ama asrın ihmali var. Bu dava iki müteahhit, üç denetimciyle mi olacak? Hani kamu personeli? Çürük zemini imara açarak, yüksek kar edenler kimler ve neredeler? Müvekkilim olmadığı aşikar."

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamına, hem sanık hem de müştekilerin elindeki belge ve delilleri iki hafta içinde sunmasına karar verdi. 

Öte yandan firari olan Ahmet Canbaz'ın yakalanıp, tutuklanması, bir başka firari olan Ersan Dalyan'ın yakalanıp, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmasına karar verildi.

Duruşma 6 Eylül'e ertelendi.