Başlıktaki ifadeyi Galatasaray için yazmadım; ama onları da kast ettim. Ligde bu hafta dördüncü maçlar oynanmasına karşın, sanki ligin ilk resmi haftası bu hafta oynanmış gibiydi. Geçen üç hafta ise bir nevi büyük bir hazırlık turnuvası tadında oynandı; transferler bitmemiş, kadrolar bile belli olmamıştı.
İYİ OLMAK ZORUNDA OLAN TAKIM: GALATASARAY
Galatasaray lige en hızlı giren takım oldu; çünkü buna mecburdu. Özellikle iç saha maçlarındaki gösterişli oyunu, bir gösteri takımını andırıyordu; keyif veren, hızlı oynayan ve izleyenleri mutlu eden. Fakat bu hafta Antalya'da takılmaları gelecek hafta oluşacak olası bir puan kaybında yüksek sesli homurdanmaları yeniden başlatabilir. Östersunds “faciasını” hiçbir finansal kaideye uymayarak ve geleceğini riske ederek kapatmak isteyen takım için bu pek de mühim bir stres yaratmıyor şimdilik.
Antalyaspor geçen yılın istikrarını ve oyun kalitesini bu yıla taşıyamadı. Nasri-Çalımbay arasında yaşanan gerginlik ve Eto'o'nun açıklamalarıyla kaynamaya erken başlayan takım, yine Galatasaray'dan puan koparmasını bildi. Galatasaray'ın en çok düşünmesi gereken de böyle bir Antalyaspor'a karşı puan kaybetmesi ve daha fecisi oyun üstünlüğünü kuramaması...
BAŞAKŞEHİR 'IN', FENERBAHÇE 'OUT'
Haftanın en sükseli maçı Kadıköy'de oynanan Fenerbahçe-Başakşehir maçı oldu. Başakşehir geçen yıl ikinci olmasına rağmen şampiyonluk adayları sayılırken “Ha bir de Başakşehir var” olarak anılmak istemediğini bu maçla bir kez daha gösterdi. Kulübün varlık nedenini tartışabiliriz fakat sahada olanlar tartışmasız çok doğru. Fenerbahçe ise bu mağlubiyetle “bu sene de olmayacak” havasına erken girdi. Vardar'a elenmesinin ardından tribünleri tenhalaşmaya başlayan takım, ilerleyen haftalar için de umut vermedi ve daha da tenha tribünlere oynama ihtimalini yükseltti.
Bu maçta Fenerbahçe tribünlerinin söylediği “yönetim istifa” tezahüratları ise ciddiye alınacak düzeyde değildi. Maçın bitimine beş dakika kala skor 2-2'yken ve Fenerbahçe üst üste iki pozisyona girmiş, rakibin üzerine gider haldeyken sonsuz bağlılık ifadelerinin belirtmeleri gibi...
BEŞİKTAŞ'IN RAKİBİ BEŞİKTAŞ!
Beşiktaş, işi hem kolay hem de zor bir takım. Kolay olmasının en büyük nedeni tribün, takım ve yönetim arasındaki görünür uyum ve geçen yıldan devam eden oyun yapısı. Zor olan kısmı ise yine sil baştan kurulan savunma hattı ve forvet belirsizliği. Şenol Güneş iki sezondur şampiyon oluyor ve yönetim ona diyor ki, “Haydi, işini daha da zorlaştırıyoruz, göster kendini!” Bu haftaki Karabükspor galibiyeti bunu göstereceğinin işaretiydi sanki. Oyun olarak hem de bir Şampiyonlar Ligi maçı öncesi endişe verici bir görüntü çizse de, buna rağmen oyun ezberi ile ve eksikken galip gelmek önemliydi. İki hafta önce aynı statta Başakşehir'in 3-1 kaybettiğini de hatırlarsak...
GENÇLERBİRLİĞİ GALİBİYETİ ÖLÇÜ DEĞİL
Gençlerbirliği teknik direktör değişikliğine giden ilk takım oldu. Rahmetli İlhan Cavcav'ın yokluğunda çıktıkları ilk sezona kötü başladılar. Ve çözümü rahmetli başkanları gibi erken bir teknik direktör değişikliğinde aradılar. Cavcav başkanlıktaki istikrarını takıma yansıtamamıştı. Bu haldeki bir Gençlerbirliği'ne karşı bir devre üstünlük kuramayan Trabzonspor, çareyi ikinci yarıda sahaya sürülen 18 yaşındaki Abdulkadir'le buldu. Trabzonspor ileriye gitmek istiyorsa bu maçtaki galibiyete değil, bir önceki maçta aldığı 3-2'lik Göztepe mağlubiyetine bakmalı.
NİHAYET İZMİR'DEN BİR TAKIM
Nihayet İzmir'den de bir takım en üst profesyonel ligde boy gösteriyor. Üstelik sahada gösterdikleri performans da hiç fena değil: Trabzonspor ve Osmanlıspor karşısında galibiyet, Fenerbahçe ile beraberlik. Renktaşları Galatasaray'la kıyaslanmayacak bir bütçesi olduğunu da düşünürsek, ligin şu ana kadarki en başarılı takımlarından biri olduklarını söyleyebiliriz.
LİGİN EN BAŞARILI TAKIMI
Haftanın son maçında aldığı galibiyetle dördüncü sırayı kapan Kasımpaşa, sükseli galibiyetler alamasa da fiyat/performans ölçüsü düşünüldüğünde ligin dördüncü hafta itibariyle tartışmasız en başarılı takımı. Ligimize göre mütevazı bir maaş limiti belirleyen kulüp (350 bin Euro), bunun katbekat fazlasını şu ana kadar elde etmiş durumda.
ARAFTAKİ TAKIMLAR
Geçen yıldan devraldığı istikrarı sürdüren Akhisar Belediye, önceki sezonun renkli takımı Kayserispor ve Şenol Güneş sonrası buhranını atlatmış gibi görünen Bursaspor da sezona iyi başlayan takımlardan. Maç başına bir puan alan Alanyaspor ve Yeni Malatyaspor, net bir performans ortaya koyabilmiş değiller.
KÖTÜLER
UEFA Avrupa Ligi gruplarında oynayacak ve sezona TFF Süper Kupa galibiyetiyle başlayan Konyaspor'la birlikte Osmanlıspor, Antalyaspor ve Gençlerbirliği gözle görülür derecede ve net bir şekilde kötü performans sergileyen takımlar oldular.
EN İYİ TRANSFER
Türkiye naklen yayın ihalesi rekor bir ücretle yapılmıştı. Bu ihaleden kulüplere “akacak” yüksek meblağlı paraların ilk yılı. Kulüpler de bu fırsatı kaçırmadılar ve hunharca transferler yaparak şimdiden bu gelirleri erittiler. Lige yeni gelen onca oyuncu arasından sivrilen ise Galatasaray'ın forveti Bafetimbi Gomis oldu. Gösterdiği iştahlı oyun ve attığı goller sonrası verdiği görüntüyle şimdiden akıllara kazınan bir figür haline geldi. Transfer döneminde Gomis'e göre ismi defalarca fazla zikredilen Younes Belhanda ise silik bir görüntü çizdi.
Transfer sezonunun eğlence şampiyonu ise “Come to Beşiktaş” videoları oldu. Videolarda boy gösteren isimler ise henüz sahada vaat ettikleri ölçüde görünmediler. Son dakika transferi olarak Trabzonspor'a gelip, ayağının tozuyla formayı sırtına geçiren Jose Sosa ise yaklaşık 100 milyon lirayı bulan maliyetine değer bir katkı sunacak mı, merak konusu...
Onca transfere harcanan paranın küçük bir kısmı keşke bozuk zeminlere ve forma estetiğine de harcansaydı. Tümseksiz, çimi kalkmayan, eskilerin deyimiyle “futbol oynamaya elverişli” zemin sayısı bir elin parmağından az. Gençlerbirliği'nin İlhan Cavcav imzalı siyah forması dışında dikkat çeken, hoşa giden özel bir forma da maalesef mevcut değil...