Avcı’nın Fenerbahçe planını Fred mi bozdu?

İlk golden önce top Fred’e gelene kadar Fenerbahçe’nin toplu ve topsuz aksiyonları, bu sezon sıkça gördüğümüz tekrarlar içeriyordu. Öyleyse Abdullah Avcı’ya 'saniye saniye' neye çalıştıklarını sormak gerek. İrfan’ın Tadic’e uzun topu mu sürprizdi, Ferdi’nin attığı koşu mu?

Eren Topuz etopuz@gazeteduvar.com.tr

Trabzonspor teknik direktörü Abdullah Avcı, önceki gün yaptığı açıklamada, "Saniye saniye rakibimizin ne yapacağına çok iyi çalıştık. Bunun iyi uygulamalarını sahada çok net göreceksiniz. İlk dakikadan itibaren taraftarımızın desteğiyle avantajı ele geçireceğiz” diyerek Fenerbahçe maçına ne kadar hazır olduklarını söylemişti.

Rakibine gözdağı veren deneyimli teknik direktör, “Abdullah Avcı'nın Fenerbahçe istatistiklerine bakabilirsiniz" diye de eklemişti.

Avcı muhtemelen kendi takımına özgüven vermek ve taraftarı maçın içine çekmek için böyle bir açıklama yaptı ancak bu tarz açıklamaların rakibi de daha fazla motive etmek gibi bir tarafı olduğunu hatırlatmak gerek. Üstelik Avcı’nın açıklamalarının saha içerisinde de karşılığı olmadı.

PLAN İLK 15 DAKİKADA ÇÖKTÜ

Maça Berat-Mendy merkez ikilisiyle başlayan Avcı, Pepe ve Enis Destan’ı aynı anda sahaya atarak orta sahada bir oyuncu eksiltmeyi ve topu Fenerbahçe’ye bırakmayı tercih etti. Bordo mavililer rakip defans üzerinde istediği baskıyı da kuramayınca oyunun ilk bölümünü kendi sahasında kabul etmek zorunda kaldı.

Fenerbahçe ise İsmail-Fred-Szymanski orta sahasıyla maça başladı. Dzeko’nun da geriye gelerek oyun kurulumuna katılmasıyla merkezde üstünlüğü elde etti. Sağ kanatta İrfan-Osayi, sol kanatta Tadic-Ferdi ikilileri de sezon başından beri kurdukları kimyayla etkili oyunlarını sahaya yansıttılar.

Fred’in hücum katkısı bugün Fenerbahçe için ekstra oldu. Brezilyalı orta saha Tadic’ten aldığı topu üst düzey bir vuruşla ağlara gönderdiğinde dakika 13’tü, Fenerbahçe’nin topla oynama oranı ise yüzde 78’di. Top Fred’in ayağına gelmeden önce sağ kanatta İrfan’dan sol kanattaki Tadic’e uzun bir top atıldı. Tadic topu kontrol ettikten sonra Ferdi defans arkasına koşu attı ve iki oyuncuyu peşinden sürükledi. Boşalan alanı doldurmak için merkezden Mendy o bölgeye kaydı. Fred bu sayede ceza sahası önünde müsait bir şekilde topla buluşup şutunu çıkardı.

Top Fred’e gelene kadar Fenerbahçe’nin toplu ve topsuz oyunu, bu sezon sıkça gördüğümüz tekrarlar içeriyordu. Öyleyse Avcı’ya saniye saniye neye çalıştıklarını sormak gerek. İrfan’ın Tadic’e uzun topu mu sürprizdi, Ferdi’nin attığı koşu mu? Berat-Mendy gibi iki 6 numarayla merkezi tutuyorsanız Fred’e 27 metre mesafeden müsait bir şut atma şansı vermemelisiniz. Sete yerleştiğinde ligin en etkili hücum takımlarından birisi olan Fenerbahçe’ye karşı maç başlangıcında topu yüzde 78 oranında bırakmak da pek rasyonel bir tercih değil ki zaten sarı lacivertliler de cezayı kesti.

Avcı’nın “ilk dakikadan itibaren” kendilerinde olacağını söylediği avantaj 13’üncü dakikada sarı lacivertlilere geçti. İlk yarının kalan bölümünde de bordo mavililer etkili bir oyun sergileyemedi. Sağ kanatta Meunier ve Visca üzerinde atak geliştirme denemeleri Fenerbahçe’nin sert ve fizikli savunmasını aşamadı. İlk 30 dakika geçtiğinde bordo mavililer yenilen gole karşılık verememiş ve henüz şut çıkaramamıştı. İlk yarıyı da toplam 1 isabetsiz şutla ve 0,02 gol beklentisiyle kapattılar.

DEVRE BİTERKEN GELEN AVANTAJ

Fenerbahçe tarafı, her ne kadar formaliteden çıkılmış olsa da 3 gün önce bir Avrupa maçı oynadı. O maçta 90 dakika forma giyen Osayi, Djiku, Ferdi, İsmail ve Szymanski bugün yine ilk 11’deydi. Aynı maçta Fred ve İrfan 62 dakika, Tadic 28 dakika, Dzeko 15 dakika süre almıştı. Yani Fenerbahçe için ikinci yarı fiziksel bir düşüş yaşanması muhtemeldi. Sarı lacivertliler 1-0’ın avantajıyla devreye girmek üzereydi ki Fred bir kez daha sahneye çıkarak takımını rahatlatan golü attı ve farkı 2’ye çıkardı. Fred’in ikinci golü de ilk golünün bir benzeriydi, top solda Tadic’le buluştuğunda ileriye doğru ekstra bir koşu atmıştı ve yine baskı görmeden aldığı topla bu sefer ceza sahasına kadar girerek tabelayı değiştirmişti.

TRABZONSPOR VE FENERBAHÇE’NİN ORTAK DERDİ: TRİBÜNLER

İlk yarı sarı lacivertliler için olabilecek en iyi şekilde sona erdi. Bordo mavililer içinse durum tam tersiydi. “En büyük kozumuz dolu tribünler olacak" demişti Avcı maçtan önceki açıklamasında. Ama Trabzon tribünleri de Kadıköy’dekine benzer bir şekilde oyuna negatif etki etme potansiyeline sahipti. İkinci yarının ilk 15 dakikası sahaya atılan maddeler nedeniyle sıkça durdu. 60’lı dakikalara kadar oyun adına sahaya bu yüzden pek bir şey yansıtılamadı.

63’üncü dakikada sol taraftan kazanılan bir serbest vuruştan gelen Bardhi’nin golü, hem statta hem oyunda bir anda havayı değiştirdi. 63’üncü dakikaya kadar sahada varlık gösteremeyen bordo mavililer, duran toptan gelen golle birlikte maça yeniden başladı. Tribünlerdeki negatif havanın da dağılmasıyla birlikte Fenerbahçe sahasında baskı kuran Trabzonspor, arka arkaya bulduğu pozisyonların ardından 78’inci dakikada gelen penaltı golüyle skor eşitliğini de yakalamayı başardı.

LİVAKOVİC’İN ZAAFI

2-2’den sonra sarı lacivertliler Serdar Dursun ve Batshuayi ile çift forvete döndü. Bu sezon oyuna sonradan girdiği maçlarda son dakikalarda attığı gollerle birden çok kez kurtardı takımını Batshuayi. Trabzon deplasmanında da sol kanatta yine Tadic’in kestiği, Serdar Dursun’dan sekip önüne gelen topu soğukkanlı bir şekilde ağlarla buluşturarak takımına kritik bir deplasmanda üç puanı kazandırdı.

Fenerbahçe için bugün olumlu yönlerden birisi, sezonun ilk yarısında kendi sahasında Trabzonspor’a mağlup olduğu maçın aksine, oyunun kontrolünü büyük ölçüde elinde tutabilmesi oldu. Olumsuz yönlerden birisi ise Livakovic’in Samsunspor maçında Emre Kılınç’tan yediği gole benzer bir frikik golünü bugün de Bardhi'den yemiş olmasıydı. Kadıköy’deki Samsun maçında 62’nci dakikada yediği gol nedeniyle takımı sahada 2 puan bırakmıştı. Trabzon’da 63’üncü dakikada yediği golle de oyundan düşen rakibini maça yeniden ortak etti, Batshuayi’nin golü gelmese belki de Galatasaray’ın kazandığı haftada takımının bir puan kaybı daha yaşamasına neden olacaktı.

Ayrıca teknik ekip, ele geçen maçı kaybedecek duruma nasıl gelindiği üzerine de düşünmeli. Örneğin maçın en kritik dakikalarında Dzeko'yu çıkarıp Serdar Dursun'u almak ne kadar doğru? Maçın final dakikalarında yorgun bir Dzeko'nun ayağında tutacağı toplar ve yapacağı servislerle, dinç bir Serdar Dursun'dan daha faydalı olması muhtemel.

Şampiyonluk yolu Trabzonspor deplasmanı gibi zorlu maçlardan geçer. Bitime 8 maç kala, Galatasaray’ın kayıpsız geçtiği bir haftada milli takım arası öncesi böyle bir deplasmandan 3 puanla dönmek sarı lacivertliler için günün en önemli kazancı. 

Tüm yazılarını göster