Fenerbahçe bundan daha iyi mağlup edilemezdi. Üst üste galibiyet rekoru kıran, içeride dışarıda beraberlik bile almayan takım ancak böyle bir oyun ve skorla mağlup edilebilirdi. Trabzonspor, İstanbul’da Fenerbahçe’yi 26 yıl önce mağlup etmiş. O maçta ben üniversite 1. sınıf öğrencisi olarak stadyumdaydım. Trabzonspor tarafında öyle bir sevinç yumağı vardı ki, çünkü daha 1 sezon önce meşhur 95-96 yaşanmıştı. Yani o travmanın üzerine gelen değerli bir galibiyetti. Ve teknik direktör, Yılmaz Vural’dı. Hami’lerin, Tolunay’ların, Ünal Karaman’ların nefis oyunu da hala hatırımda.
Bu da tarihi bir galibiyet oldu. Maçın analizi aslında çok basit. Trabzonspor’un ilk golüne kadar Fenerbahçe baskısı, sonrasında oyun dengesi var. İlk gole kadar özellikle Mehmet Can’ın olduğu kanat, Ferdi ile sık sık ziyaret edildi. 1-0’da Visca’nın payı çok, Onuachu’nun estetik kafa şutunu da bir yere not etmek lazım.
Aslında Onuachu’yu anlatmak lazım. Maç uzun süre Onuachu ile Fenerbahçe arasında geçti. Trabzonspor, Berat, Mendy, Onuachu ve stoperlerin hatasız oyunuyla Fenerbahçe’ye şut bile attırmadı. Fenerbahçe’nin ilk şutu, 56. dakikada. Ki Trabzonspor bu dakikaya kadar 3 farkla önde.
Abdullah Avcı ne yaptı? Türkiye’de en iyi geçiş oyununu oynayan ve oynatan teknik adamların ilk sırasında. Fenerbahçe karşısında önce kontrolü ele aldı, sonra topu istediği gibi yönetti. İkinci bölgede kazanılan toplarla skor üretti. Ve maç boyunca topun arkasına geçti.
Trabzonspor camiası olası farklı mağlubiyet dahil her sonuca hazırken, Abdullah Hoca, "bu kaderimiz değildir" dedi ve zoru kolay yaptı. Defans düzeni bozulan rakibinin gardını birden düşürdü. Sonrasında Fenerbahçe 2 gol bulsa da, maçın sonucunu Abdullah Avcı çoktan belirlemişti bile. Tarih bu maçı, 26 yıl sonra İstanbul’da kazanılan Trabzonspor galibiyeti olarak yazacak.
Şunu da dipnot olarak söylemek lazım; 26 yıl sonra Trabzonspor İstanbul’da Fenerbahçe’ye 5 gol attı, 3’ü sayıldı.