Avrupa kömürü beklenenden hızlı bırakıyor

Avrupa kömürü beklenenden hızlı terkediyor. Kenya'da çiftlik ve pansiyon sahipleri neden vuruluyor? Kuzey Buz Denizi alarm veriyor... Hepsi Yeşil Gündem'de...

Abone ol

DUVAR - Avrupa’nın uzun zamandır devam eden kömürle vedalaşma süreci yeşil enerjiye geçiş maliyetlerinin düşmesiyle birlikte hız kazanıyor. Bloomberg tarafından yayınlanan analiz göre Analize göre, Avrupa gelecek on yıl içinde kömürü tamamen terk etmiş olabilir.

Birleşik Krallık, Fransa, Portekiz, Avusturya ve Finlandiya gibi ülkeler elektrik üretiminde kömür kullanılmasını sonlandıracak politikalarla kömürü kademeli olarak terk ediyor. Avrupa dışında ise, yeşil enerjiyle daha düşük maliyete elektrik üretildiği ve daha fazla istihdam yaratıldığı için, fosil yakıt endüstrisi düşüşe geçti.

GÜNEŞ KÖMÜRÜ GEÇİYOR

S&P Global Inc'ye göre, kömürlü termik santrallerinin devre dışı bırakılma hızı göz önüne alındığında, bu yıl Batı Avrupa’da güneş enerjisi kurulu gücünün ilk defa kömürü geçeceği anlamına geliyor. Bloomberg New Energy Finance’ye göre ise Avrupa’da artık yeni bir rüzgar santralı tarlası ya da güneş santralı projesi kurmak, yeni bir kömürlü termik santral kurmaktan daha ucuz ve verimli. BNEF analisti Jonas Rooze’ye göre ise 2030 yılında yeni bir rüzgar santralı tarlası kurmak eski bir kömürlü termik santralı devrede tutmaktan daha ucuz olacak, 2036 yılında ise aynı şey güneş enerji santralleri için de geçerli olacak. Düşük maliyetli rüzgar ve güneş enerjisinin yarattığı rekabet, Avrupa kıtasında kömür endüstrisine yatırım yapmış büyük şirketlerin kömürlü termik santralllerini rekor hızda kapatmalarına yol açıyor.

Almanya hükümetinin güneş ve rüzgar enerjisini destekleyen Energiewende politikası ülkede yenilenebilir enerji fazlası olmasına ve elektrik fiyatlarının düşmesine yol açtı. Birkaç hafta öncesine kadar 4,5 milyon konuta 2,2 Gigawatt elektrik sağlayan Almanya’nın Voerde kentinde Steag şirketine ait Avrupa’nın en büyük kömürlü termik santralİ, yarım asır sonra kapatıldı. Steag Yönetim Kurulu Başkanı Joachim Rumstadt santralı kapatma nedenini, “en iyi kömür yakma teknolojisine” sahip olmalarına rağmen, hükümetin politikasının artık kâr etmelerine olanak bırakmaması olarak açıkladı. Almanya’da 13 milyon eve enerji sağlayan, toplam 6,6 Gigawatt kurulu güçte 27 eski kömür ve doğal gaz termik santral şirketi kapatma onayı almayı bekliyor.

YENİ KÖMÜR YATIRIMI YOK

2016 yılında Avrupa’da kapatılan 10 gigawattlık kömürlü termik santral kurulu gücünün yaklaşık yarısı İngiltere’de, Birleşik Krallık hükümetinin karbon fiyatını iki misli arttırmasının ardından, kapatıldı. Hükümet kaynaklarına göre, Britanya’nın enerji üretiminden kaynaklanan sera gazı emisyonları yaklaşık beşte bir oranında düştü. Adının açıklanmasını istemeyen bir hükümet yetkilisi ise, Bloomberg’e hükümetin 2017 yılın üçüncü çeyreğinden önce, 2025 yılı itibarıyla kömür kullanımı sonlandıracağını ilan etmeyi planladığını belirtti.

Fransa’da Engie SA 2018 sonu itibarıyla kömürü terk etme planının bir parçası olarak geçtiğimiz yıl toplam 15 gigawattlık kömürlü termik santral kurulu gücünün yarısından fazlasını sattığını ya da kapattığını açıkladı. Electricite de France SA ise kömür ticaretinden çıktığını açıkladı.

Danimarka’nın en büyük elektrik üreticisi Dong Energy A/S ise bu yıl yaptığı açıklamada, mevcut elektrik üretiminin %46’sını karşılayan kömürü 2023 yılına kadar terk edeceğini söyledi.

Aralık 2013’te yenilenebilir enerjideki büyümeyi kömürlü termik santralleriyle ele ele devam ediyor diye tanımlayan Eurelectric (Avrupa Elektrik Sanayi Birliği) ise, dört yıl sonra bu ay 2020’den sonra yeni kömürlü termik santrallerine yatırım yapmayacağını açıkladı.

Rüyamdaki Afrika kitabının yazarı vuruldu

Rüyamdaki Afrika kitabının yazarı Kuki Gallmann Kenya'da kendi kurduğu doğa koruma parkında vuruldu. BBC'nin haberine göre yaklaşık bir ay önce de 73 yaşındaki Gallmann'ın lüks safari pansiyonları kundaklanmıştı. Yetkililer bölgedeki sığır çobanlarından şüpheleniyor.

KURAKLIK SALDIRGANLIĞI ARTTIRIYOR

Bölgede bu tür özel mülke saldırı vakaları artmaya başladı. Aynı şekilde İngiliz asıllı bir çiftlik sahibi  Tristan Voorspuy da Laikipia'da öldürülmüştü. Gallmann da Laikipia'da doğa koruma merkezinin sahibi. Bölgede bu tür artmasının sebebi normalde doğa koruma alanı olan yerlerde sürü sahiplerinin aşırı otlatma yapmaları olduğu söyleniyor. Bölgedeki çayırların tükenmemesi kıtadaki vahşi yaşamın korunabilmesi için elzem kabul ediliyor. Sığır çobanları ise, ülkede kuraklık olduğu için tek otlak alan seçeneğinin bu çiftlikler olduğunu söylüyorlar.

Kuki Gallmann, 1972 yılında babasından dinlediği hikayeler sayesinde Afrika'ya taşındı. 1980'li yılların başından beri bölgede doğa koruma faaliyetleri, etkinlikleri yürüttü. Kenya'ya gelişini ve buradaki deneyimlerini anlattığı Rüyamdaki Afrika kitabı 2000 yılında sinemaya uyarlandı. Kuki Gallmann'ı Kim Basinger canlandırdı.

 

Kuzey Buz Denizi plastik çöplüğü oldu

İspanya'da Science Advances  kurumu adına faaliyet yürüten bir grup  bilim insanının yaptığı bir araştırmaya göre Kuzey buz denizi, denizde yüzen plastikler için bir çıkmaz sokak haline geldi. Özellikle greenland ve Barents denizi bölgesi büyük plastik yığınaklarına dönüşmüş durumda.

Huffington Post'un haberine göre Henüz daha 2013 yılında İspanya'daki Cadiz Üniversitesi'nden bir grup bilim insanı   Kuzey Buz Denizi'nde 300 milyar küçük parça bulunduğunu tahmin ediyorlardı. Söz konusu plastiklerin Kuzey Amerika ve Avrupalılara ait çöPler olduğu anlaşılıyor. Zira, plastikler çoğunlukla Kuzey Atlantik bölgesindeki akıntılarla sürüklenerek geliyorlar.

Dünya Ekonomi Forumu'nun 2016 yılına ait bir raporuna göre yaklaşık 8 milyon ton plastiğin ömrü okyanuslarda bitiyor. Bu her dakika bir çöp kamyonunun okyanuslara boşaltılması anlamına geliyor. Böyle giderse 2050 yılında okyanuslarda balıklarda çok plastik atık olacak.

Araştırmacılar plastiğin geleceği  konusunda çok da iyimser değiller. Science Advances için makaleyi yazan bilim adamlarından biri olan Carlos Duarte Washington Post gazetesine verdiği bir demeçte plastiğin aslında sadece 60 yıllık bir geçmişi olduğu halde yaşanan manzaranın bu olduğunu hatırlatarak plastik üretiminin her geçen gün arttığına dikkat çekiyor.