Avrupa Konseyi’nin Demirtaş ve Kavala kararları ne anlama geliyor?

Avukat Molu, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Kavala ve Demirtaş’a ilişkin verdiği kararları değerlendirdi: Sürecin uzamasının sebebi, hükümetin serbest bırakmamak için ileri sürdüğü argümanlar.

Abone ol

ANKARA - Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, iş insanı Osman Kavala ve HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a ilişkin kararlar verdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AHİM) ihlal kararına rağmen hala tutuklu olan Osman Kavala davası nedeniyle Türkiye’ye karşı ihlal prosedürünün başlatılmasını talep eden Komite, Türkiye’den 19 Ocak’a kadar görüş istedi. Komite bir diğer ara kararında ise Demirtaş’ın başvurularına ilişin kararını bir an önce görüşmesi için Anayasa Mahkemesi’ne çağrıda bulundu.

‘SÜRECİN UZAMASININ SEBEBİ HÜKÜMETİN SERBEST BIRAKMAMAK İÇİN İLERİ SÜRDÜĞÜ ARGÜMANLAR’

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin aldığı kararları değerlendiren Avukat Benan Molu’ya göre hem Demirtaş hem de Kavala dosyasında gelinen aşama, hükümetin izlediği “taktiklerle” gelinen sürecin sonucu.

Kavala ve Demirtaş’ın ilk tutuklanma kararlarının ardından AİHM’in "Derhal serbest bırakılmalılar" kararlarının geldiğini, bu kararların uygulanmaması için Demirtaş hakkında ikinci tutuklama ve başka bir dosyada onama kararı, Kavala için üçüncü tutuklama durumunun yaratıldığını belirten Molu, “Bu insanlar hiçbir biçimde serbest kalmasın diye başka kararlarla bu süreç devam ettiriliyor. Bu, AİHM kararlarının uygulanmaması için gösterilen dirençlerden bir tanesi” dedi.

Hükümetin, “İlk tutuklamalarıyla ilgili bir karar verildi ve yerine getirildi. Bu insanlar farklı bir dosyadan tutuklular, AİHM’in verdiği karar bu tutukluluk açısından geçerli değil” savını öne sürdüğünü, Bakanlar Komitesi’nin ise, “Bu ikinci tutukluluk ilk tutukluluğun devamı niteliğinde. Dolayısıyla biz bununla ilgili bir yorumda bulunabiliriz” dediğini aktaran Molu, “Sürecin bu kadar uzamasının sebebi, hükümetin serbest bırakmamak için ileri sürdüğü argümanlar ve tekrar tekrar verilen tutukluluk kararları” ifadelerini kullandı.

‘KAVALA’NIN 17 OCAK’A KADAR SERBEST BIRAKILMASI GEREKİYOR’

Avukat Molu’nun aktardığına göre, 10 Aralık 2019’da Osman Kavala’ya ilişkin AİHM’in ihlal kararı vermesi, bu kararın kesinleşip Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin önüne gitmesinin ardından Bakanlar Komitesi, Kavala’yla ilgili 9 karar yayınladı.

Ellerinde 9 tane Bakanlar Komitesi kararı ve 1 tane de AHİM kararı olduğunu belirten Molu, “Yani Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını talep eden 10 tane karar var. Bu kararlara rağmen Osman Kavala hala serbest bırakılmadığı için, ikinci ve üçüncü kez tutuklandığı, dosyası Çarşı taraftar grubu dosyasıyla birleştirilip süreç uzatıldığı için artık Bakanlar Komitesi, devletin Kavala’yı serbest bırakma yönünde bir iradesinin olmadığı, direndiği sonucuna vardı” dedi.

İnsan Hakları Sözleşmesi’ne yeni eklenen 46’ncı maddenin 4’üncü fıkrası uyarınca, mahkeme kararını yerine getirmeye direnen devletlerin Bakanlar Komitesi’nce tekrar AİHM’e şikayet edildiğini, Komite’nin Kavala dosyasında bu yola başvurduğunu belirten Molu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hükümete 19 Ocak’a kadar bir görüş bildirin denildi. Osman Kavala’nın duruşması 17 Ocak’ta. Mahkemenin resen bir tutukluluk incelemesi yapması mümkünse o incelemede ya da 17 Ocak’taki duruşmada Kavala’nın serbest kalması gerekiyor. 19 Ocak’a kadar hükümet ‘serbest bırakacağız’ ya da ‘hayır, tutukluluğu farklı bırakmayacağız’ derse, Bakanlar Komitesi şubat oturumunda Türkiye’ye karşı resmi olarak bir süreç başlatacak.”

AVRUPA KONSEYİ TARİHİNDE YALNIZCA BİR KEZ BAŞVURULAN YOL

İş insanı Osman Kavala 19 Ocak tarihine kadar serbest bırakılmaz ise Bakanlar Komitesi AİHM’e yazı yazacak. AİHM kararının uygulanmadığını belirtecek olan Komite, dosyada verilen kararın yerine getirilmemesiyle ilgili AİHM’den değerlendirme talep edecek. Bu durumun Avrupa Konseyi tarihinde yalnızca bir kere başvurulan bir yol olduğunu, onun da Azerbaycan’da muhalif siyasetçi ve hak savunucusu Ilgar Mammadov’un dosyasında yaşandığını belirten Molu şunları kaydetti:

“AİHM, 2014’te Mammadov hakkında Kavala benzeri ihlal kararı verdi. Sonra Mammadov hükümlü hale getirildi, karar çok uzun süre uygulanmadı, 2017 yılında böyle bir sürece başvuruldu. 2017’de Bakanlar Komitesi AİHM’e resmi bir şikayette bulundu. 2019’da da Mammadov’la ilgili karar yerine getirilmediği için Azerbaycan 46’ncı madde altında mahkum edildi. Daha sonrasında tekrar bu süreç Bakanlar Komitesi’nin önüne geldi ve o süreçte Mammadov serbest bırakıldığı için herhangi bir yaptırım uygulaması gündeme gelmedi. Eğer hala serbest bırakılmamış olsaydı ya da ihlaller devam ediyor olsaydı Bakanlar Komitesi’nin elinde oy kullanma hakkının alınmasından üyeliğin askıya alınmasına, Avrupa Konseyi üyeliğinden çıkarmaya kadar giden bir dizi yaptırım imkânı vardı.”

‘KAVALA 19 OCAK’A KADAR SERBEST BIRAKILMAZSA 2 ŞUBAT’TA BİLDİRİMDE BULUNULACAK’

“Bu yaptırımların ne olduğu, hangi aşamada uygulanacağı belirli değil. Bu zamana kadar sadece elimizde Mammadov örneği olduğu ve bunlar uygulanmadığı için nasıl bir yol izlenir diye kesin bir şey söylemek mümkün değil. Mammadov sürecinde her şey uzun olmuştu ve yedi yıl cezaevinde kalmıştı. Osman Kavala’nın dosyasında bu aşamaya hızlı gelindi. Eninde sonunda devletler o yaptırımlara çok maruz kalmamak için bir şekilde serbest bırakma yoluna gidiyorlar. Eğer 19 Ocak’a kadar Osman Kavala serbest bırakılmazsa 2 Şubat’ta Bakanlar Komitesi resmi olarak AİHM’e bir bildirimde bulunup süreci olarak başlatacak. Sonrasında AİHM ne zaman ihlal kararı verirse… 2022’nin sonuna kadar bu süreç devam edebilir.”

‘KAVALA İÇİN VERİLEN KARARLAR DEMİRTAŞ İÇİN DE VERİLİYOR’

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Selahattin Demirtaş’la ilgili ara kararında, hükümetin sunduğu eylem planını değerlendirdi ve Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması çağrısını yineledi. Komite, Anayasa Mahkemesi’nin de bir an önce AİHM kararı doğrultusunda Demirtaş’ın başvurularını karara bağlamasını talep etti.

Komite Demirtaş’a ilişkin ara kararında ayrıca, HSK'nin ve yargının bağımsızlığının sağlanması için yasal değişiklik yapılmasını, çoğulculuğun ve seçilmiş muhalif kişilerin ifade özgürlüğünün güçlendirilmesini, TCK 314 gerekçe gösterilerek yaşanan tutuklamalara karşı önlem alınmasını da istedi.

Demirtaş ile Kavala’nın süreçlerinin aynı ilerlediğini, “Komitece yaptırım süreci açısından neden Osman Kavala tercih edildi de Demirtaş tercih edilmedi” sorusunun çok sorulduğunu belirten Molu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Aslında ortada bir tercih durumu yok. Bu tamamen kararların kesinleşme tarihiyle ilgili bir şey. Osman Kavala’yla ilgili AİHM’in ihlal kararı daha erken kesinleştiği için onun süreci daha hızlı ve önde gidiyor. Demirtaş sürecinde de şu anda birebir Osman Kavala hakkında verilen kararlar Demirtaş için de veriliyor."

‘AYM’DEN İHLAL KARARI ÇIKARSA DEMİRTAŞ’IN SERBEST KALMASININ ÖNÜ AÇILABİLİR’

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Demirtaş’a ilişkin verdiği ara kararda, Demirtaş’ın ilk tutuklandığı 4 Kasım 2016 tarihinden önce nasıl bir hayat sürüyorsa bunun koşullarının yeniden yaratılmasını talep ettiğini, serbest bırakılıp tekrar milletvekili olmasının önündeki engellerin kaldırılmasını istediğini belirten Molu, Komite’nin AYM’ye yönelik çağrısına ilişkin ise şunları kaydetti:

“AYM’nin önünde Demirtaş’ın çok fazla başvurusu var. Bu başvuruların AYM tarafından öncelikli olarak incelenmesi gerekirken incelemiyorlar. O yüzden sürekli olarak bildirimde bulunup ivedilikle bu başvuruların incelenmesini istiyoruz. Şu anda Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden tutukluluk dosyası dışında Demirtaş’ın serbest kalmasını sağlayabilecek tek makam Anayasa Mahkemesi. Hızlı bir şekilde ihlal kararı ortaya çıkarsa Demirtaş’ın serbest kalmasının önünü açabilir. Ama bir karar vermiyor. Biz bunu da komiteye bildirmiştik. Bakanlar Komitesi, AYM’yi de AİHM kararı doğrultusunda bir ihlal kararı vermeye ve bunu da bir an önce yapmaya çağırıyor.”

BAKANLAR KOMİTESİ’NİN SONRAKİ TOPLANTISI MARTTA

Demirtaş ve Kavala için Bakanlar Komitesi’nin bir sonraki toplantısının mart ayında yapılacağını belirten Molu, “Bundan sonraki süreçte hükümet yaşanan gelişmeleri komiteye bildirmeye devam edecek. Sonrasında mart ayındaki toplantıya kadar Demirtaş serbest bırakılmamış ya da bu üç konuda bir gelişme olmazsa Komite yine aynı çağrıları yapmaya devam edecek” ifadelerini kaydetti.