Avrupa Parlamentosu seçimleri ve Türkiye
Avrupalıların, parlamento seçimlerine ilgisi son yirmi yılın en yüksek oranını yakalamasının nedeni, popülerliği medyayı da oldukça işgal eden aşırı sağ korkusuydu. Seçimlere özellikle gençlerin katılımı yükselirken şimdiye kadar adı sanı pek duyulmamış yeni oluşumlar parlamentoya temsilcilerini gönderebildiler.
Zeynep Alemdar*
23-30 Mayıs haftası Avrupa Birliği ve AB-Türkiye ilişkileri için oldukça hareketliydi. Türkiye’de kamuoyunun Avrupa ilgisi, iki taraf arasındaki inişli çıkışlı ilişkilerin bir yansıması şeklinde.
Bir açıdan, Türkiye’de insanlar hâlâ çocuklarının eğitimi ve geleceği söz konusu olduğunda içinde Avrupa’nın da olduğu Batı’yı hedefliyor. Benzer açıdan, Avrupa projesinin üzerine kurulduğu insan onuru, özgürlük, demokrasi, eşitlik, hukukun üstünlüğü ve insan hakları değerleri için bir pusula gerektiğinde de Avrupa’nın bir mihenk taşı olduğuna inanıyor.
Dış politikada da gerek Türkiye gerekse Avrupa Birliği bir kurum olarak veya üye ülkeleri de ayrı ayrı ekonomi, enerji, güvenlik ve göç konularındaki karşılıklı bağımlılık nedeniyle ilişkileri kesme lüksüne sahip değil gözüküyor.
O zaman, parlamento seçimleriyle yeniden oluşacak komisyon ve konsey yapısının Türkiye-AB ilişkileri üzerine etkisi ne olacak? 29 Mayıs tarihinde açıklanan, eskiden ilerleme raporu olarak, artık ülke isimleriyle adlandırılan komisyon dokümanı, Türkiye Raporu, ilişkiler hakkında bize ne anlatıyor?
Öncelikle Avrupa Parlamentosu seçimlerine ve olası etkilerine bakalım. Avrupalıların, parlamento seçimlerine ilgisi son yirmi yılın en yüksek oranını yakalamasının nedeni popülerliği medyayı da oldukça işgal eden aşırı sağ korkusuydu. Seçimlere özellikle gençlerin katılımı yükselirken şimdiye kadar adı sanı pek duyulmamış yeni oluşumlar parlamentoya temsilcilerini gönderebildiler. Avrupa’nın orta yerinde özelikle yabancı düşmanlığı, üniversitelere baskısıyla tanınan Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın ülkesinden, gençlerin kurduğu, Avrupa Birliği taraftarı, sağlık, eğitim ve daha iyi ücretler için kampanya yapan, Momentum Partisi 30 yaşında genç iki kadını Brüksel’e yolladı. 12 ülkeden gençlerin kurduğu ve sınırlar ötesi bir Avrupa partisi olarak şekillenen ve programında eğitim, göçmenlere onurlu yaşam hakkı, sürdürülebilirliği öne çıkaran Volt hareketinin de artık parlamentoda bir temsilcisi var. Avrupa Parlamentosu Yeşiller grubu genişledi, Almanya, Finlandiya ve İrlanda’da Yeşiller en çok oy alan ikinci partiler oldu.
Bu gelişmeler bize Avrupa’daki dinamiklerin değişmeye başladığını gösteriyor. Parlamento seçimlerinin tam sonuçlarının seçimlere giren ancak AB’den 30 Ekim itibarıyla çıkması beklenen Birleşik Krallık’ın sandalyelerinin dağılımıyla yeniden değerlendirilmesi gerekse de, AB’de dinamiklerin değişmesinin, daha çok dillendirilen, başka bir nedeni var. Bundan böyle AB’de bir karar çıkabilmesi için merkez sol ve merkez sağın anlaşması yetmeyecek. Tüm parti gruplarının daha müzakereci olması gereken bir sürece gidiliyor.
Avrupa’nın kendi içindeki bu değişimlerin Türkiye ile ilişkilere etkisi ne olur? Türkiye-AB ilişkilerinde belirleyici olan AB kurumlarının oluşması için müzakereler sürdüğünden bu etkileri şimdiden değerlendirmek zor. Parlamentoda Türkiye raportörünün kim olacağı, çok az olasılıklı olsa da 2017’de tartışıldığı gibi, Avrupa Komisyonu’nda Türkiye ile müzakerelerin dondurulması için bir teklif çıkıp çıkmayacağı gibi sorular askıda. Türkiye tarafından bakıldığında, kontrol edilemeyecek olan bu sürece odaklanmaktan ziyade, Türkiye’nin AB üyesi olmasını destekleyen ülkelerle birebir ittifaklar kurarak, ilişkileri geliştirmek önemli.
Öte yandan, 29 Mayıs akşamı açıklanan Türkiye Raporu’nun da işaret ettiği gibi Türkiye-AB ilişkilerinde gelişme yaşanması daha çok Türkiye’de yapılması önerilen reformlara bağlı. 2018 yılı Haziran ayında, AB Genel İşler Konseyi'nin açıklaması Türkiye’nin AB ile üyelik müzakerelerinde yeni fasılların açılması veya kapatılmasının düşünülmediğini ve Gümrük Birliği'nin modernizasyonuna yönelik çalışmaların başlatılmasının öngörülmediğini belirtmesinden bu yana Türkiye’de bu pozisyona yönelik bir değişim yaşanmadı. Ancak Raporda, Türkiye’deki reformların koordinasyonu için bakanlıklar arasında düzenlenen Reform Eylem Grubu toplantılarının üç yıl aradan sonra 2018 Ağustos ayından bu yana üç kere toplanmış olması da not edilmiş durumda. Raporun IKV tarafından çevrilmiş kapsamlı bir özetine buradan ulaşılabilir.
Doç. Dr. Okan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı