Avrupa’da aşı krizi: Kıbrıslı komiser hedefte
Avrupa Birliği'nde yaşanan aşı sıkıntısı nedeniyle Avrupa Komisyonu'nun Sağlık ve Gıda Güvenliği Komiseri Stella Kiriakidu eleştirilerin hedefinde. Avrupa Komisyonu, neo-liberal kemer sıkma politikaları nedeniyle temel sosyal hizmetleri göz ardı etmek ve aşı anlaşmalarında geç kalmakla suçlanıyor.
DUVAR - Korona virüsü vakalarının kontrol altına alınamadığı Avrupa'da, aşı krizi de sürüyor. Avrupa Birliği (AB) tüm üyelerine korona aşısı temin etmekte sorun yaşarken, birçok ülkede aşı randevuları iptal ediliyor. AB ise hem yabancı ilaç firmalarıyla hukuki düzlemde restleşiyor, bir yandan da iç siyaset sahnesinde çalkantılarla baş etmeye çalışıyor.
Gelinen noktada, korona virüsü aşılarının temini konusunda yaşanan son olumsuzluklar nedeniyle birlik yönetimi Avrupa başkentlerinde yoğun tepkilere maruz kalıyor. Özellikle Alman medyası, AB liderliğine ve Kıbrıslı Sağlık ve Gıda Güvenliği Komiseri Stella Kiriakidu’ya yoğun eleştiri yöneltiyor. Kıbrıslı komiser, hem kendi ülkesinde hem de Avrupa ülkelerinde hedef tahtasına oturtuldu. Başta Kıbrıs Cumhuriyeti ana muhalefet partisi olmak üzere birçok Kıbrıslı siyasetçi ve uzman, korona aşısı konusunda Kiriakidu’nun bir dizi yanlış adım attığını ve aşı temin sürecini bu yanlışların zora soktuğu görüşünü öne çıkarıyor.
NEO-LİBERAL POLİTİKALAR, SAĞLIK HİZMETLERİNİ ZAYIFLATTI
Lefkoşa, Atina ve bazı Avrupa başkentlerinden Gazete Duvar'a konuşan kaynaklara göre, Kiriakidu’nun ve AB yönetiminin hataları üç noktada yoğunlaşıyor. AB'nin korona virüsü krizine hazırlıksız yakalandığı, uzun yıllar boyu neo-liberal kemer sıkma politikalarının peşinden koşan Brüksel'in temel sosyal hizmetlerin ve aygıtların kuvvetlendirilmesi hedefini göz ardı ettiği belirtiliyor. Avrupa’nın sağlık sisteminin bu nedenle korona virüsü krizine kısıtlı imkanlarla mücadele etmek durumunda kaldığı aktarılıyor. Buna göre, ABD ve İngiltere gibi ülkeler Brüksel'in korona krizinin yönetimi için ayırdığından çok daha büyük meblağlarla mücadele ederken, AB içerisindeki iç siyasi hesaplaşmalar kaynak eksikliğini ve kriz yönetimini içinden çıkılmaz bir hale soktu.
'BRÜKSEL GEÇ KALDI'
Uzmanların aşı kriziyle ilgili üzerinde durdukları ikinci nokta, AB’nin korona kriziyle mücadelede kendi teknik ve bilimsel yapılarını sonuç alıcı şekilde zamanında harekete geçiremediğiyle ilgili. İsminin açıklanmasını istemeyen Yunanistanlı bir kaynak, AB’nin kendi alanında yetkin birçok tıbbi firmaya, araştırma kurumuna ve önemli olanaklara sahip olmasına rağmen Avrupalı yapıların aşı üretimi noktasında yabancı firmaların arkasında kaldığı uyarısında bulunuyor.
Son olarak uzmanlar, AB’nin aşı seçimi konusunda da bir dizi hatalara imza attığı görüşünde. Örneğin, AB'nin korona ile mücadelede etkinliği kanıtlanmış olan Pfizer/BioNTech aşısını uzun müddet göz ardı ettiği, diğer aşı firmalarıyla da gerek aşının temin süresi gerekse de olumsuz durumlar karşısında hukuki ve mali sorumlulukları hangi tarafın üstleneceği gibi konularda nihai anlaşmaya varamadığı belirtiliyor.
NE OLMUŞTU?
Pfizer firması geçtiğimiz haftalarda, üretim sıkıntısını ve diğer ülkelerle kontratlarını gerekçe göstererek Avrupa Birliği'ne aşı gönderimini yavaşlatacağını açıklamıştı. Benzer bir açıklamanın AstraZeneca'dan da gelmesi üzerine Avrupa Birliği'nin aşı programı bir anda tehlikeye girmişti. Avrupa Birliği, henüz Brüksel'den acil kullanım onayı almamış olan AstraZeneca aşılarının İngiltere'den önce kendilerine gönderilmesini istemiş, Londra ise parasını ödediği tüm dozları almak istediğini duyurmuştu. Firma da AB’ye herhangi bir taahhüt vermediğini açıklamıştı. Tarafların ilk toplantısından sonuç alınmamıştı. AstraZeneca son olarak ikinci toplantıya katılmayacağı yönündeki iddiayı yalanladı. (DIŞ HABERLER)