Avukat Bahri Belen: Öcalan'ın konuşması için özel af çıkartılması gerek

Bahri Belen, Öcalan'ın cezaevinden çıkması için Erdoğan'ın yetkisini kullanması gerektiğini belirtti. Belen, daha kapsamlı bir aftan tüm siyasi mahkumların faydalanması gerektiğini de vurguladı.

Abone ol

İSTANBUL - MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, Abdullah Öcalan için kullandığı "Tecrid kaldırılırsa gelsin, DEM Grup Toplantısı'nda konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayeti gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılmasının önü de ardına kadar açılsın" sözleri büyük yankı uyandırdı. 

Bahçeli'nin sözünü ettiği 'umut hakkı'yla ilgili konuşan avukat Bahri Belen, yasal sürece dair bilgi verdi.

Bahri Belen, Öcalan'ın hapisten çıkması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın özel af yetkisini kullanması gerektiğini söyledi. "Aksi halde Abdullah Öcalan'ın TBMM'de konuşması mümkün değil" diyen avukat Belen, şu ifadeleri kullandı: 

"Çünkü Öcalan ağırlaştırılmış hapis cezası alan bir hükümlü. Meclis’te konuşması için Cumhurbaşkanlığı'nın özel af çıkarması gerekiyor. ancak bu yetkisini kullanırsa Öcalan çıkabilir. Eğer daha geniş kapsamlı bir af çıkarsa bu bütün siyasi suçlular için geçerli olacak. Genel af mı olacak yoksa Öcalan'a özel mi olacak? Bu kadar gergin ve kutuplaşmış bir toplumda sadece adli suçlular aftan yararlanabiliyor. Siyasi suçlular da af ve indirimden yararlanmalı. Ancak bu şekilde hukuk devleti ilkesinden söz edebiliriz."

AVUKAT EDA ÖNAL: SOMUT ADIMLAR ATILMALI

Devlet Bahçeli'nin çağrısının ardından açıklama yapan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği İstanbul Şube Eş Başkanı Avukat Eda Önal da şunları söyledi: 

"Sayın Abdullah Öcalan 25 yıldır İmralı Ada Hapishanesinde, işkence niteliğinde infaz rejimi uygulanarak, ağır tecrit koşullarında tutulmaktadır. 25.03.2021 tarihinden bu yana ise İmralı Ada Hapishanesinden hiçbir haber alınamamakta, avukat ile görüşme hakkı, aile ve vasi ile görüşme, telefon ve mektup hakları hukuka ve yasalara aykırı bir şekilde keyfi olarak kullandırılmamaktadır. Mutlak iletişimsizlik söz konusudur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, İmralı’daki bu uygulamaların işkence niteliğinde olduğunu 2014 yılında verdiği karar ile hukuki olarak tespit etmiştir. Avrupa Konseyi’ne bağlı İşkenceyi Önleme Komitesi de İmralı’da yaptığı çeşitli incelemelerde aynı tespite ulaşmıştır. İmralı’daki uygulamaların ağır insan hakları ihlali içerdiği, ulusal ve uluslararası hukuka aykırı olduğu bu hak ihlallerinin uygulayıcıları tarafından bile inkâr edilmeyecek açıklıktadır. Bizler özgürlükçü hukukçular olarak, Sayın Öcalan, Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş üzerinde uygulanan hukuk dışı tecride derhal son verilmesi, aile ve avukat görüşlerinin sağlanması için somut adımların atılması gerektiğine inanıyoruz."