Avukat Elçi'den Roboski davası eleştirilerine yanıt: AİHM'in geçmişinde böyle bir karar yok!
Roboski'de savaş uçakları tarafından yapılan bombardımanda 34 kişinin katledilmesiyle ilgili başvurunun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından reddedilmesine ilişkin Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi konuştu. Dosyaların reddedilmesinden bu yana ailelerin yanısıra sosyal medyada yapılan eleştirilere yanıt veren Elçi "AİHM'in geçmişinde de buna benzer emsal bir karar yok" dedi.
DUVAR - Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde 28 Aralık 2011 tarihinde savaş uçaklarının bombardımanı sonucu yaşamını yitiren 34 kişi için yapılan başvurunun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından reddedilmesini değerlendiren Şırnak Baro Başkanı Nuşireven Elçi, AİHM'in geldiği noktayı tartışmak gerektiğini söyledi. AİHM'in, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına dayanarak, 34 kişinin ölümüyle ilgili başvuruyu kabul edilemez bulmasından sonra eleştirilerin hedefi olan Elçi, tartışmaların yanlış temelde yürütüldüğüne inandığını, soruşturmanın ilk evresinden AİHM'e kadar olan evrelerini ele almak gerektiğini söyledi.
Elçi, ilk başta Uludere savcılığının yetkisizlik ile dosyayı Diyarbakır'a göndermesi aşamasından, AİHM'e kadar bütün aşamaların hukuki temelde değil, siyasi temelde yürüdüğüne inandığını belirtti. Elçi, "Anayasa Mahkemesi aşamasında, bilindiği gibi, 1100 avukat ile başvuru yapıldı. Başvuru sırasında 261 yakının vekaleti mevcuttu. Sonra yaşamını yitiren 2 kişinin yakınlarının belgeleri eksikti. Bize bunların giderilmesi için tebligat yapıldı" dedi.
'YANLIŞ TEMEL ÜZERİNDE YÜRÜDÜĞÜNE İNANIYORUM'
AİHM'in Roboski başvurusunu reddetmesi üzerine Baro Başkanı Elçi'ye birçok eleştiri yöneltildi. Elçi de bu eleştirilere yanıt olarak, şunları söyledi: "AİHM, uygulamada olmayan bir şey yaptı. Rahatsızlandığım için sağlık ocağından aldığım raporu gönderdim. Bunu başka açıdan ele almak gerekir. Mazereti olmaması durumunda 15 gün süre deniliyor. Mazeret olunca sürenin uzayabileceği belirtiliyor. Esasa girilmiş, ilgili daireye dosya gönderilmiş. Bakanlığa ilgili cevapların yazılması için esasa girildikten sonra anlaşılmayacak bir şekilde usulden başvuru reddedilmiş. Anayasa Mahkemesi'nde buna benzer bir emsal karar yok. Daha sonra başvuru AİHM'e gidince, AİHM uygulamaların tersi bir şekilde kabul edilemezlik kararı vermiş. AİHM'in geçmişinde de buna benzer emsal bir karar yok. Bu kararların hangi saik ve hukuki dayanıksızlıklarla verildiğinin tartışılması gerekir. Şu anki tartışmanın yanlış bir temel üzerinde yürüdüğüne inanıyorum."
'ÖFKELERİNİ İNSANİ BİR ÖFKE İÇİNDE DEĞERLENDİRİYORUM'
Uludere'de yakınlarını kaybedenlerin kendisi ve Şırnak Barosu'yla ilgili tepkilerini, 'öfke patlaması' olarak değerlendiren Elçi, şu açıklamada bulundu: "Bize, kendilerine ve davaya haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Bu iş bitmedi. Bu olay bize göre insanlığa karşı işlenen suçlardan olduğu için zaman aşımına uğramayan bir soruşturma ve davadır. Bizler de hukukçularla görüştük ve yollar arıyoruz. Bu davanın faillerinin yargılanması konusunda şüphem yoktur. Geç gelen adalet, adalet değildir ama maalesef ülkemizde adalet genelde geç gelebilmektedir. Ailelerin bu konudaki fevri davranışlarını anlıyorum. 7 yılı aşkın bir süredir başvurduğumuz tüm organlarda maalesef hukuki temellerden yoksun kararlarla karşılaştıkları için öfkelerini anlıyorum. İlk günden beri onlara en yakın olan bizler olduğumuz için yakınmalarını da insani bir öfke içinde değerlendiriyorum."
'KİŞİSEL ÇEKİŞMELERDE KULLANILMAMASI GEREKİR'
Roboski kararıyla birlikte AİHM'in geldiği noktayı tartışmak gerektiğini belirten Elçi, 1990'lı yıllarda insan hakları ve yaşamı ön planda tutan kararlar verilirken, son dönemlerde ise hukukilikten ziyade, devletler arası siyasi ilişkilere göre karar verildiğini gördüklerini söyledi. Bu durumu ciddi bir şekilde tartışmanın gerekli olduğunu vurgulayan Elçi, sosyal medyada yapılan paylaşımlar içinse "Bu konu sosyal medya üzerinden tartışılacak bir konu değildir. Kimse kimse ile özel hesaplarını Roboski gibi önemli davalar üzerinde yapmamalı. Bu davanın kişisel çekişmelerde kullanılmaması gerekir. Kimi yakınmalarda insanların saf duygularını ve üzüntülerini görebilmekteyiz. Kimi paylaşımların da birbiriyle hesaplaşma gibi olduğunu görüyoruz. Bunların bu dava üzerinde yapılmaması gerektiğine inanıyorum" yorumunda bulundu.
Elçi ayrıca, olayın gerçekleştiği ilk günden itibaren tüm aşamalarda dosyayı barolarına üye avukatların takip ettiğini, katkı sunmak isteyen tüm hukukçulara kapılarının hep açık olduğunu ifade ederek, "Takip görevi bize herhangi biri veya kurum tarafından tevdi edilmemiştir" dedi.