Ayder'i 'rezil eden' statü değişikliğine mahkeme 'dur' dedi

Erdoğan’ın “Rezil ettik” dediği, Ayder Yaylası’nın düşürülen koruma statüsüne yapılan itirazda yürütmeyi durdurma kararı verildi. Kararda “Değişiklik, geri dönülmez sonuçlara yol açar” denildi.

Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kirlettik, rezil ettik” dediği Ayder Yaylası için yeni yargı kararı çıktı. Rize Çamlıhemşin’deki yaylanın koruma statüsünün değiştirilmesine karşı açılan davada mahkeme statü değişikliğine “Dur” dedi.

Birgün'den Uğur Şahin'in haberine göre, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Rize Çamlıhemşin’deki “Ayder Yaylası Doğal Sit” alanının koruma statüsünü 4 Kasım 2022’de “Doğal Sit-Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak tescil etti. Böylece bölge “turizm ve yerleşimlere izin veren alanlar” sınıfına dahil edildi. Bakanlığın yaylada yapılaşmayı artıracağı belirtilen tesciline ilişkin “olur”u ise yargıya taşındı.

'KAMU YARARI YOK, TELAFİSİ GÜÇ ZARARLAR VERİR'

Rize İdare Mahkemesi’nde görülen davada 25 Aralık 2023 tarihli bilirkişi raporunda, “statü değişikliğinin kamu yararı taşımadığına ve bölgede yapılaşmayı artıracağına” dikkat çekildi.

Rize İdare Mahkemesi, 49 kişinin açtığı davada, “İşlemin uygulanması halinde, yapılaşma işlemlerine başlanabilecek olması nedeniyle telafisi güç zararların doğacağı açıktır” diyerek ‘yürütmeyi durdurma kararı’ verdi.

9 Şubat tarihinde oybirliğiyle alınan kararda, statü değişikliğinin yol açacağı sorunlar şöyle özetlendi: Ayder Yaylası’nda hidrojeolojik açıdan ortaya çıkacak sorunlar ise belirsiz. Statü değişikliği jeoturizmi olumsuz etkileyecek. Yapılaşma dünya çapındaki nadir doğal yapısına, hayvan popülasyonlarına zarar verecek. Ekosistem ve faunayı olumsuz etkileyecek. Statü değişikliği bölgedeki konaklama, alışveriş yeri, lokanta ve otopark sayısını artıracak. Mevcut karayolunu genişletme ihtiyacı doğuracak, daha fazla katı atık ve atıksuyu üretimine neden olacak. Bu durum doğal yapının bozulmasına yol açacak. Yapılaşmanın yayılması, doğal değerlerin zarar görmesine ve sürdürülebilir turizm açısından da olumsuzluklara sebep olacak. 

(HABER MERKEZİ)