Aydın Belediyesi'nden atılan işçi: Yerlerde sürüklendik, Kılıçdaroğlu camını bile açmadı

Aydın Belediyesi'nde DİSK'e üye oldukları için işten çıkartılan işçiler eyleme devam ediyor. İşçiler taleplerini ve Kemal Kılıçdaroğlu'na ulaşmak isterken nasıl tartaklandıklarını anlattı.

Abone ol

İZMİR - CHP’li Aydın Belediyesi’nde DİSK Sosyal-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan sekiz işçiden ikisi olan Okan Aslan ve Yunus Cengiz’in hak mücadelesi, 439 gündür devam ediyor.

Aylardır CHP Genel Merkezi ve milletvekillerinin de bilgisi dahilinde olan, işçilerin haklılığının da kabul edildiği bu tablodaki çözümsüzlüğün nedenlerini DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve Sosyal-İş Sendikası Genel Başkanı Metin Ebetürk’e sorduk. Otobüs şoförü olarak çalıştığı Aydın Büyükşehir Belediyesi’nden sendikalı olduğu için işten çıkarılan Okan Aslan ise geçtiğimiz hafta CHP Genel Başkanı Kemal KIlıçdaroğlu’na mektup vermeye çalışırken, emniyet güçleri tarafından nasıl darp edildiklerini anlattı.

MİLLETVEKİLLERİ KAFALARINI ÖNE EĞEREK GEÇTİLER

Geçtiğimiz hafta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Çine Belediye Başkanı’nı ziyareti sırasında konvoyun geçtiği güzergahta beklediklerini ifade eden Okan Aslan, Kılıçdaroğlu’na ellerindeki mektubu vermek isterken emniyet güçleri tarafından darp edildiklerini söylüyor:

"CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Belediyelerden haksız yere işten atılan işçilerimiz varsa beni görsün' demişti. Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerinin sözde kaldığını fazlasıyla gördük. Geçen hafta Aydın’a ziyareti sırasında bize yaklaşımları çok sert oldu. Biz mahkeme kararlarıyla birlikte kendisine sadece elimizdeki mektubu vermek istedik. O esnada Özlem Çerçioğlu da arabanın içindeydi. Polis bizi yerlerde sürükledi. Kılıçdaroğlu, makam arabasından hiçbir şey yapmadan bizi izlerken aracın camını bile açmadı. Biz darp edilirken arabadan inen CHP Aydın milletvekilleri kafalarını eğerek geçtiler. Güvenlik güçleri bizi yerde sürüklerken görmezden geldiler. Yani herkes görünürde desteğini sunuyor ama hep sunmakla kalıyorlar. Konu işçi ve işçi haklarıysa kapalı kapılar ardında hepsi bir araya geliyor!’’

'KILIÇDAROĞLU’NA ORADAN SESLENECEĞİZ'

Bugüne kadar bağlı oldukları sendika ve partinin zarar görmemesi için Ankara’da yapmak istedikleri eylem planını ertelediklerini söyleyen Aslan, önümüzdeki süreçte eylemlerini farklı bir boyuta taşıyacaklarını anlatıyor:

"Geçen yıl 17 Ağustos’a kadar işe iadelerimiz gerçekleşmezse sendikamız, CHP Genel Merkezi önünde kitlesel bir basın açıklaması yapacağını ilan etmişti. Bu basın açıklamasına 2 gün kala, CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı ile Sosyal İş Genel Başkanı Metin Ebetürk bir araya geldi. Sonrasında Ebetürk, bu açıklamayı yapmazsak, Salıcı’nın bizim işe iademizi çözüme ulaştırılacağını ve en kısa sürede işimize geri alınacağımızı bildirdi. Böylece açıklamayı iptal ettik. Bu olayın üzerinden 14 ay geçmesine rağmen sözler yalan olmuş durumda! Genel Başkan da sesini çıkarmayarak bize cevap veremiyor. Şimdi önümüzde Sosyal-İş Sendikası’nın genel kurul toplantısı var. İstinaf mahkeme kararından sonra işe iademiz yapılmadığı takdirde genel merkez önünde oturma eylemi yaparak eylemi oraya taşıyacağız. Bu eylem 24 saat süresiz bir oturma eylemi olacak ve eylemlerimiz artarak devam edecek." diyerek ekliyor, "Ankara Genel Merkez’e gidip Kılıçdaroğlu’na oradan sesleneceğiz."

Sosyal-İş Sendikası Genel Başkanı Metin Ebetürk: Demokratik atılımı düşündük

Sendika Genel Merkezinde yaptığınız toplantıda işçiler geri alınmadığı takdirde “Efeler işe iade edilsin” sloganıyla etkinlik takvimi başlatılacağını bildirmiştiniz. Bu kapsamda programda, 2018 17 Ağustos’ta CHP Genel Merkezi önünde işçiler ve aileleriyle birlikte geniş katılımlı bir basın açıklaması yapma kararı vardı. Bu programdaki takvimi, 438 gün gibi bir süre geçmesine rağmen neden hayata geçirmekten imtina ettiniz? Bu açıklamayı hayata geçirmenizi engelleyen etmenler neydi?

O dönem yerel seçimler olduğu için hayata geçirmedik. Amacımız Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin önüne engel konulması değil, o süreçte biraz daha dikkatli davranılması gerektiğiydi. Ankara Genel Merkez önünde yapılacak böyle bir eylemden vazgeçmemizin sebebi; Çerçioğlu’na zarar vermeyi düşünmekten öte başka sebeplerdi. Parti bazında şu an maalesef demokratik güçlerinin en büyük parçası orada. Türkiye’nin demokratik atılımını düşünerek bu eylemi durdurduk ve erteledik. Bunun dışında ertelememizin bir dayanağı da oradaki merkez yöneticilerinin, bu işi çözeceklerini, arkadaşlarımızın işe iadesini gerçekleştireceklerini söylemeleridir.

Seçimlerin üzerinden bir hayli geçtiği, şimdi böyle bir planlanınız var mı?

CHP Genel Merkezi önünde yapacağımız basın açıklamasının bu sorunu çözeceğine dair inancımız yok. ‘Son atılan kurşun’ diye bir deyim vardır. Bu kurşunu attıktan sonra düşmanla karşı karşıya ve mağlubiyetin eşiğindesiniz. Dolayısıyla genel merkezin önünde yapılacak bir basın açıklamasının sorunları çözecek bir potansiyelinin olduğunu düşünmüyoruz. Böyle bir eylem sonrası eylem bitirileceği için görünürlüğü ve talebimizi devam ettirmek adına bu eylemi erteledik. Bu eylemin devamlılığı ile arkadaşlarımız için hem mahkeme kararına uygun talebimizi yinelemeyi hem de çabalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Zaten, Genel Merkez'in önünde sürekli oturma gibi bir eylem planımız da yoktu. Basın açıklaması yapılıp bitirilecekti. Ayrıca Kani Beko ile birlikte Aydın’da Özlem Çerçioğlu’na çözüm önerilerimizi, bu arkadaşlarımızın işe alınması gerektiğini söyledik. Ama maalesef Çerçioğlu tarafından bu iş benimsenmedi ve kabul görmedi.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu: Maalesef çözülemedi

Kamuoyundan edindiğimiz izlenim açısından hem Kılıçdaroğlu hem yöneticilerin DİSK’i önemsediğini biliyoruz. Buna rağmen bu durumun devam ediyor olması oldukça yadırgatıcı görünüyor. 438 günden beri devam eden bu direnişin çözüme kavuşturulamaması, CHP Belediyesi ile Disk arasındaki ilişki açısından sizce bütün temayüllere aykırı bir noktada değil mi? Siz nasıl yorumluyorsunuz bu durumu?

Evet, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerle DİSK’in ilişkileri tarihsel olarak da güçlüdür Bu anlamda bütün girişimler de gerçekleştirilmiştir. Ama maalesef bu mesele çözülemedi. Bunun gerekçesi ne olabilir onu bilemem ama biz bu arkadaşlarımızın tümüyle haksız bir şekilde işten çıkardıklarını biliyoruz.

Aydın'daki işçi arkadaşlarımız işten çıkartıldıkları günden itibaren bir direniş, haklı bir mücadele yürütüyorlar. Çünkü tamamen haksız ve hukuksuz bir şekilde işten çıkartıldılar. Yargı süreçleri de bunu belgeledi zaten. Dolayısıyla biz bu konuyla ilgili gerekli görüşmeleri yaptık. Buna rağmen bu kadar uzun bir süredir bu durumun devam etmesi ve çözülememiş olması kabul edilebilir bir durum değil. Sendikamız ve DİSK’e bağlı sendikalar olarak dayanışmayı devam ettiriyoruz. Madem sordunuz; Sizin bu sorunuz çerçevesinde, bu vesileyle Aydın Büyükşehir Belediye Başkanını ve belediye yönetimini bu yanlıştan dönmeye çağırıyoruz. Arkadaşlarımızın bu mağduriyetinin bir an önce giderilmesini talep ediyoruz.