Aydın Engin, Aydın abi Almanya’daki sürgün yıllarında yılın annesi seçilmiş. Meşhur Kızıl Dany vardır ya, Daniel Cohn-Bendit, onunla komşularmış, bu ikisi yılın annesi seçilmişler. Oya Baydar ve Bendit’in eşi çalıştığı için çocuklarına babalar bakıyorlarmış ve iyi bakıyorlarmış, o yüzden. Aydın abinin oğlu Ekim’e bu vesileyle bir de selam gönderelim.
Bu hikaye Aydın abiyi çok iyi anlatıyor: Erkeklik marazlarından azade, şefkatli, çalışkan, iyi kalpli ve komik.
Uzun yıllar önce e-posta ile politik bir çağrı yapmıştım. Çağrı yönlendirmelerle yayılmıştı. Arayanlardan birisi epey istisnai bir isimdi: “Merhaba, ben Aydın Engin. Varım diyorum, nereye geleyim?”
Böyle tanıştık Aydın abiyle. Birisi bu kadar mı aksiyon insanı olur? Bir kaç saat sonra bir araya geldik. Yanında da başka bir adam. Yanındaki adam iyi, hoş da kim olduğunu anlamadım. Soramadım da. Toplantımıza da katılmadı. Aydın abi bir şey de söylemedi.
Adam meğer devletin yakın koruma için atadığı polis memuruymuş. Bunda şaşılacak ne var değil mi? Aydın abiyi tanısanız şaşardınız. Onun kadar yumuşak, muzip, enerjik birisinin yakın korumaya ihtiyaç duyabilmesine şaşırırdınız. Kim Aydın abi kadar yumuşak kalpli birisini öldürmek isteyebilir ki?
Elbette diğer yumuşak kalplileri, Hrant’ı, Tahir Elçi’yi ve nicelerini öldürenler.
Aydın abi genellikle tehdit altındaydı. Öldürülebileceğini uzun yıllardır biliyor olmasına rağmen neşesinden hiç bir şey kaybetmeden yaşayan birisini tutsaklık yıldırabilir mi? Yıldıramaz ama etkiler. 75 yaşında. Ve ameliyat olalı çok olmamış.
Aydın abi bu ülkenin ciğeridir. Sağduyusudur. Analitik aklı, vicdanıdır.
Aydın abimin, Aydın Engin’in gözaltı görüntülerini utanarak seyrettim.
Bir insanın bu kadar mı güzel yüzü olur? Ancak oyuncaklarda bu kadar stabil olabilir diyeceğiniz haylaz ve şaşkın bir ifadesi vardır. Yine o ifade vardı yüzünde. Müstehzi bir tebessümle sakin sakin yürüyordu. “Sürükleyerek götürdüler” diyenler olmuş. Evet, koluna girmiş polislerden birisi acele ediyordu biraz. Bence farkında bile değildi. Zaten o yanındaki gençleri (polis) toplarıyla kırdıkları camlar için arabuluculuk yapmaya götürüyor gibiydi. “Ben şuraya oturuyorum” dediğinde çok canım yandı. Sağlık problemleri var yahu. 75 yaşında.
Şaşkınlık ifadesi dedim ya, Aydın Abi olana bitene genel olarak şaşırma melekelerini 75 yaşına kadar koruyabilmiş birisidir. Sanırım bu yüzden bu kadar iyi bir yazar ve iyi bir insan. Onun yaşındaki pek çok sosyalist, pek çok gazeteci ya bezmiş gitmiş sardunyalarla teşriki mesaiye başlamıştır yahut "ben söylemiştim" havasındadır. Aydın Abi ise her seferinde yeniden başlar anlama çabasına, şaşırmaya.
Ama gözaltına alınmaya şaşırmamıştır tabii. FETÖ’nün, darbenin, terörün, şiddetin her türlüsüyle mücadeleyle geçmiş hayatına rağmen bunlarla suçlanarak alınmasına bile şaşırmamıştır. 75 yılda neler geçirmiş buna mı şaşıracak?
Normal vakit olsa, “Vız gelir tırıs gider” derdim. Ama sağlık problemleri var. 75 yaşında. Aydın Abi’yi hemen çıkaracaklarını umuyorum. Neden böyle bir şey umuyorum? Bilmem. Akıl kırıntısı arıyorumdur belki olan bitende.
Bu arada Cumhuriyet Gazetesi’nden alınan diğer bütün herkese ecir sabır diliyorum. Bu saçmalığın çabuk geçeceğini umuyorum.