Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), TİP Hatay Milletvekili Can Atalay
ile ilgili hak ihlali kararına Yargıtay 3. Ceza Dairesi direndi,
üstüne Atalay kararına imza atan AYM üyeleri hakkında suç
duyurusunda bulundu.
Ankara’da bomba etkisi yaratan karar üzerine arka arkaya
açıklamalar geldi. Muhalefet partisi temsilcileri kararı, “yargı
darbesi”, “Anayasaya darbe girişimi” olarak nitelendirirken perde
arkasında Cumhur İttifakı içinde, yani AK Parti ile MHP arasında
yargıya dair iç çekişme yaşandığı iddiaları konuşulmaya
başlandı.
Kararın ardından iktidar kanadından ilk açıklama AK Parti Genel
Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’dan geldi. Yazıcı, “Hiç ve asla
olmaması gereken bir olay yaşıyoruz. Yazık, çok yazık. Devleti
oluşturan erkler, sorun çözümler. Asla sorun üretmez, üretemez.
Birbirini çelmeleyemez” dedi. Yazıcı’dan yaklaşık 3 saat sonra bir
paylaşım yapan AK Parti Grup Başkanvekili, eski Adalet Bakanı
Abdülhamit Gül de Yazıcı’nın tutumuna yakın bir açıklama yaptı,
“Yargı hakemdir, sorunları çözer. Yargı hakem olma vasfını
yitirirse, çözümün değil sorun ve çatışmanın kaynağı haline gelir"
uyarısında bulundu.
Gecenin dikkat çeken bir başka açıklaması da Cumhurbaşkanı
Başdanışmanı, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu
Başkanvekili Mehmet Uçum’dan geldi. Yargıtay’ın AYM ihlal kararına
uymamasının doğru olduğunu savunan Uçum, suç duyurusunu ise
reaksiyoner bir tavır olarak görüp olumlamadı.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararında, kesin hükmü Meclis’te
okutup Can Atalay’ın milletvekilliğini düşürmediği için hedef
aldığı TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ise açıklama yapmadı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş başta olmak üzere AK Parti’den kararla
ilgili bağlayıcı, somut bir açıklama yapılmaması Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın henüz konuşmamış olmasına bağlandı.
Özbekistan’da bulunan Erdoğan’ın değerlendirmesinin ardından bir
tutum alınacağı yorumları yapılırken kulisler hareketliydi. Birçok
AK Partili yönetici ve milletvekili Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararı
için “Olmaz” dedi.
HUKUK İÇİNDE ÇÖZÜM ARAYIŞI
AK Partili bir yönetici yaşanan krizde hem Anayasa Mahkemesi hem
de Yargıtay’ın hataları bulunduğunu söylerken ağırlığın Yargıtay’da
olduğunun da altını çizdi. “İkisi de suçlu, Yargıtay daha suçlu”
diyen yönetici hukukun kriz değil çözüm aracı olması gerektiğini
söyledi. Aynı yetkilinin yaşanan durumla ilgili bir mesajı da
“Yasamanın yükünü arttırmasınlar. Siyaseti buna dahil etmesinler.
Sorunu çözmek için hukuk içinde mekanizmalar var. Bunlar
işleyecektir” oldu.
Bu arada Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi (AYM) arasında yaşanan
krizin bir nedeninin de AYM’nin geçen ay Yargıtay ve Danıştay
üyelerinin maaşlarıyla ilgili düzenlemeyi iptal etmesi olduğu iddia
ediliyor. Bu iddiayı hem iktidar hem de muhalefet partilerinden
birçok milletvekili dile getirdi. Krizin tek nedeni olmasa da bu
kararın iki yargı kurumu arasında gerilimi arttırdığı yorumları
yapıldı. AK Partililer eğer sorun buysa da hukuki mekanizma içinde
buna çözüm aranması gerektiğini söyledi.
'SUÇ DUYURUSU GEÇERSİZ KILINACAK' BEKLENTİSİ
Gözler Erdoğan’ın açıklamasına çevrildi ama yaşanan krizin nasıl
çözüleceğine dair de değerlendirmeler yapılmaya başlandı. İlk başta
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Atalay’la ilgili hak ihlali kararına
imza atan AYM üyeleri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na
suç duyurusunda bulunması “garabeti” ile ilgili çözüm önerisi net.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bu kararı görüşüp kovuşturmaya
gerek yok diyerek reddetmesi bekleniyor. Böylece suç duyurusu ile
ilgili yapılacak işlem kalmayacağı kaydediliyor.
AYM’YE BİREYSEL BAŞVURU YENİDEN DÜZENLENİR Mİ?
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Atalay hakkındaki cezanın Anayasanın
14. Maddesine girdiğini (Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden
hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı
ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan
kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz) ve
dokunulmazlık kapsamı dışında yer aldığını savundu. Ancak AYM ihlal
kararı verirken Anayasanın 14. maddesinin belirsiz olduğunu ileri
sürüyor. Meclis kulislerinde bu farklı iki yorumun bir anayasa
değişikliği ile giderilmesi için adım atılabileceği konuşuluyor.
Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruların sınırlarının yeniden
çizilebileceği, Anayasa'nın 14. maddesine hangi suçların
gireceğinin netleştirilebileceği ileri sürülüyor. Ancak böyle bir
değişiklik için muhalefetin de ikna edilmesi gerekiyor.
KURTULMUŞ KARARI MECLİS’TE OKUTACAK MI?
AYM ile Yargıtay arasındaki krizde Atalay’ın durumunun ne
olacağı ise belirsizliğini koruyor. Meclis Başkanı Numan
Kurtulmuş’un AK Partili yetkililer Hayati Yazıcı ve Abdülhamit Gül
benzeri bir açıklama yapıp, yargının kendi içinde sorunu çözmesini
bekleyeceği, bu süreçte Atalay hakkındaki kesinleşmiş hükmü de
okutmayıp Meclis Başkanlığı’nda bekletebileceği konuşuluyor.