Ekşi Sözlük’te -şüphesiz kendinden ve söylediğinden pek
emin- biri, sekiz aylık hamile çocuk vesilesiyle İslâmcılara
yönelen salvoyu olduğu gibi geri çevirmeyi kafasına koymuştu, ilk iş olarak
üzerine çevrili namluyu hasma döndürdü: “haber yalan, zaten
twitter'da şerefsizin birinin (…) paylaştığı bir resimden
ibaret. twitter'daki şahıs şerefsiz çünkü linkte çocuğun
videosu var, çocuk karaciğer hastasıymış ve çocuk türkiye'de değil.
çocuğun hastalığını bu şekilde iğrenç bir kafayla kullanmak alın
size pedofili!!”
Olayın o fotoğraf düzmecesinden “ibaret” (değildi),
haberin de yalan olduğundan (değildi) gayet emin görünen bu şahıs,
yine de ipini sağlam kazığa bağlamak istiyor, Brezilyalı kızın
fotoğrafını Ekşi Sözlük’e taşıyana verip veriştirirken,
ortaya sürüldüğü anda eli kazandıran kozu ihmal etmiyordu:
“…pkk kamplarındaki pedofiliden haberi yok galiba! koduğumun
insanlık düşmanları!!!” PKK kamplarında pedofili varsa
Mudurnu’nun köyünde asla olmayacaktı!
Fakat rahatsızlık bir türlü geçmiyor, şahıs kendinden
eminliğiyle bağdaşmayacak tarzda sağa sola el atıyordu. PKK lafını
araya sokmak yetmezse diye bir yerli-millî geleneğe başvuruyor,
“sırf bizde mi oluyor birader!” makamına geçiyordu:
“pedofili bir hastalıktır din, dil, ırk dinlemez. isveç
dünyanın en en fazla ateistinin yaşadığı ülke ama pedofili
olaylarında dünya 2.si. çocuk istismarında hindistan zirvede budist
ve müslüman yoğunluk var.” Evet, Alman polisi de göstericilere
gaz atıyordu, Beyaz Amerikalılar da Kızılderilileri katletmişti;
dolayısıyla Mudurnu’nun köyünde gayri ahlâkî bir vaziyet
olamazdı.
Sorunu “dinimiz”in uzağına itelemeye kalkıştığında
karşısına çıkarılacak beylik kozu önceden kestiren kahramanımız,
orayı da boş bırakmıyordu: “verilen fetva aptalca bir fetva,
hz. muhammed'in 9 yaşında hz. aişe ile evlenme olasılığı yok. bizim
ateistler hadislere inanmaz ama konu din düşmanlığı olunca az bir
mantık yürütmeyle bile uydurulduğu belli olan hadislere biat
ederler, tapınırlar, yobazlığın zirvesine oynarlar” (niye
‘aişe’ yazdığını bilmiyorum -ük). Hadisler konusunda yetkili
servisin Ekşi Sözlük’te faaliyet gösteriyor olmaması zaten
beklenemezdi. Hadisler zaten, duruma ve Hayrettin Karaman’a göre
biri çekilip öbürü atılan, biri kapatılıp öbürü açılan, kâh gözden
çıkarılan kâh yerdekilere işlenen iskambil kağıtları gibi
kullanılabiliyorlardı.
Görüldüğü üzre, burada da mesele Ağrı’dan Bolu’ya gönderilen,
küçük yaşta hamile bırakılan kızın hali değil, bu vesileyle kapışan
ezelî rakiplerden hangisinin ötekine ne kadar laf geçirebildiğiydi.
Ayrıca şahıs, toplumumuzun ortalama karakter yapısı ve tartışma
âdâbına ilişkin belli başlı unsurları bünyesinde derlemiş toplamış
sergiliyordu. Başka bir Ekşi Sözlük yorumcusunun
ifadesiyle “algı yapmaya çalışan yavşak oğlu yavşaklar”
olmasa mesele çıkmayacaktı. Küçük kızlar resmî nikâhsız hamile
bırakılıyor diye, ümmetin son umudu, cihanın müstakbel hakimi Türk
İslâmcısı boyun bükecek değildi:
“İslâmiyeti karalamak için 11 yaşındaki hasta kızı kullandılar.
İslâmiyeti lekelemek için bunu da yaptılar. 11 yaşında karaciğer
hastası kıza İslâmiyeti lekelemek için hamile süsü
verdiler.”
Oysa olay doğru, sahte olan sadece fotoğraftı. Ve bunu tek bir
kişi ortaya sürmüştü. Kimdi? Açıkçası bilmiyorum, araştırmaya da
gerek görmedim. Trol ordusundan veya başka seviyeden vazifeli
biriyse bunu bilemeyiz nasıl olsa. Sadece işgüzar ve hilebaz bir
münasebetsiz de olabilir.
ARTIK 18'İNE DE BASTI, OLAYIMIZ TAMAM
Peki, ortada sahiden hamile bir küçük kız vardı..? Ve o sahte
değildi..?
Galiba bunu umursayan yoktu. Ahali her zamanki gibi ikiye
bölünmüş, bu vesileyle kendi kampına puan toplama derdine düşmüştü.
Sadece Gündem Çocuk Derneği, ilk hastane haberi duyulur duyulmaz,
“on yedi yaşında da olsa fark etmez” diyerek, Z.Ç.’ye karşı
“bir dizi suç” işlendiği gerekçesiyle savcılığa
başvurmuştu. Başvuru dilekçesine göre, çocuğa
karşı “ailesi, evlendirildiği kişi, dini nikahını kıyan kişi,
başvurduğu hastane personeli, oturduğu mahalledeki muhtar ve
komşuları, çocuğun kayıtlı olması gereken okulun müdürü, Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığı yetkilileri suç işlemiş”lerdi.
Dernek, bakanlığın “yaş düzeltme davasını bahane
gösterdiğini” ileri sürüyordu. Gerçekten de, bakanın
açıklamasından, çocuğun yaşını büyütüp resmî nikah kıydırarak
meseleyi halletme niyetinde oldukları anlaşılmıştı. Devlete göre,
cezalandırılması gereken kimse yoktu anlaşılan.
Vardı. Gündem Çocuk, 2016 Kasım’ında KHK ile kapatılan dernekler
arasında yer aldı.
Hamile çocuk ne oldu? Olaylar nereye vardı? Suç işlemişler ne
oldu?
Vatan gazetesinin, mutlu sona ulaşıldığı için isimlerin açık
açık yazıldığı 1 Mart 2012 tarihli haberinden öğrenelim (ben yine
de isimleri açık yazmayacağım):
“(…) nüfus cüzdanına göre 11 yaşında görünen ve 8 aylık
hamile olmasıyla gündeme gelen Z.Ç., hastaneden 17 yaşında olduğuna
dair rapor alıp mahkeme kararıyla yaşını büyüterek, çocuğunun
babası E.D. ile nikâhlandı. Z.D. bugün İzzet Baysal Kadın Doğum ve
Çocuk Hastanesi’nde (…) 3 kilo ağırlığında kız bebek dünyaya
getirdi. D. çifti kızlarına ‘Sevgi’ adını verdi.”
Z.Ç., resmî nikâh için, “kemik yaşının 17 olduğunu
belgeleyen rapor”u Ağrı Devlet Hastanesi’nden almış, “yaş
tashihi davası”nda kararı Patnos Asliye Hukuk Mahkemesi
vermişti. Nikâh “geçen hafta”, yani doğumdan bir hafta
önce kıyılmış, Z.Ç.’nin Ç’si böylece D. olmuştu.
Bu habere göre, Z.’nin ilk defa hastaneye getirildiği, hamile
olduğunun ortaya çıktığı ve doktorların “müşahade altında kalsın”
demelerine rağmen “eşi” tarafından götürüldüğü gecenin ardından,
Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’nca soruşturma
başlatılmış, müfettiş görevlendirilmişti. Hastane ilgilileri
hakkında bu soruşturmanın nasıl bir sonuca vardığını, doğrusu
bilmiyorum. Merak eden de yok görünüyor.
Haberin gerisini okumalıyız -hattâ belki ezberlemeliyiz:
“Gazetecilerin çekim yapmasına izin vermeyen 25 yaşındaki E.D.,
Z’nin 18 yaşına girdiğini söyleyerek, ‘Artık hiçbir problemimiz
kalmadı. Nüfus cüzdanına göre yaşı 11 idi. Gerçek yaşı şu an 18.
Hastaneden rapor alındı. Daha sonra mahkeme kararı ile yaşı
büyütüldü. Nikahımızı kıydık. Şimdi de nurtopu gibi kızımız oldu.
Çok mutluyum,’ dedi.”
Ne diyelim? Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine? Yoksa
Tire’de ikiz bebekler dünyaya getiren on bir yaşındaki ortaokul
öğrencisi E.Ş. ile ona tecavüz eden üvey ağabeyi B.Ş.’nin
hikâyesine mi geçelim? Bebeklerin sağlık durumu iyi, tecavüzcü
tutuklanıp cezaevine kondu. Küçük kız? Nasıl bir geleceği
olacaktır, çiftlikte çalışmak üzere köye yerleşen ailenin on bir
yaşında ikiz doğurmuş kızının?
Onlarla uğraşamayız biz. Ülkeler fethedeceğiz, cihana hakim
olacağız!
Şu kırık aynanın parçalarını rastladıkça yerden alıp silip
temizlemek, vitrine dizmek lazım. Öyle basıp geçmekle, kızınca
tekme atıp sağa sola dağıtmakla olmuyor. Aksine toplayalım bir
araya, biz de toplanalım, yan yana geçip sırıtalım. Neyiz bilelim
de, taframız ona göre olsun.
- BİTTİ -