Ayşe Gökkan kendisini 'Sisifos'a benzeten mahkeme heyetinden şikayetçi oldu

DİYARBAKIR - Eski Nusaybin Belediyesi Eş Başkanı ve Özgür Kadın Hareketi (TJA) Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan’a Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “Örgüt üyeliği"nden 2 kez olmak üzere toplam 30 yıl hapis cezası verildi.

Gökkan'ın avukatlarının temyize götürdüğü kararı inceleyen Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, Gökkan’a “örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlamasından verilen 7 yıl 6 aylık hapis cezasını “ölçüsüz ve orantısız” bularak bozdu.

Dosyanın bozulan kısmına dair yeniden başlayan davada Gökkan’a 3 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Açıklanan gerekçeli kararda ise Gökkan, Yunan mitolojisinde yeraltı dünyasında sonsuza kadar büyük bir kayayı bir tepenin en yüksek noktasına dek yuvarlamaya mahkum edilmiş bir kral olan "Sisifos"a benzetildi.

'MAHKEME, DÜŞMAN HUKUKU PRATİĞİNE GÖRE BİR YARGILAMA YÜRÜTTÜ'

Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin "hukuki değil siyasi yargılama yaptığını" söyleyen Gökkan, tutuklu bulunduğu Ankara Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan mahkeme heyeti hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na şikayette bulundu.

Gökkan şikayetinde, "Mahkeme heyeti iktidarın Kürt-kadın-doğa karşıtı siyasetinin gereğini yerine getirmiş, adil ve bağımsız bir yargılama yapmamış, lehime olan delil ve hususları değerlendirmeyerek düşman hukuku pratiğine göre bir yargılama yürütmüştür" dedi.

Diyarbakır 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin 19.04.2023 tarihli gerekçeli kararının 30 ve 31'inci sayfalarındaki şu ifadeler Gökkan’ın şikayetinde yer aldı:

"Sanığın eylemlerinin; distopya hayalli, esrik esinle elde edilen, arkaik bozuk mirasın sayısız biçim ve çeşitlemesi içerir ters arketiplerden oluştuğu, mütemadi şekilde 'kadın erginleme senaryoları' izlekleri taşıdığı, beyanları ve ele geçen örgütsel dokümanlar içeriğine göre PKK/KCK terör örgütünün ideolojisini üst perdeden benimsediği…’"

"Nusaybin belediye başkanı olduğu dönemde belediyeyi KCK ilkelerine göre yönetmeye çalıştığının (Ele geçen demokratik özgür yerel yönetimler model taslağı dokümanının KCK ile özdeşlik gösterdiği) anlaşıldığı, genel olarak söylemlerinin; insanlığın aynı kök atadan gelme tespiti inkarı içerikli, anlam ve içerik derinliğinden yoksun, sistematik şekilde ırkçı hitap tarzına dayalı olduğu, söylemlerin insanda saldırgan duygular oluşturacak biçimde anlamsız bir nefret yaratan içeriği olduğu…’"

"Ayrılıkçılık yaparak karışıklığa sebebiyet verdiği, 'sisifos'un lüzumsuz işini gönüllü olarak sürekli tekrar edip, ayrılıkçı, faşizan söylemleri ile terör örgütüne gönülden üst bağını ortaya koyduğu tespit edilip anlaşılmıştır."

'ONUR, HAYSİYET VE SAYGINLIĞIM HEDEF ALINDI'

Ayşe Gökkan, gerekçeli karardaki söz konusu ifadelerin "Hükmün Gerekçesinde Gösterilmesi Gereken Hususlar başlıklı CMK m. 230 amir hükmüne" aykırı olduğunu belirterek, "Politik ve tahkir içerikli ifadelere yer verilmiş ve hatta adeta karakter ve psikolojik çözümleme ve tahlil yapmaya girişilmiştir. İfadeler, mahkemelerin tarafsızlığına halel getirecek sübjektiflikten kaçınma yükümlülüğünün ihlalini de aşarak bütünüyle yanlılık ve önyargının hakim olduğu bir yargılama pratiği olarak tarihe geçmiştir" dedi. 

Lehine olan delillerin değerlendirilmediğini belirten Gökkan, "Savcılık ve mahkeme heyeti, soruşturma aşaması dahil lehime olan herhangi bir delili değerlendirmediği gibi gerekçeli karar yazımını da içine alan yargılama pratiği ile kadın özgürlük mücadelesini ileriye taşımak üzerinden inşa ettiğim düşüncelerim ve politik kimliğimi hiçleştirmeye dönük ‘yorum’larda bulunmakla kişiliğimi, onur, haysiyet ve saygınlığımı hedef almıştır" ifadelerini kullandı.

Gökkan, mahkeme başkanı, üyeleri ve Cumhuriyet Savcısı hakkında disiplin soruşturması yürütülerek tahkikat neticesinde cezalandırılmalarına karar verilmesini ve söz konusu ifadeler dolayısıyla haklarında "Kamu Görevlisine Görevinden Dolayı Hakaret" suçundan ihbarda bulunulmasını talep etti.